Geçtiğimiz hafta Türkiye’nin gündemine oturan Mattia Ahmet Minguzzi davası, kamuoyunda geniş yankı uyandırdı. Davayı yakından takip eden tarihçi Prof. Dr. İlber Ortaylı, köşesinde yaptığı değerlendirmede hem adalet sistemine hem de baronun tavrına dair dikkat çeken mesajlar verdi.
Ortaylı, Minguzzi ailesinin duruşmadaki metanetini vurgularken, yaşadıkları derin acıya rağmen vakarlarını koruduklarını belirtti. Ancak annenin gözyaşlarına hâkim olamadığını ifade eden Ortaylı, “Bu kadar büyük bir acının ortasında soğukkanlı kalmak kolay değil” dedi.
“Hem Suçlu Hem Küstah Bir Tavırla Davranan Bir Topluluk Vardı”
Duruşmada sanık tarafının tutumuna da dikkat çeken Ortaylı, “Karşımızda hem suçlu hem de küstah bir tavırla davranan bir topluluk vardı. Neye, kime güvendikleri belli değil” sözleriyle tepkisini dile getirdi.
Buna karşın, toplumda hâlâ adalet arayışını sürdüren vicdanlı bir kesimin varlığına işaret eden Ortaylı, “Türkiye’de hâlâ sesini yükselten, adalet isteyen, iyi ve vicdanlı bir kitle var” ifadelerini kullandı.
“Baro’nun Bildirisi İmalı Bir Mesajdır”
Ortaylı, davayı çevreleyen tartışmalarda özellikle baroların ve avukatların tutumuna da dikkat çekti. “Adliyenin üç sacayağından biri olan avukatların tavrı ve baronun yayımladığı bildiri ciddi biçimde değerlendirilmelidir” diyen Ortaylı, söz konusu açıklamanın “tarafgir bir grubun imalı mesajı” olduğunu savundu.
Ünlü tarihçi, “Bu mesajın ne anlama geldiğini açıklamak zorundalar. Birkaç cümleyle geçiştirilemeyecek kadar önemli bir meseledir bu” diyerek baroya açık bir çağrıda bulundu.
“Bu Dava, Kamu Vicdanının Sınavıdır”
İlber Ortaylı, davanın yalnızca bir ailenin değil, toplumun da adalet duygusunu test ettiğini vurguladı:
“İnşallah dava, anne ve babanın acısını dindiremese de kamu vicdanına seslenen adil bir kararla sonuçlanır. Çünkü bu dava sadece bir ailenin değil, toplumun adalet duygusunun da sınavıdır.”
Sanık tarafının savunmasında “engelli çocuklara yönelik koruma statüsünü suistimal etmeye çalıştığını” belirten Ortaylı, bu tür girişimlerin toplum tarafından artık kolayca fark edildiğini söyledi:
“Allah’tan toplumun hukuk bilgisi ve adalet anlayışı artık böyle oyunların çok ötesine geçti.”
“Baro Tek Tarafın Sözcüsü Olmamalı”
Ortaylı, adalet sisteminde eşitliğin korunması gerektiğine dikkat çekerek, baroların tarafsız davranması gerektiğini vurguladı:
“Bazı insanlar, bazı kurumlar Türkiye’nin hukukuna ve vicdanına uyum sağlıyor. Ama bazıları hâlâ aynı yerde duruyor. Eğer baro her olayda tek bir tarafın sözcüsü gibi davranmaya devam ederse, orada eşitlikten ve adaletten nasıl söz edeceğiz?”
Ünlü tarihçi son olarak, “Mağdur tarafın avukatları da bu adaletin bir parçası değil mi?” diyerek barolara ve hukuk camiasına sorumluluk çağrısında bulundu.
Kaynak:İlber Ortaylı’nın köşe yazısından derlenmiştir.
