"Vatandaşa zulmeden bir Türkiye vardı"

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, "Eski Türkiye, devletin vatandaşını adam etmeye, terbiye etmeye çalıştığı bir Türkiye idi. Bunun doğal sonucu olarak ceberut devlet anlayışıyla vatandaşına zulmeden bir Türkiye vardı" dedi. Kurtulmuş, Kayseri İmam Hati

"Vatandaşa zulmeden bir Türkiye vardı"
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, "Eski Türkiye, devletin vatandaşını adam etmeye, terbiye etmeye çalıştığı bir Türkiye idi. Bunun doğal sonucu olarak ceberut devlet anlayışıyla vatandaşına zulmeden bir Türkiye vardı" dedi.
 
Kurtulmuş, Kayseri İmam Hatipler Derneği'nce (KAYİMDER) Erciyes Üniversitesi Sabancı Kültür Merkezi'nde düzenlenen "Yeni Türkiye" konferansında yaptığı konuşmada, "Yeni Türkiye" sözünün laf olsun diye söylenmediğini söyledi.
 
Eski Türkiye'de devletle milletin başka taraflara baktığını, devletin başka, milletin başka telden çaldığı bir Türkiye olduğunu ifade eden Kurtulmuş, "Eski Türkiye devletle milletin arasında ciddi bir uyuşmazlığın, farklılığın hatta çatışmanın olduğu bir Türkiye idi. Eski Türkiye, devletin vatandaşını adam etmeye, terbiye etmeye çalıştığı bir Türkiye idi. Bunun doğal sonucu olarak ceberut devlet anlayışıyla vatandaşına zulmeden bir Türkiye vardı. Bu çerçevede Allah'a çok şükür Türkiye bu eski Türkiye'nin kalıntılarından kurtuldu ve kurtulamaya devam edecektir, kimsenin şüphesi olmasın" diye konuştu.
 
Eski Türkiye'de devletin milletinden çekindiğini, kimisinin başörtüsünden kimisinin ana dilinden, kimisinin kıyafetinden kimisinin etnik yapısından, mezhebinden korktuğunu dile getiren Kurtulmuş, bu anlamda Türkiye'nin fevkalade zor ve kara dönemleri geride bıraktığını ifade etti.
 
- "Milletin egemenliğine geçildi"
 
Türkiye'de 18 yıl ezan diye "tanrı uludur, tanrı uludur" sesinin dinletildiği, TRT'den Türk halk müziğinin yasaklandığı, başörtüsü yüzünden insanların üniversite kampüsüne sokulmadığı dönemlerin geride kaldığını belirten Kurtulmuş, şunları kaydetti:
 
"Aynı şekilde başörtülü olduğu için kamu görevlilerinin, avukatların, doktorların, hukukçuların nasıl devlet dairelerinden dışarıya atıldığını hep birlikte görmüştük. Türkiye bunları yaşadı. Şimdi çok şükür bu Türkiye geride kaldı. Devletle milletin barışma noktasında önemli adımlar atıldı. Türkiye'de önemli bir mesafeyi geride bıraktık. Türkiye, ceberut devlet anlayışından kerim devlet anlayışına ilerledi. Elitlerin egemen olduğu Türkiye'den milletin egemen olduğu bir Türkiye'ye geçiş oldu. Son belediye seçimlerinde 7 başörtülü belediye başkanı seçildi. Bunların bir kısmı bizim partimizden bir kısmı başka partilerden. Kıyamet kopmadı, Türkiye bölünmedi. Türkiye'de laiklik elden gitmedi. Eski Türkiye'nin elitleri, sahipleri 'başörtüsü olursa laiklik elden gider' diye bağırıyorlardı. Aslında onların elden gideceğinden korktukları şey laiklik falan değil, bu milletin çıkarlarından toplayarak bu milletin elinden aldıkları milletin pastasıydı. Bu pastanın kendi ellerinden gitmesinden korkuyor, onun için başörtüsünün arkasına sığınıyorlardı. Artık elitlerin egemenliğinden milletin egemenliğine geçildi."
 
- "Yeni Türkiye'nin başlangıcındayız"
 
Eskiden elitler, seçkinler denilen grupların görünmez gruplar olmadığını anlatan Kurtulmuş, şehir kulüplerinde bir araya gelen vali, emniyet müdürü, ağır ceza müdürü, lise müdürünün akşamları oturup pişpirik oynadıklarını, hanımların da haftanın belli günlerinde bir araya gelip hanım günü düzenlediklerini söyledi.
 
Bu kişilerin halkın içine çıkmadığını dile getiren Kurtulmuş, şöyle devam etti:
 
"Allah'a çok şükür şimdi yeni Türkiye'ye doğru yol alıyoruz. Gittiğimiz her herde vali, rektör, emniyet müdürü, hocalar, hakimler, savcılar milletin içinde. Bu büyük bir değişmedir. Milletin Türkiye'de sisteme egemen olduğu, milletin elitlerin egemenliğini aldığının son derece açık göstergesidir. Önceden millet devlet uyuşmazlığı vardı onun yerine millet devlet bütünleşmesi var. Halka güvenmeyen bir yönetim anlayışı, kim seçilirse seçilsin ipleri elinde tutan bürokratik oligarşi vardı. Şimdi Allah'a şükür halkın tercihlerine güvenen, halkın tercihlerini esas alan bir yönetim anlayışı var. Eski Türkiye'de cumhurbaşkanlığı meselesi halkın karar vereceği bir iş değildi. Çünkü bu halka güvenilmezdi, serbest bırakırsak davulcuya zurnacıya kaçardı. Onun için cumhurbaşkanlığı seçimi elitler tarafından kontrol edilir, kapalı kapılar ardından cumhurbaşkanlığı pazarlığı yapılırdı. Biz doğrudan doğruya halkın oylarıyla cumhurbaşkanı seçen Türkiye'ye geldik. Ama yeterli değil. Daha yolumuz var. Yeni Türkiye'nin daha başlangıcındayız. Cumhurbaşkanını halk seçmeye devam ederse bundan sonra bu milletin şarkısıyla türküsüyle, camisiyle, mescidiyle, çarşısı pazarıyla ilgisi olmayan hiç kimse cumhurbaşkanı seçilemeyecektir." 
 
- "Türkiye'de zihniyet değişimi oldu"
 
Geçtiğimiz 12 yılda yollar, köprüler, hastaneler, üniversiteler havaalanları yapıldığını, ekonomik olarak ilerlendiğini ancak en önemlisinin zihniyet değişimi yaşandığını vurgulayan Kurtulmuş, en önemli, en zor konuda büyük bir başarı elde edildiğini ifade etti.
 
Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, şunları söyledi:
 
"Bu devletin zihniyetinin değiştirilmesidir. Devletin zihniyetini değiştirmek affedersiniz deveye hendek atlatmaktan daha zor bir iştir. Devlet ideolojisi resmi ideoloji dediğimiz şey bir günde oluşmaz, onları bir günde dağıtmak mümkün değildir. Ama bu alanda çok önemli adımlar atıldı ve çok şükür önemli zihniyet değişimi başlatılmış oldu. Bu zihniyet değişimi devam edecektir. İnşallah Türkiye hiç geriye gitmeyecek eski Türkiye'nin karanlık labirentlerine dönmeden yeni Türkiye'nin bu zihniyet değişimi etrafında yoluna devam edecektir. Yeni Türkiye'nin yeni bir Ortadoğu'nun da yeni bir Ortadoğu ise yeni bir dünyanın başlangıcıdır. Dolayısıyla bu söylediğimiz sözler sadece günü kurtarmak, vakti doldurmak için söylenmiş bir takım sözler değildir. Bu söylediklerimiz tam da siyasetin göbeğidir."
 
İsimlere bağlı kalmadan, ülkeyi kim yönetirse yönetsin, kim iktidara gelirse gelsin artık milletin istikametinin dışına çıkamayacak bir Türkiye'yi oluşturmak zorunda olduklarını belirten Kurtulmuş, bunun içinde öncelikli olarak yeni bir anayasa yapılması gerektiğini söyledi.
 
 Milletin egemen olduğu, sivil, demokratik ve çoğulcu bir anayasanın yapılması gerektiğini aktaran Kurtulmuş, "Bu anayasayla Türkiye başkanlık sistemli yeni bir sisteme doğru evrilmek durumunda ve o tarafa doğru gidecektir. Ayrıca sadece yeni anayasa değil bu yeni anayasayla birlikte 12 Eylül'ün getirdiği bütün anti demokratik yasalardan kurtulmak zorundayız. Türkiye'nin toplumsal bütünlüğünü sağlaması gerekiyor. Onun için de çözüm süreci dediğimiz bu süreci Allah'ın izniyle başarıyla sonlandıracağız" diye konuştu.
 
Konuşmanın ardından Kurtulmuş, salonun dışında bekleyen Erciyes Üniversitesi'nde öğrenim gören öğrencilerle bir süre sohbet edip hatıra fotoğrafı çektirdi. 
 
Kurtulmuş'un konuşmak için kürsüye çıktığı esnada öğrenci oldukları bildirilen bir grup "Sizden rica ediyorum. Papa Türkiye'ye gelmesin. Mücahit Erbakan" diyerek bağırdı.
 
Kurtulmuş, konferansın ardından İlim Yayma Cemiyeti tarafından yaptırılan Şehit Furkan Doğan Yurdu'nu ziyaret etti.

HABERE YORUM KAT
Haberlere yorum yapanlar genel kuralları kabul etmiş sayılırlar. Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler
Gündem