Müezzinoğlu, Ankara'dan İstanbul'a giderken uçakta, soruları yanıtladı. Bakan Müezzinoğlu, “Hekimlerimiz ve sağlık hizmetinde görev yapan çalışanlarımız çok daha fazla çalışarak, azami düzeyde, kimseyi mağdur etmeden maksimum hizmet için çalışacaklar” diye konuştu.

 

Doktorların medeni ve insani koşullarda; ideolojik ve siyasi yaklaşımlardan uzak görev yapması gerektiğine işaret eden Müezzinoğlu, şunları söyledi: Bugüne kadar ne yazık ki bazı hükümetler döneminde bu ideolojik yaklaşımları sağlık alanında da yaşadık, ancak Ak Parti hükümetlerinde kesinlikle siyasi yapılanmaya, ideolojik tartışmalara izin vermedik. Aslında doğru olan da etik olan da budur, çünkü halka sağlık hizmeti veriyorsunuz.

 

 

“Türkiye'de tıp fakültelerinden mezun olan ve sağlık ihtiyacını karşılayan yeterli düzeyde hekimimiz bulunmamaktadır” diyen Müezzinoğlu, şöyle devam etti:

 

“Türkiye'de tıp fakülteleri sağlık hizmeti verecek kadrolardan mahrum. Daha önce 4 bin 500 olan öğrenci alımı YÖK tarafından 9 bin 500'e çekildi. 30 bin hekim açığımız var, 20 bini uzman. Bir doktorun fakülteden mezun olduktan sonra kendini yetiştirerek hizmete hazırlanması, uzmanlaşması 15-20 yıl sürüyor. Dolayısıyla doktor açığının kapanması zor oluyor. Her yıl bu açığın kapanması gerekiyor. Bundan sonraki ilk hedefimiz hekimi zaman olarak en verimli şekilde değerlendirmek.””

 

Türkiye'de 125 bin doktorun görev yaptığını belirten Müezzinoğlu, bu sayının her yıl artırılması gerektiğini söyledi.

 

 

Doktor ücretlerine yeni bir düzenleme yapılıp yapılmayacağı sorusuna ise Müezzinoğlu, “Döner sermaye ve performans sistemiyle doktorlarımızın maaşlarında iyileştirme mümkün. Özlük haklarında birtakım iyileştirmeler de söz konusu. Maliye Bakanlığı ve diğer ilgili kurumlarla çalışmalarımız var” karşılığını verdi.

 

 

Sağlık Bakanı Müezzinoğlu, hekim ve sağlık çalışanlarına yönelik şiddet olaylarıyla ilgili de “Hekime, hemşireye, sağlık çalışanlarına şiddet uygulanmasına, tatsız olaylara karşıyız. Hekim doğru, eksiksiz hizmet verirken 'psikolojik korku' yaşamamalıdır” dedi.

 

Müezzinoğlu, “Hekimin yaşadığı şiddetin bedelini vatandaş öder. Dolayısıyla hekime karşı şiddete yine vatandaş engel olmalı, tavır göstermelidir. İlk tavır yine vatandaştan gelmelidir. Hekimle hasta arasına güvenlik güçleri girmemelidir. Şiddet olayında ilk müdahale vatandaştan gelmelidir. Güvenlik güçlerinin müdahalesi, polis müdahalesi olacak iş değil” ifadelerini kullandı.

 

Hekimlere yönelik şiddet olaylarında medyaya da büyük sorumluluk düştüğüne dikkati çeken Bakan Müezzinoğlu, “Medya sağlık haberlerinde çok dikkatli olmalı” diye konuştu.

 

Sıfır hatanın 125 bin doktorun hizmet verdiği bir ülkede mümkün olmadığını vurgulayan Müezzinoğlu, “Doktorundan hemşiresine, sağlık personeline kadar her gün yaklaşık 70 milyonun üzerinde insana hizmet veriliyor. Bir doktor ortalama günde 50 işlemle karşılaşsa milyonlarca insanın işlemiyle muhatap olsa hata olmaması düşünülemez. Her gün 500 milyon işlemin yapıldığını varsayarsak bu ortamda hata olabilir. Bu durumda Hasta Hakları Kurulu, hukuk var, hasta haklarıyla ilgili kurumlar var, vatandaş bir sorunla bir aksaklıkla karşılaştığında hakkını arayacağı yerler var” değerlendirmesinde bulundu.

 

Sağlık Bakanı Müezzinoğlu, her koşulda haksızlığa uğradığını düşünen vatandaşın hakkını araması gerektiğini anlatarak, “Ancak doktora, hemşireye, sağlık çalışanına fiziki şiddet olayları bizi üzüyor, halkımızı üzüyor, motivasyonumuzu kırıyor. Bunun bedelini vatandaş ödüyor. Medyadan, kamuoyundan bu konuda duyarlılık bekliyoruz. Türk vatandaşları en iyi, en lüks hizmeti hak ediyor. Tüm çalışanlarımızla, tüm gücümüzle, özveriyle hizmet vermeye gayret ediyoruz” dedi.