Aygün'den kendini eleştirenlere cevap

 CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün üç kadının öldürülmesi sonrası Sakine Cansız’ı ailesine taziye ziyaretine gitmesine ilişkin Twitter hesabı üzerinden “Kamuoyuna zorunlu açıklama” yaptı. Aygün, “Aileye taziyeye gitmek ne zamandan beri siyasetin konu

Aygün'den kendini eleştirenlere cevap

 CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün üç kadının öldürülmesi sonrası Sakine Cansız’ı ailesine taziye ziyaretine gitmesine ilişkin Twitter hesabı üzerinden “Kamuoyuna zorunlu açıklama” yaptı. Aygün, “Aileye taziyeye gitmek ne zamandan beri siyasetin konusu oldu? Paris cinayetleri sadece 3 kadının yaşamına son vermemiş; Türkiye'nin barış arayışını da hedeflemiştir; durmadan propagandasını yaptığınız ‘anaların gözyaşına’ saygınız bu mudur? Yoksa Tuncelili ana ‘ana’ mı değildir?” diye tweet attı.

Tweetlerine “Türkiye Kamuoyuna, CHP sevdalılarına ve Dersim halkına zorunlu bir açıklama” diye başlayan Hüseyin Aygün, “Son haftalarda sosyal medyada tanıttığım bir kitaba dair ve Sakine Cansız'ın ailesine yaptığım taziye ziyareti nedeniyle üyesi olmaktan gurur duyduğum Cumhuriyet Halk Partili bazı milletvekili arkadaşlarımın dahli ve basın önünde şahsıma karşı kimi beyanları beni ziyadesiyle yaralamıştır” dedi.

-DAHA SOL İSİMLERDEN BİRİYİM-

Basın önünde arkadaşlarına yanıt vermeyeceğini, iç işlerinin içeride konuşulacağını, ancak haksız bazı söz ve eylemlere cevap vermesinin zorunlu bulunduğunu belirten Aygün, şöyle dedi:

“Benim ‘CHP'li olmadığımı’; ‘partiden gönderilmem gerektiğini’ söyleyen milletvekili arkadaşlarıma Tunceli'deki 2011 seçim sonuçlarına tekrar bakmalarını öneririm. PKK'nın baskıları altında başlayan kampanyamızın yüzde 60'a yakın oy çoğunluğuyla sonuçlandığını; seçildikten sonra da CHP'yi kırlarda, ilçelerde, dağ başlarında, mezralarda anlattığım için başta başbakan Erdoğan olmak üzere milliyetçilik rüzgarından beslenen bazı çevrelerin çok haksız ve maksatlı eleştirilerine uğradım. Mesela Ovacık'ın en yüksek noktasındaki arıcıların sorunlarını dinlemeye gittiğim için PKK'nın hedefi olduğumu da kamuoyu iyi bilmektedir; bir önceki 2007 seçimlerinde CHP'nin Tunceli'den milletvekili çıkaramadığı sanırım hatırlardadır; ben bu partiye bağlıyım; amacım partimizin daha da güçlenmesi ve iktidarıdır; ancak bu partide daha sol isimlerden biri olarak var olduğumun da bilinmesini isterim.”

Tanıttığı kitabın 1913'ten itibaren Rumlara yapılanları anlattığını; bu dönemin sorumlusunun herhalde Atatürk ve arkadaşları olmayacağını kaydeden Aygün, “1. Dünya Savaşı sırasında Anadolu'da yaşanan korkunç zulümleri Kurtuluş Savaşımızla ilişkilendirerek benim sözlerimi çarpıtanları anlamıyorum” dedi.

Aygün tweetlerine şöyle devam etti:

“Kötü niyet taşıyan eleştirileri zaten kabul etmem; Dido Sotiriyu'nun romanının adının bile Türk-Rum kardeşliğini anlattığını bilmem söylememe gerek var mı? ‘Benden Selam Söyle Anadolu'ya’; yazarının 1982'de ‘Türk-Yunan Dostluğu’ adına Abdi İpekçi Ödülü aldığını da hatırlatıyorum” dedi. Aygün “son sözüm de taziyeye dair” diyerek şu satırları yazdı:

“Bazı konular vardır siyaset dışıdır; ölenle birlikte ‘suçu’, ‘günahı’ da ‘ölür’, aileye taziyeye gitmek ne zamandan beri siyasetin konusu oldu? Paris cinayetleri sadece 3 kadının yaşamına son vermemiş; Türkiye'nin barış arayışını da hedeflemiştir; durmadan propagandasını yaptığınız ‘anaların gözyaşına’ saygınız bu mudur? Yoksa Tuncelili ana ‘ana’ mı değildir? Bunu diline dolayan Başbakan Tayyip Erdoğan ve onunla aynı düşünceye sahip olanlara son sözüm şu: Ayıptır, zulümdür, günahtır!”

HABERE YORUM KAT
Haberlere yorum yapanlar genel kuralları kabul etmiş sayılırlar. Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler