Bir takım başkalaşımı yada değişimi böyle yakalamalı.

Daha öncede yazdığım gibi bir takımın ilk on birinde fazla rotasyon yapmayacak ve kedi ,fare gibi oynamayacaksın. Vahid hocanın hatası buydu maalesef.

Ortalama 8 oyuncun iskelet kadroyu oluşturacak 3 mevki yada 3 adam üzerinde oynayabilirsin. Her maç kadrosunda o kadar değişiklik yaparsan, istediğin hedef uzanamazsın.

Sakatlıkların geçmesi ve takımın oturmaya başlaması, Ersun hocanın gelmesi ve sevdiği oyun sistemine uygun oyuncuların 28 kişilik kadroda yer alması, meyvelerini vermeye başladı.

Haliyle Trabzon takımı, 11.hafta sonunda zirvedeki 5 takımın içerisine girdi.

*

Karşılaşma başlar başlamaz kendi doğal yapısına ve futbol mantalitesine uygun olarak rakibi hemen kapatıp ve kendi yarı alanına hapis etmeye çalışması, tam saha pres  ve baskı golleri getirdi.

2.dakikadaki Cardozo’nun golünden  hemen 1 dk sonra yine Cardozo bekletmeden vursaydı 2-0 olacaktı.

Sonuç  ve şekil daha farklı ortaya çıkabilirdi.

Tüm bunlara rağmen Gençlerbirliği’nin önemli oyumcusu Guido’nun 27.dakikada sakatlanıp çıkması bordo mavililerin orta sahasını biraz rahatlattı dersem, sanırım hak verirsiniz.

Bu oyuncu gerçekten ev sahibine bu gece sıkıntı verebilirdi.

*

Yağmurun artmasıyla birlikte yağmurun içinden bir adam çıka geldi; Cardozo.

Paraguaylı bu adam usta ve akıllı vuruşlarla birbirinden şık goller atarak, takımını rahatlattı alkışı aldı, rakibinden de saygıyı...

Trabzonspor uzun bir süre sonra  ideal 11’ini yakaladı diyebiliriz.

Son aylarda hatta yıllarda ölü toptan yani duran toptan gol bulamayan Trabzonspor, bu sezon attığı goller den, biri  bu maçta olmak üzere 13 tanesini bu şekilde atması, asla tesadüf değildi.

Özellikle 31.dakikada  Yusuf ‘un işaret vererek kullandığı serbest atış ön direğe koşan Özer’e oldu. Bu oyuncunun bekletmeden topu kepçelemesi ve golü bulması, çalışılmış bir atış belli ve tebrikler.

Ama biz bunu göremiyoruz. Hafta içerisinde idmanların  yarısı kapalı, yarısının ise ilk 15 dakikası açık, sadece takımın ısınmasını izleyebilirsiniz.

Sorun değil siz böyle oynayın, böyle atında , biz ve arkadaşlarımız idmanı ilk 15 dakikasını izlesin.

*

Sırada dananın kuyruğu var. Perşembe günü Ankara’da oynanacak olan Keçiörenspor’la  Türkiye kupası maçını saymazsak, pazar günü Konya ovasındaki karşılaşmada TFF Başkanı Yıldırım Demirören ile MHK Başkanı Zekeriya Alp’ın samimiyetini ve tarafsızlığını göreceğiz.

Karşılaşmayı yönetecek olan orta hakem ve arkadaşlarının, yönetimindeki tutumunun rengi ligin ondan sonraki gidişini belirleyebilir.

Eğer katakulli olmazsa, Trabzonspor, Beşiktaş’la beraber kalırsa aynen devam, eğer siyah beyazlıları yenerse, bilin ki Trabzonspor o maçtan sonra dolu dizgin gider.

Yeter ki karanlık eller ve beyinler karışmasın.

*

Tribünlere gelince, bu şehrin ekonomisi ortada, çoğunluğunda maaşı çok yüksek olmayınca, çoluk çocuğun masrafını mı düşünsün ? Yoksa 30 liralık kale arkası yada 50 liralık maraton biletinin fiyatını mı ?

Trabzonspor yönetiminin yapacağı bir şey var. Şampiyonluğa oynamak istiyorsa sürümden kazanacak. Yap kale arkasını 15 lira, maratonu da 30 lira tribünlerin çoğu dolsun.

Haaa.. tek sıkıntı bu mu ? değil tabi. 3 Temmuz süreci , şikecilerin aklanmaya çalışılması, futboldaki kirli ellerin  parmaklarını futboldan çekmemeleri, Passolig uygulaması, Trabzon’da olduğu gibi Türkiye’de de tribünleri doldurmuyor.

Ama Trabzon tribünleri için acil reçete, yukarıda yazdığım paragraf olabilir.

*

Tüm bunlara ek,  soğuk ve yağmura rağmen çatısı olmayan stadyumda, Trabzonspor’un organik taraftarları tribünlerdeydi ve desteğini de verdi. Mücadele adam gibi olup ta gollerde peş peşe gelince, yağmur onlar için bereket oldu.

Peki siz neredeydiniz ?

Sıcak bir köşede mi maçı seyrettiniz ? İmkanı olup ta gelmeyenlere sesleniyorum, yani 12.adam olmayanlara;

Siz önce  artık bu takımı değil, kendinizi bide sorgulayın.

Trabzon, Lösemili çocuklar için hastaneyi, toplu taşımacılık için hafif raylı sistemi acilen bekliyor.