Çıplak gözle izlemediğim karşılaşmanın kritiğini bugüne kadar yazmadım. Yani  57 ekran TV den maçı izleyip de yorum yapmıyoruz, yazmıyoruz.

Trabzonspor- L.Varşova maçını şehir dışında ekrandan izlemek zorunda kaldım. Maç sonrası kamuoyunda yazılı ve görsel medyadaki yorumları görünce, ortalığı biraz dinledim ve bekledim, ardından bunları yazmak zorunda olduğumu hissettim.   

Özellikle ikinci 45 dakikada ki ruhun mantalitesinin, geceye damga vurmasından bahsetmem lazım.

                                                                                                    *

Sezon başından beri Trabzonspor’un bundan önce oynadığı 7 resmi karşılaşmanın bazılarında, bölüm bölüm iyi oynadığı süreler olmuştu ama çoğu bölümlerde ise istenildiği gibi değildi bunu hep beraber biliyoruz.  

Yalnız bu Legia Varşova önündeki 90 dakikanın büyük bir bölümünde takım ruhunun ortaya çıkması sevindiriciydi, dilerim bundan sonra da devam eder.

Bordo mavili takımın uzun süredir rakiplerini kendi ceza alanına hapis ettiğini hiç görmemiştim. Bayağı oldu !.. Bundan önce şampiyon olduğu 7 sezonda var olduğu gibi …,

Vahid hoca’nın yenilen goldeki haklı itirazında, Macar hakemin onu tribüne göndermesi belki de saha içerisinde fitili ateşleyen anlardan biri olmuştur.

Vahid hocanın sinirlerine hakim olamamasını gerçi kabullenemiyoruz ama bende onun yerinde olsaydım, gözümün önündeki faule ve ofsayta ‘’ devam’’ diyen triyo için aynısını yapardım. Hatalar halen var ama takım iyi yolda.

                           *

Oyunu olur olmaz pozisyonlarda yakından takip eden Macar orta hakem Viktor Kassai’nin Müsabakayı bizim hakemler gibi zırt-pırt düdük çalarak durdurmaması ve ''devam’’ demesi, estetik açıdan oyunun heyecanını, güzelliğini ve temposunu ortaya çıkardı, bu doğru.

Yalnız, Kucharczyk 16.dakikadaki golünde topla buluşma anı ofsayt geldi bana, pozisyon öncesi ise fauldü ama Waris’in rakip kaleci tarafından düşürülmesinde, Waris başka, top başka yönde olunca, gol tehlikesi olmadığından ve pozisyon uzaklaştığından penaltıyı çalmadı sanırım.

Özellikle kendi sahanda oynarken rakip kim olursa olsun, kumaşı hangi kalitede olursa olsun, demek ki Cardozo ile Yatabare ikilisini çift santrafor olarak daha fazla süre oynatacaksın hocam.

Bu sıkıntıyı çözersen keyif veren böyle bir Trabzonspor’u seyrederiz.

                            *

Takımın aksayan ayakları Mehmet ve Fatih konusunu öncelikle çözmen şart ya da onlar kendilerini bir an önce toparlasınlar.

Özer sakat olduğuna göre, Yusuf ve Soner ikilisine bu bölgede ısrar etmende pozitif katkı olabilir.

Varşova gecesi için Avni Aker’e giderek takımını destekleyenler pişman olmamıştır sanırım.  Gitmeyenler ise şimdilik Passolig konusunu bir kenara koyup, gelip tribünlerdeki yerlerini alsınlar artık. Yaptığınız biraz yorganı yakmaya benziyor.

Kaptan Onur’un sakatlanması bir şansızlıkta olsa, uzun zamandır görmeyi özlediğim sahne, rakibin attığı golden sonra, kendi sahasında tutuklu hatta hükümlü kalmasının keyif vermesiydi. Sol diz bağında yırtık olan Onur dilerim sezonu kapatmaz. Nazar değdi çocuğa.

Carl Medjani pastaki hata sayısını asgariye indirmesi gerekirken, yine de Legia önünde formasını dört dörtlük terleten başta Bosingwa olmak üzere tüm bordo mavili oyuncuları alkışlıyorum.

                               *

Kim ne derse desin, bana kim ne yorum yaparsa yapsın umurumda bile değil. Ben gördüğümü ve şahit olduğumu yazarım!..

Bu karşılaşmada direkten dönen topları bir kenara koyup, Polonya ekibinden Trabzon takımının alacaklı olduğunuzu düşünüyorum. Bu hafızalarda kalacak maç için çok detaya girmiyor ve bağlıyorum.

Siz yeter ki hep, ikinci 45 dakikada ki gibi oynayın.

Bunun adına ben, o zaman onurlu mağlubiyet derim.

                                *

Ben Karabük’teyim maçı bekliyorum.    

Bazıları egosunu tatmin etmek için köşesinde, iyi de olsa kötü de olsa,  kendi takımına saldırıyor. Eleştiriyle, hakareti aynı kefeye koyuyor. Egolarını bu futbol takımı üzerinde tatmin ediyorlar. İnanılır gibi değil. Adamlar Trabzonspor’dan bi haber takımı uzaydan takip ediyorlar ama Trabzonspor’u yazıyor ve ekranda konuşuyorlar. Ya arkadaşlar idmanlardan haberiniz yok, soyunma odasındaki açıklamaya bile Fransız durumundasınız, düşün artık şu takımın yakasından.

Bu zihniyetinize yerli-yabancı teknik direktör dayanmıyor. Oldu olacak daha 8 maçtır takımının başında olan Vahid hocayı asın da, siz de kurtulun, bizde. 

Trabzon, Lösemili çocuklar için hastaneyi, toplu taşımacılık için hafif raylı sistemi acilen bekliyor.