"Yemin ederim benim de aklıma gelmişti!” Hep biz önceden düşünmüş oluruz da elin adamı gider yapar. Bizim şahane projelerimiz vardır ama ya paramız yoktur ya destekçimiz. Sol elinizi kaldırın, sırayla parmaklarınızı kıvırın: Bu düşünmüş, bu yapmış, bu taklit etmiş, bu geliştirmiş, biz de hakkında konuşup durmuşuz. İşte Facebook’un hikâyesi tam da bu. Kurucusu Mark Zuckerberg’i en genç zenginler arasına sokan internet fenomeni, aslında başkasının fikrinin geliştirilmiş hali... 2004 yılında Columbia Üniversitesi öğrencisi Adam Goldberg, okul ruhunun eksikliğini ve öğrenciler arasındaki iletişimsizliği gidermek için bir internet sitesi kuruyor.

TAKİPÇİLERİ ÇOK SADIKTI

Tüm dünyanın iletişim alışkanlıklarını değiştiren hikâye de böyle başlıyor. Hani kimi çocuklar kızlarla tanışmak için müzik grubu kurar ya, o hesap. Columbia Üniversitesi öğrencilerinin üye olabildikleri bu site çok seviliyor. Üniversite yönetimi de siteyi ve Adam Goldberg’i destekliyor. Derken, CUCom’un başarısı diğer üniversitelere de ilham kaynağı oluyor ve neredeyse hepsi kendi sitesini kuruyor. Buna Harvard Üniversitesi’ndeki TheFacebook.com da dahil. Diğer üniversitelerin siteleri kendi yağlarında kavrulurken, Harvard’daki TheFacebook.com agresif bir tavırla siteyi tüm üniversitelerin öğrencilerine açıyor. Hatta Columbia Üniversitesi öğrencilerini de üyeliğe davet ediyor. Ancak CUCommunity’ye sadık öğrenciler bunu bir tecavüz olarak nitelendirip TheFacebook.com’u protesto ediyorlar. Aslında CUCommunity’den çok daha basit ve kullanışsız olsa da, TheFacebook.com Amerika’daki üniversiteliler arasında çok popüler hale geliyor.

İKİ YILDA SONA ERDİ

İlk başlarda TheFacebook’ta (Şimdi sadece Facebook olan site) sadece arkadaş ekleme, mesajlaşma ve şu ünlü “poke” (dürtme) özellikleri vardı. Yine de gelişiminin önüne geçilemiyor. Çünkü Mark Zuckerberg, bir adım ileri giderek, siteyi lise öğrencilerine de açıyor. Artık zaten TheFacebook üyesi olan yeni üniversiteliler, Columbia Üniversitesi’nin okul ruhunu ayakta tutan CUCommunity sitesine üye olma ihtiyacı duymuyorlar bile. Bu da sadece iki yılda CUCommunity’nin sonunu getiriyor.

Oysa Adam Goldberg, daha büyük düşünebilseydi şu anda “The Social Network” filmi Mark Zuckerberg’i yani Facebook’u değil Adam Goldberg’i ve sitesi CampusNetwork’ü anlatıyor olacaktı. Başka bir evrende belki Adam Goldberg genç bir milyarder, biz de ilkokul öğretmenimizi, doğumumuzdaki doktoru ya da anasınıfı arkadaşlarımızı Facebook üzerinden değil CampusNetwork üzerinden buluyoruz. Ama acaba o paralel evrenlerde kimbilir biz neler yapıyoruz, nerelerdeyiz, daha mutlu muyuz, bulunmak istiyor muyuz?

Büyük markaları REDDETTİ

Şimdi 26 yaşında olan Adam Goldberg, o zamanlar CampusNetwork’ün TheFacebook’un en büyük rakibi olduğunu söylüyor: “Ben gerçekten CampusNetwork’ün daha iyi olduğuna inanıyordum.” TheFacebook hızlanınca, CampusNetwork’ün de kıymeti artmış ve reklam teklifleri gelmiş. Goldberg, gençleri hedef alan büyük markaları ve televizyon kanallarını dahi geri çevirmiş. Oysa Facebook reklam alarak yani para kazanarak daha da ilerlemiş. Facebook bir milyon kullanıcıya ulaştığında CampusNetwork’ün üye sayısı 250 binmiş. Bu yüzden de Goldberg pes etmiş.

ADAM YERİNE MARK MİLYARDER

İkisi de 1984 doğumlu. Adam Goldberg gerçek bir girişimci ama amatör. Mark Zuckerberg ise fırsatları iyi değerlendiren, risk alan, doğuştan profesyonel.

Adam Goldberg daha şık, daha yakışıklı. Mark Zuckerberg’in zengin olunca bile uzunca bir süre şort ve terlikle gezdiğini tüm dünya biliyor.

Mark Zuckerberg kendini ve yaptığı işi pazarlamayı çok iyi biliyor, Goldberg keşfedilmeyi bekliyor.

Zuckerberg Harvard Üniversitesi’ni yarım bıraktı, Goldberg Columbia Üniversitesi mezunu.

Zuckerberg şimdi bir milyarder, Goldberg hâlâ yeni web siteleri yaratıyor.