Demirtaş genel başkanlığı bırakmak istiyor!

"Şahşi kariyer planınız nedir?" şeklindeki soruyla karşılık da Demirtaş, "Bırakmıyorlar bizi. Biz genel başkanlığı bırakmak istiyoruz da genel başkanlık bizi bırakmak istemiyor" dedi. Demirtaş, ABD'nin başkenti Washington'daki temaslarının ardından basın

Demirtaş genel başkanlığı bırakmak istiyor!

"Şahşi kariyer planınız nedir?" şeklindeki soruyla karşılık da Demirtaş, "Bırakmıyorlar bizi. Biz genel başkanlığı bırakmak istiyoruz da genel başkanlık bizi bırakmak istemiyor" dedi.

Demirtaş, ABD'nin başkenti Washington'daki temaslarının ardından basın toplantısı düzenledi.

Ziyareti kapsamında ABD Başkanı Barack Obama'nın Ortadoğu danışmanı Robert Malley, ABD Dışişleri Bakanı Yardımcısı Tony Blinken ve Kongre üyelerinden Adam Smith ile Beyaz Saray'da bir araya geldiğini söyleyen Demirtaş, Washington'da da partililerle de görüşme yaptığını ifade etti.

ABD'nin dünyanın her yerinde faaliyet yürüten bir şirket gibi olduğunu belirten Demirtaş, Washington'ın Türkiye'yi ve Ortadoğu'yu yakından takip ettiğinin altını çizdi.

"Biz Amerika'nın her şeyi daha iyi bildiğini, bizden daha iyi bildiğini düşünürüz ama öyle bir şey yok" diyen Demirtaş, kendi partilerinin bakış açılarını, Ortadoğu'daki gelişmeleri kendilerinin nasıl gördüğünü yaptıkları görüşmelerde özellikle dile getirdiklerini anlattı.

"Bu herkesi kaygılandırıyor"

Demirtaş, Türkiye'de iç barış sağlanmadan, Türkiye'nin Suriye'de veya Ortadoğu'da huzura katkı sağlamasının imkansız olduğu tespitini mutahaplarına aktardıklarını ifade ederek, şöyle dedi: "Kendi iç sorunlarıyla boğuşan bir Türkiye, komşularına veya dünyanın başka yerlerine yardımcı olabilecek ne ciddiyeti ne krediyi ne takati ne de saygınlığı bulabilir. Onu yakalayabilmesi için demokratikleşme temelinde iç barışın sağlanması lazım. Şu anda Türkiye'de PKK ile hükümet arasındaki çatışmalar, sokağa yansıyan gerilimler çatışmalar giderek tırmanıyor ve bu herkesi kaygılandırıyor."

Hükümetin baskıcı bir tutum sergilediğini ileri süren Demirtaş, Türkiye'de inanç, kimlik, basın ve ifade özgürlüğü noktalarında çatışma yaşandığını iddia etti. Demirtaş, bu doğrultuda temasları kapsamında kendi görüş açılarını aktardıklarını ve fikirlerinin dikkatle dinlendiğini gördüklerini aktararak, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Yeryüzünde HDP'nin söylemenin ciddiyetle dinlenmediği tek yer Ankara'dır. Sadece bizim hükümetimiz ve Cumhurbaşkanımız bizi dinlemiyor. Avrupa'nın ülkelerini geziyorum, AB kurumlarını ziyaret ediyorum, ABD'ye, Kanada'ya, Avustralya'ya, dünyanın her yerine gidiyoruz HDP olarak, bizi dinlemeyen sadece AK Parti dünyada. Bizi dinlemeyerek ne kazanıyor, bilemiyorum."

Demirtaş, ABD'ye geçen yıl gerçekleştirdiği ziyaretin ardından hükümet kanadından "Çözüm ABD'de değil Ankara'dadır" yönünde eleştiriler aldıklarını hatırlatarak, "ABD ziyaretimizle biz burada herhangi bir soruna doğrudan çözüm aramak için bulunmuyoruz. Netice itibariyle faydalı bir ABD ziyareti oldu" dedi.

"Ortadoğu'da huzur isteyen Türkiye'deki barış sürecine destek vermeli"

Basın toplantısında gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Demirtaş, bir soru üzerine, Türkiye'nin Suriye'de DAEŞ terör örgütüne destek verdiği iddiasında bulundu. Demirtaş, DAEŞ'e karşı savaşta en etkili mücadelenin, samimi olması halinde Türkiye tarafından verileceğini ifade etti.

Demirtaş, çözüm sürecine ilişkin ABD'nin tutumunun sorulması üzerine, Washington yönetiminin tarafların bir an önce masaya dönmesi gerektiğini aktardığını, kendilerinin ise bu çağrının yeterli olmadığını dile getirdiğini söyledi. Demirtaş, "Ortadoğu'da istikrar, barış isteyen herkesin Türkiye'deki barış sürecine çok daha güçlü destek vermesi lazım yeniden masaya dönülmesi için. Bu desteklerin veya teşviklerin çağrıların yetersiz olduğunu belirttik" diye konuştu.

"Kamuoyuyla bunu gerektiğinde paylaşan bir heyet olmalı"

ABD'den somut bir talepleri olmadığını belirten Demirtaş, şu ifadelere yer verdi: "Daha önce İmralı'da, Kandil'de, Ankara'da görüşmeler yaptık. İmralı'da yaptığımız görüşmelerin bizde ve hükümetteki tutanakları dışında kimsede detaylı bir bilgi yok. Bu bir handikaptır. Bizim oradaki konuşmalarımızın hiçbiri gayri meşru değil. Ne bizi ne hükümeti ne de Türkiye toplumunu sarsacak bir şey yapmadık, konuşmadık. Peki niye bu kadar gizem katıyoruz bu işe? Çünkü hükümet kendi kontrolünde tutmak istiyor bu görüşmeleri. Şimdi biz bunun biraz alenileşmesini istiyoruz. Eğer görüşmeler yeniden başlayacaksa masada mutlaka o konuşmaları izleyen, gözlemleyen ve kamuoyuyla bunu gerektiğinde paylaşan bir heyet olmalı. Şeffaflık olmalı. Masada kim haklı, kim haksız, kim çözümden yana değil, masadan çekilmeye çalışan üzerinde baskı yapmalı gözlemciler. Gözlemciler ayrıca ateşkesi denetlemeli. Kim ateşkese uymuyorsa onu sert bir şekilde eleştirmeli, sen çözüm sürecinin ruhuna aykırı davranıyorsun diye sert bir şekilde eleştirmeli. Peki bunu kim yapabilir? Türkiye kamuoyunda saygınlığı olan, cümle kurduğunda ağırlığı olan, herkesin dinleyebileceği, ortak vicdanı temsil eden bir heyet olmalı. Doğrudan taraf olmamalı."

"Biz genel başkanlığı bırakmak istiyoruz ama..."

Demirtaş, Türkiye'den ve dış dünyadan HDP'den beklentinin çok yüksek olduğunu, partisinin büyük umutlar yarattığını, geleceğe dair yeni bir vizyon çizmeye çalıştıklarını söyledi.

"HDP'nin bu beklentinin hakkını vermesi lazım" sözlerine yer veren Demirtaş, önlerinde bir kongre süreci bulunduğunu, parti programlarını gözden geçireceklerini, yeni dönemi karşılayabilecek, siyaseti somut projelerle yönlendirebilecek bir aktif muhalefete doğru yöneleneceklerini anlattı.

Demirtaş, tüm il ve ilçelerde "Nasıl bir HDP?" sorusuna yanıt arayışı içerisinde bulunduklarını belirterek, isim düzeyinde yeni açılımlar olup olmayacağının, partinin genişleme kararı alıp almayacağının kongre öncesi yapılacak iki günlük konferanslarda tartışılacağını aktardı.

"Şahşi kariyer planınız nedir?" şeklindeki soruyla karşılık da Demirtaş, "Bırakmıyorlar bizi. Biz genel başkanlığı bırakmak istiyoruz da genel başkanlık bizi bırakmak istemiyor. Bu kongrede de görünen o ki başka aday çıkmıyor, çok zorluyoruz, bu konuda değişim istiyoruz ama tartışmalar o noktaya doğru gitmiyor. Herhalde bu kongrede de başka aday çıkmayacağı görülüyor. Bir dönem daha hala böyle götürürüz" değerlendirmesinde bulundu.

Türk hava sahasını ihlal eden uçağın düşürülmesi

Türk hava sahasını ihlal ettiği için düşürülen Rus uçağına ilişkin de Demirtaş, daha önceki ihlallerde nasıl uçak düşürülmediyse bu kez de daha sert bir ikazda bulunarak olayın önlenebileceğini belirtti.

Türkiye'nin, "yeniden şekillenen Suriye'de kendilerinin hesaba katılmadan karar alınmaması için uçağı düşürdüğünü" ileri süren Demirtaş, "İyi bir politika yürütemiyorlar. Her halükarda biz gerilim taraftarı değiliz. Uçağın düşürülmemesi gerekirdi diye düşünüyoruz. Ben şahsen başbakan olsaydım, orada bana sorulsaydı 'Düşürmeyin' derdim. Evet sınırlarımızı ihlal etmiş, uyarın, kontrollü bir şekilde jetler onu sınırdan dışarıda çıkarabilir, ateş açıp düşürmeyecek şekilde uyarabilir, şu anda gereksiz veya Türkiye'ye kazandırmayacak yeni bir gerilim başlığımız oldu" diye konuştu.

HABERE YORUM KAT
Haberlere yorum yapanlar genel kuralları kabul etmiş sayılırlar. Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler