Son zamanlarda et ve süt ürünlerinin tüketilmesinin ardından kaşıntı, şişlik, mide bulantısı ve vücut ağrısı gibi belirtiler yaşayan birçok kişi, aslında farkında olmadan "alfa-gal sendromu" ile karşı karşıya olabilir. Gıda zehirlenmesiyle karıştırılabilen bu durum, gecikmeli alerjik reaksiyonlarla ortaya çıkıyor ve dünya genelinde hızla yayılıyor.
ET VE SÜT ÜRÜNLERİNE ALERJİ GELİŞİYOR
Alfa-gal sendromu, tıbbi adıyla galaktoz-alfa-1,3-galaktoz isimli bir şeker molekülüne karşı gelişen alerjik bir reaksiyon. Bu molekül; inek, domuz, geyik ve tavşan gibi birçok memelinin dokularında bulunuyor ancak insanlarda bulunmuyor. Özellikle kene ısırığıyla vücuda giren yüksek miktarda alfa-gal, bağışıklık sistemini tetikleyerek, daha sonra bu molekülü içeren gıdalara karşı ciddi alerjik reaksiyonlara neden olabiliyor.
KIRMIZI ETLE SINIRLI DEĞİL
Halk arasında "kırmızı et alerjisi" olarak bilinse de, sendrom sadece et ürünleriyle sınırlı kalmıyor. Süt, peynir, jelatin içeren şekerlemeler, bazı ilaçlar ve kişisel bakım ürünleri de bu reaksiyonu tetikleyebiliyor.
FARKLI KENE TÜRLERİ TETİKLEYEBİLİYOR
Daha önce yalnızca ABD’nin güneydoğusunda görüldüğü düşünülen sendrom, artık altı kıtada farklı kene türleriyle ilişkilendirilmiş durumda. Özellikle geyik popülasyonlarının ve kene sayısının artmasıyla birlikte vaka sayıları da yükseliyor. Lyme hastalığını taşıyan kara bacaklı kenelerin de alfa-gal sendromuna neden olabileceği belirtiliyor.
BELİRTİLER GEÇ BAŞLIYOR
Sendromun belirtileri, kırmızı et ya da süt ürünü tüketildikten iki ila altı saat sonra ortaya çıkıyor. Kurdeşen, ciltte şişlik, karın ağrısı, bulantı ve nadiren de olsa anafilaktik şok görülebiliyor.
TANI GECİKEBİLİYOR
Alerjiye ilişkin farkındalık eksikliği nedeniyle tanı süreci uzayabiliyor. 2022 yılında yapılan bir araştırmaya göre ABD’li sağlık çalışanlarının yüzde 42’si bu sendromdan habersiz. Bu da teşhis sürecini zorlaştırıyor.
Kaynak:NTV