Prof.Dr. Osman Bektaş

Prof.Dr. Osman Bektaş

Yaz birkaç on yıl sürecek

DÜNYANIN BİRKAÇ ON YIL SÜRECEK OLAN YAZ MEVSİMİNİ YAŞIYORUZ!

Doğal mevsimsel değişim mi? Yoksa insanoğluna bağlı olarak gelişen anormal küresel ısınma mı?

Biz insanlar bir yıl içerisinde dört mevsimi yaşarken dünyamız bir mevsimini ancak birkaç on yılda tamamlar.

Aşağıdaki haritalarda görüldüğü gibi son 130 yıldan beri dünyamızın yaşadığı uzun süreli ( 30- 40 yıl) kış, bahar, yaz yılları eskisi gibi tekrarlanacak mı? Yoksa insanoğlunun müdahalesi ile doğal dengesi bozulan dünyamız ısınmağa devam edecek mi?

1880 yılından bu yana kış ve bahar mevsimlerini tamamlayan dünyamız 2000 yılından itibaren aşırı sıcak yaz mevsimine girmiştir.

Kimi bilim adamları bu ısınmayı dünyanın doğal mevsimsel değişimi olarak ön görürken kimileride olağan dışı, mevsim değişiminden farklı, sanayileşme ve nüfus artışına bağlı küresel ısınma görüşünü benimsemektedir.

Geçen 50 yıl içerisinde ikiye katlanan dünya nüfusunu beslemek için üç misli daha fazla buğday üretildi. Refah düzeyi ise yedi kat arttı.

Bilim adamlarını en çok düşündüren sorun: ‘Gelecek 50 yıl içerisinde gittikçe artan bu tür değişimlere dünyamızın daha ne kadar dayanabileceğidir’

Doğal Mevsimsel Dönüşüm veya anormal Küresel Isınma! Asıl sorun bu ısı artışının daha ne kadar sürecek ve daha ne kadar artacak olduğudur.

Bu bağlamda, insanoğlunun bu tür bir değişime ne kadar ve nasıl uyum sağlayabileceği gelecekteki en önemli yaşam sorunları olarak belirecektir. İşte asıl sorun burada yatıyor.

Jeolojik zaman içerisinde ve günümüzde dünya üzerinde yaşayan tüm canlılar, insan, hayvan, bitki, dünyanın değişen yaşam koşullarına uyum sağlamak zorunda kalmışlardır.

İnsan zekası ve kabiliyeti değişen dünyanın değişim koşullarına az çok müdahale etse de dünya değişimine devam etmektedir. 

Bu değişimlerin başında küresel iklim değişimi hayati, sosyal ve ekonomik bir önem taşımaktadır.

Önümüzdeki 20-30 yıl içerisinde küresel iklim değişiminin ülkemiz ve bölgemiz üzerinde oluşturacağı olumsuz ve veya olumlu etkilerini hava tahmin raporları gibi şimdiden ön görmek karar vericileri ve yatırımcıları çok yakından ilgilendiren bir konudur.

Örneğin Doğu Karadeniz Bölgesi coğrafik ve hidrolojik özelliği nedeniyle bir HES ( hidroelektrik santrali ) havzası niteliğindedir.

Oldukça büyük bir yatırım olan 300 den fazla HES ruhsatı, 170 den fazla işletme ruhsatı, çevreciler ile yatırımcılar arasında bitmeyen kavgalar, mahkemelerde süren iptal davaları önümüzdeki 20 yıl içerisinde küresel iklim değişimine bağlı olarak gelişebilecek derelerin su debisindeki değişimlerini hiç dikkate almaz!

Sürdürebilir sağlıklı bir HES politikası devlet yasasından çok doğa yasasına bağlıdır.

Aşağıda yaşamımızı doğrudan etkileyecek ve bölgemizdeki HES lerin geleceğini belirleyecek olan dünya ikliminin geleceği hakkında öngörüye yer verilmiştir. Bu bağlamda, 1880 yılından günümüze dek süregelen 30 yıl zaman aralıklı dünya iklim değişimlerinin, kış, bahar, yaz dönemlerinin nasıl geliştiğini özetlemeğe çalışacağız.

DÜNYANIN UZUN SÜRELİ DOĞAL MEVSİMLERİ( KIŞ, BAHAR, YAZ )

 

NASA haritalarına göre son 130 yılda dünyamız doğal olarak uzun süreli ( 30-40 yıl) kış, bahar ve yaz dönemlerini yaşamıştır. Mavi renk soğuk, kırmızı renk sıcaklığı gösterir.

İnsan müdahalesine rağmen ( nüfus artışı, gelişen sanayi ve çevre kirliliğine bağlı atmosferin kimyasal değişimi ) yaşanan bu mevsimler yine eskisi gibi tekrarlanacak mı? Yoksa 2000-2009 yılları arasında aşırı ısınan dünyamız ısınmağa devam edecek mi? Ne zamana kadar?

Yer kürenin 130 yıldan beri 0.8 derecelik ortalama ısı artışının yarısından fazlası 1975 yılından sonra gelişmiş olması doğal iklim değişimi yanı sıra insan müdahalesinin küresel ısınmadaki rolünü ön plana çıkarır.

2009 haritasına göre kuzey yarım küre güneye yarım küreye göre çok daha fazla ısınmıştır.

Türkiye farklı ısınan bu iki bölge arasında geçiş bölgesinde yer alır.

Güneşten dünyaya gelen ışınlar ile dünyanın atmosfere geri yansıttığı ışınların miktarı yaşam için hassas bir denge unsurudur. Bu dengenin insanlar tarafından değiştirilmesi veya doğal yönden değişmesi yeryüzünde yaşam koşullarının da değişmesine neden olmaktadır.

İnsanlar bu dengeyi nasıl bozar?

Aşırı nüfus artışı, gelişen sanayi ve çevre kirliliği atmosferin özelliğini bozar. Bu da güneş ışınlarının dünyada hapsolmasına ve dünyanın daha çok ısınmasına neden olur.

Bir asırdan fazla zaman içerisinde dünyamız 30 yıl kadar süren uzun dönemli yaz ve kış dönemlerine girse de ortalama ısı artışı 0.8 derece olmuştur.

İşin ilginç yönü bu ısı artışının yarısından fazlası 1975 yılından sonra gerçekleşmiştir. Bu nedenle küresel ısı artışı insan faktörüne bağlanmaktadır (artan nüfus ve gelişen sanayi, kirletilen hava vb. ).

Yaşadığımız bölgede günlük, mevsimlik ısı değişimi birkaç derece ulaştığı halde dünyanın bir derece ısınması neden bu kadar önemlidir?

Çünkü burada kısa süreli ve yersel ısı değişimi değil global ölçekte tüm kıtaların, okyanusların, ve atmosferin göreceli olarak ortalama ısı artışından bahsetmekteyiz. 

Geçmişte dünyamızın 1-2 derecelik ortalama ısı düşüşü küçük buzul dönemine neden olurken, 20.000 yıl önceki 5 derecelik ısı düşüşü de büyük buzul çağının yaşanmasına sebebiyet vermiştir.

1880 ile 2009 yılları arasında dünyamızın nasıl bir ısı değişimi gösterdiğini veya nasıl farklı iklimler yaşadığını anlamak için 30 yıllık dönemleri karşılaştırmak oldukça anlamlıdır.

1951-1980 yılları dünyamızın ne soğuk nede sıcak dönemidir. Başka deyişle dünyamız bahar mevsimini yaşamıştır.

 Ancak 1951 yılı öncesi göreceli olarak çok daha soğuk kış dönemi diyebileceğimiz bir dönemdir (haritalarda bu dönemde mavi tondaki renkler 0 ile -2 derece ısı değişimini gösterir).

1980 sonrası ise artan ısıya bağlı olarak dünyamız günümüzde de hüküm süren bir yaz dönemini yaşamaktadır (haritalarda kırmızı renk tonları 0 ile +2 derece ısı değişimini göstermektedir).

2000-2009 yılları arasında yine yersel olarak günlük ve mevsimsel birkaç derecelik ısı değişimi olmasına rağmen dünyanın ortalama ısısı 0.15 ile 0.20 derece artmıştır.

 

1880-1889KIŞ (Soğuk Dünya) mavi renk tonları o ile -2 derece arasını gösterir.

 

1970 -1979 BAHAR ( ne soğuk ne sıcak. Dünyanın ideal yaşam ortamı )

 

2000- 2009 AŞIRI SICAK ( iklim değişimi tüm dünyada kendini hissettiriyor. Özellikle kuzey yarı küre güneye oranla çok daha fazla ısınmıştır. Bunun nedeni gelişmiş ülkelerin sanayi etkileri kuzey yarı kürede kendini daha fazla hissettirmiş olmasıdır. )

Özetle ısınan dünyanın her yeri aynı şekilde ısınmıyor. Örneğin Kuzey Amerika okyanuslara oranla %50 daha fazla ısınırken Avrupa ve Asya 2-3 kat daha fazla ısınmıştır. Kutup bölgeleri ise en fazla ısındığından buzullar aşırı şekilde erimeye başlamış okyanusların su seviyesi yükselmiştir. 

Türkiye kuzey Avrupa ve Asya ülkelerine oranla daha az ısınmıştır.

Küresel ısınma ve iklim değişimi sadece bilimsel kayıtlara yansımıyor. Yaşlı insanlar iklim değişimini bizzat yaşayarak öğreniyorlar.

Asıl sorun bu küresel ısınma daha ne kadar sürecek ve ısı daha ne kadar artacak olduğudur.

Yukarıdaki haritalarda görüldüğü gibi son 130 yıldan beri dünyamızın yaşadığı uzun süreli ( 30- 40 yıl) kış, bahar, yaz yılları eskisi gibi tekrarlanacak mı? Yoksa insanoğlunun müdahalesi ile doğal dengesi bozulan dünyamız ısınmağa devam edecek mi?

Yaşlı insanlar iklim değişimini bizzat yaşayarak öğreniyorlar.

Yaşayan görür! 

Prof. Dr. Osman BEKTAŞ

obektas@ktu.edu.tr

YAZIYA YORUM KAT
Haberlere yorum yapanlar genel kuralları kabul etmiş sayılırlar. Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
SON YAZILAR