Salih Çamoğlu

Salih Çamoğlu

Özak şike davasından mı gitti?

Eski bakanlarımızdan Trabzon Milletvekili Faruk Özak, “Bakanlığımı şike davası yedi” lafını dedi mi demedi mi tartışmasıdır gidiyor.

Kimine göre Özak bu lafı etti.

Hem de bir gazeteye verdiği özel röportajda söyledi.

Kimilerine göre ise bu lafı Özak’ın ağzından çıkmadı, çevresi durumun böyle olduğunu savunuyor.

Sözü edilen röportajı okumadık, Özak’ın, bakanlığımı şike davası yedi söylemi bu röportajda yer almış da almamış da olabilir, ilgili gazeteye ve röportajı yapan meslektaşıma haksızlık yapmak istemem.

Şike davasıyla ilgili ilginç gelişmelere şahit oluyoruz.

Ta şike davasının patlak verdiği 3 Temmuz 2011 sürecinden beri.

Kim ne derse desin şike davasının mimarı Faruk Özak’tır.

Spor Bakanlığı döneminde sporda şiddetin önlenmesiyle ilgili yasayı, bu yasayla birlikte şike ile mücadele yöntemini getiren Özak’ın kendisidir.

 Bu yasa için çok büyük uğraşlar vermiş, dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan ve AK Parti meclis grubunu ikna etmekle yetinmemiş, muhalefet partileri başta olmak üzere, sporla ilgili özel ve resmi ne kadar kurum varsa, yasa taslağı aşamasında herkesi bu sürece katmayı başarmıştır.

Özak, şike davasının, Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım’da şike pisliğinin mimarıdır.

 Peki 3 Temmuz 2011’de şike davası patlak vermeden önce Özak tarafında ne tür gelişmeler yaşanmıştır.

 Şike davasının başlaması için Özak, ben yasayı yaptım gerisi ne olursa olsun mu demiştir.

 2 Temmuz 2011 saatler gecenin 02’sine göstermektedir.

 Dönemin Trabzon Valisi, merhum Recep Kızılcık’a bir bilgi gelir.

 Trabzonspor Kulübü yöneticileri de sabah saatlerinden itibaren 

(3 Temmuz 2011)Şike davası kapsamında savcılıkla eş güdümlü emniyet birimlerince soruşturmaya alınacak.

 Vali Kızılcık soruşturma Trabzonspor başkan ve yöneticilerini kapsadığını öğrenince işin rengi değişmiştir.

 Trabzonspor başkanı ve bazı yöneticileri şike davası kapsamında gözaltına alıp soruşturmadan geçirmek her babayiğidin harcı değil, buna onay vermek zor bir karar.

 Vali Kızılcık, o dönem Trabzon Belediye Meclis üyesi olan Spordan sorumlu devlet bakanı Faruk Özak’ın sağ kolu Mustafa Beyezlı’yı arar ve Trabzon’daki evinde uykuda olan dönemin Spor Bakanı Özak’ı durumu anlatması gerektiğini söyler.

 Vali Kızılcık ile Beyazlı hiç vakit geçirmeden buluşurlar ve gecenin o vaktinde Özak’ın kapısını çalarlar.

 Konu Trabzonspor hassasiyeti olunca, Özak’ın kapısını gecenin bi vaktinde çalmakta mahsur görmemişler.

 Özak kaldırılır ve şike soruşturması kapsamında Trabzonspor başkanı ve bazı yöneticilerin soruşturma kapsamında gözaltına alınacağı kendisine iletilir.

 Çünkü Trabzonspor şikenin bir tarafıdır.

 Sonradan yapılan tüm mahkeme ve soruşturma kurullarınca adı şikeci olarak tescillenen Fener’in Başkanı çete kurarak, şike yaparak Trabzonspor’un bir önceki 2010-2011 yılı şampiyonluğunu almış, kupasını da futbol federasyonu maharetiyle hiç utanmadan müzesine koymuştur.

 Özak, anında Başbakan Erdoğan’ı arar, Trabzonspor Kulübü başkan ve bazı yöneticilerin, şike davası kapsamında ilerleyen saatlerde gün ağırıp mesai başlayınca soruşturma kapsamında gözaltına alınacağını, bu durum Trabzonspor camiasında hiç hoş karşılanmayacağını söyleyerek, Başbakan Erdoğan’dan bir şeyler yapmasını ve ilgili makamlara konuyla ilgili talimat vermesini ister.

 Başbakan’ın tavrı kısa ve net olmuş;

 Soruşturma başlamış, mahkemeler zaten bizi dinlemiyor, bu davadan bir şey çıkmaz, huzurlu olan der ve görüşme sonlandırılır.

 Özak, spor bakanı olarak 3 Temmuz sabahı Türkiye Basketbol Federasyonu Başkanı’nın daveti üzerine Polonya’da oynanacak A milli basket takımının maçına davete icabet ederek gider.

 3 Temmuz günü ve takip eden günlerde, Türkiye yer yerinden oynadığı sırada Özak spor bakanlığı makamını temsilen yurt dışı davetine icabet etmiştir.

 Bu tarihten üç gün sonra da Başbakan Erdoğan kabinede köklü bir revizyon yapar ve bu revizyonda Özak spor bakanlığı görevinden alınarak düz milletvekili olarak kalır.

Özak’ın spor bakanlığı görevinden alınması, 3 Temmuz şike davası sürecinin başlamasından üç gün sonraya – 6 Temmuz 2011- denk gelmesi bir tesadüf müdür, davanın selameti açısından mı bu tasarruf yapılmıştır.

 Farklı görüşler var.

 Özak bu görüşü temsil etmiyor ama çevresi şike davasından gittiğine inanmaya devam ediyor.

YAZIYA YORUM KAT
Haberlere yorum yapanlar genel kuralları kabul etmiş sayılırlar. Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
SON YAZILAR