İpekyolu yeniden canlanmalı

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, tarihi İpek Yolunun yeniden canlandırılmasının bir hayal bir nostalji olmadığını, aksine İpek Yolunun canlandırılmasının küresel ekonominin değişen dinamiklerinin zorunluluğu olduğunu

İpekyolu yeniden canlanmalı

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, tarihi İpek Yolunun yeniden canlandırılmasının bir hayal bir nostalji olmadığını, aksine İpek Yolunun canlandırılmasının küresel ekonominin değişen dinamiklerinin zorunluluğu olduğunu bildirdi.

Hisarcıklıoğlu, 1. Trabzon İpek Yolu İş Adamları Zirvesinde yaptığı konuşmada, küresel ekonominin yeni bir dönüşüm sürecinin içinde olduğunu belirterek, gelişmiş ülkelerin dünya üretimindeki payının 150 yıldan beri ilk kez 2005 yılında yüzde 50'nin altına düştüğünü, dünya ekonomisinin lokomotif rolünü ise yükselen piyasaların üstlenmeye başladığını söyledi.

Hisarcıklıoğlu, küresel üretimin hızla ''Asyalaştığını'' ve Asya ekonomilerinin dünya ekonomisi içinde payının giderek arttığını kaydederek, son 20 senede küresel ticaretin, tarihinin hiçbir döneminde görülmemiş bir hızla büyüdüğünü söyledi.

1990 yılında 3 trilyon dolar olan küresel ticaret hacminin 17 yıl içinde neredeyse 5 katına çıktığını ve 2007 yılı sonunda 14 trilyon dolara yaklaştığını ifade eden Hisarcıklıoğlu, 2000 yılında yarım trilyon dolar olan Çin'in dış ticaretinin de 2007 yılının sonunda 2,2 trilyon dolara çıktığını anlattı.

TOBB Başkanı, yaşanan bu küresel dönüşüm süreci içinde Asyada üretilen malların batı pazarlarına en hızlı ve en ucuz şekilde ulaştırılmasının hayati önem taşıdığına işaret ederek, batı Asya limanlarının kapasitelerinin ve alt yapılarının hızla gelişen ticaret hacmi karşısında yetersiz kaldığını bildirdi.
Bu durumun 9 yeni ulaştırma rotası arayışlarını beraberinde getirdiğini ifade eden Hisarcıklıoğlu, şöyle devam etti:

''Bu arayış sürecinde Avrasya ve Karadeniz Bölgesinin kara ve demir yolları son derece önem kazanmıştır. Son 20 yılda yaşadığımız bu değişim ve dönüşüm süreci tarihi İpek Yolunun yeniden canlandırılması ve bu güzergah üzerinde bulunan ülkelerin küresel ekonomik sisteme entegrasyonu gereğini doğurmuştur.

İpek Yolunun bir ucunda küresel ekonominin büyüme motorlarından Çin, diğer ucunda ise dünyanın en büyük pazarı Avrupa Birliği bulunmaktadır. Küresel sistemin stratejik havzaları olan Körfez, Hazar, Karadeniz ve Doğu Akdeniz bu yolun güzergahı üzerindedir. Zira dünya enerji kaynaklarının yüzde 70'i İpek Yolu güzergahında yer almaktadır.

Tarihi İpek Yolunun yeniden canlandırılması bir hayal bir nostalji değildir. Aksine İpek yolunun canlandırılması, küresel ekonominin değişen dinamiklerinin bir zorunluluğudur.''

İpek Yolunun ticaret yolu olmasının yanı sıra kültür yolu olduğuna da dikkat çeken Hisarcıklıoğlu, iş adamları olarak en büyük arzularının İpek Yolu ülkelerinin kendi beşeri ve tabii kaynaklarını verimli kullanmaları, kalkınmaları ve dünya ekonomik sistemine entegre olmaları olduğunu söyledi.

Hisarcıklıoğlu, konuşmasının sonunda yap-işlet-devret modeliyle bölge gümrüklerinin modernizasyonu için bu konudaki uluslararası deneyimlerini İpek Yolu rotası üzerindeki ülkelerle paylaşmak istediklerini ifade etti.

TOBB Başkanı, ''İpek Yolu ülkelerinin küresel ekonomik düzene entegre olması, bu ülkelerde yerli ve yabancı yatırımcının önündeki engellerin kaldırılması, yatırımcının haklarının korunması, konuyla ilgili hukuki mevzuata işlerlik kazandırılması gerekmektedir. Bu konuda siyasi iradenin bizleri desteklemesi önem arz etmektedir'' dedi.

-TİM BAŞKANI BÜYÜKEKŞİ-

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi de global ekonominin ciddi krizle karşılaştığı bir dönemden geçildiğini belirterek, olan bitenin soğukkanlılıkla değerlendirilmesi gerektiğini söyledi.
Türkiye'nin krize çok güçlü girdiğini ifade eden Büyükekşi, bankacılık sisteminin alt yapısının sağlam olduğunu, bu dönemde yabancı sermaye çekmede etkili olunabileceğini belirtti.

Büyükekşi, Körfez ülkelerinde birikmiş sermaye Türkiye'ye çekilebilirse krizin etkilerinin minimize edilebileceğini kaydetti.
Hükümetin, yurt dışındaki birikimleri getirmek için yaptığı düzenlemelerin önemli olduğunu ifade eden Büyükekşi, dünyada güvenilir liman arayan sermayenin ülkeye çekilebileceğini ve Türkiye'nin geleceğin önemli, şanslı ülkesi olabileceğini kaydetti.

Büyükekşi, Türkiye'nin ihracatının bu yıl 130 milyar doları aşacağını da belirterek, 2023 yılı için hedeflenen 500 milyar dolarlık ihracata ulaşmak için bu kriz ortamında artık sanal ortamda kar etme döneminin bittiğini söyledi. Büyükekşi, ''Biz bundan sonra özellikle üretimin ön planda olduğu, ihracatın ön planda olduğu yeni sanayi stratejisini hazırlamalıyız'' dedi.

HABERE YORUM KAT
Haberlere yorum yapanlar genel kuralları kabul etmiş sayılırlar. Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler