Prof.Dr. Osman Bektaş

Prof.Dr. Osman Bektaş

manyetik alanlar ve sağlığımız

Doğu karadeniz bölgesindeki yüksek manyetik alanlar sağlığımızı etkiliyormu?

Çevre jeolojisi açısından Karadeniz insanın hırçın davranışı, başta kanser olmak üzere yaygın kalp-damar hastalıkları, yüksek tansiyon, beyin hastalıkları bölgenin jeolojik özelliklerinden kaynaklanan yüksek jeomanyetik alanlarıyla ilişkilimidir?

Bu konuda bilimsel veriler yetersiz ve tartışmalı olsa da 500nT manyetik değeri insan sağlığı için kritik sayılmaktadır. Oysa Doğu Karadeniz Bölgesinde jeomanyetik değerler 1200nT değerlerine çıkabilmektedir.

SAĞLIĞIMIZI ETKİLEYEN JEOLOJİK VE JEOFİZİK FAKTÖRLER

20 yüzyıl Çevre Jeolojisi açısından uzun zaman aralığında organizmaya zarar verebilen, fiziksel olarak görülemeyen, ancak aletsel olarak ölçülebilen çevre etmenleriyle ilgili yeni buluşların gerçekleştiği bir dönemdir.

Biyosferdeki insan ve organizmanın aktivitesini kontrol eden, bağışıklık ve sinir sisteminin

zayıflamasına neden olan yüksek jeomanyetik alan ve radyasyon değerleri o bölgenin sağlıkla ilgili  jeolojik çevre faktörleridir.

Günümüzde modern yerleşim planlarında yerleşim alanının depreme, sele, heyelana uygunluğu tartışılıyorsa, gelecekte o bölgenin sağlığımızla ilgili manyetik ve radyosyon değerleri de dikkate alınacaktır.

Manyetik alan manyetik materyallerden, jeolojik yapıdan, elektrik akımlarından kaynaklanabilir. Manyetik alan gücü birim akım gücü ile ifade edilir. Manyetik alan manyetik materyalleri itip çekebileceği gibi akımlar üzerinde etkileyici bir güce sahiptir. Örneğin pusula iğnesi bulunduğu bölgenin manyetik alan etkinliğinde bir konum kazanır.

Biyolojik dokuların manyetik özelliği olmadığı kabul edilirse de ferromanyetik partikülleri ( biyomanyetit ) içerebileceği, bu nedenle canlıların manyetik alandan etkilendiği iddia edilmektedir.

Hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalar bazı hayvanların yerin manyetik alanına çok duyarlı olduklarını göstermiştir. Bu özellikleriyle göçmen canlılar binlerce km uzaklıktaki hedeflerini kolaylıkla bulabilmektedirler.

Biyolojik hücrelerin ve moleküllerin belirli düzey üzerindeki manyetik alandan ne şekilde etkilendiği ve sağlığımızı ne kadar etkilediği halen araştırma konusudur.

 Son yıllarda yapılan araştırmalar 500 nT nin üzerindeki manyetik anomalilerin organizmanın kendisini yenilemesini yavaşlattığı, bağışıklık sistemini zayıflatarak çeşitlii hastalıklara neden olduğunu ortaya koymuştur.

Aşağıdaki makale Doğu Karadeniz Bölgesinde 1200 nT değerine ulaşan  jeomanyetik anomalilerin insan sağlığı açısından genel değerlendirmesini özetlemektedir.

YAŞAM KOŞULU DOĞAL MANYETİK ALAN

İnsanoğlu doğanın alt sistemlerinden birini oluşturur. Bu nedenle varlığımız doğa kanunlarının ortak bir sonucu olarak gelişmiştir. Yaşam için gerekli olan ve bizi uzayın zararlı etmenlerinden, radyasyonundan, elektrik yüklü parçacıklarından koruyan iki temel unsur atmosferle birlikte dünyamızın etrafını çeviren onun manyetik alanıdır.

Yerin manyetik alanı şekilde görüldüğü gibi sıvı haldeki demir ve nikelden oluşan dış çekirdeğin ( liquid outer core ) katı haldeki iç çekirdek ( solid inner core ) etrafında dönmesiyle oluşur. Bu nedenle yerin manyetik alanı tıpkı yer merkezinde var sayılan büyük bir mıknatısın manyetik alanı gibidir. Bu manyetik alanının mıknatıs çubuğunda olduğu gibi kuzey ve güney kutbu mevcut olup, manyetik kuzey ile coğrafik kuzey arasında 11.6 derecelik bir sapma açısı vardır.

Zaman ve mekan içerisinde değişken olan dünyamızın manyetik alanı her yerde aynı büyüklükte ve aynı doğrultuda bulunmaz. Ekvatorda manyetik alan şiddeti 25000 -30000 nT değerinde iken kutuplarda bu değer 60000- 65000 nT değerine ulaşır. Enleme göre değişen manyetik alan büyüklüğü Doğu Karadeniz Bölgesinde yaklaşık 45000 -47000 nT değerindedir. Ancak jeolojik olaylar bölge manyetik alan etkinliğini artıracak veya azaltacak şekilde çalıştığından yöreye özgü manyetik anomaliler oluşmaktadır (bakınız Doğu Karadeniz jeomanyetik anomali haritası)

       

Yerin likit olan dış çekirdeği katı iç çekirdeği etrafında dönerek yaşam için gerekli olan dünyamızın manyetik alanını oluşturmaktadır. Mıknatıs çubuğu gibi yerin manyetik kutuplarının zaman içerisinde yer değiştirmesi sırasında manyetik alan değeri sıfıra yaklaşacağından yer yüzünde yaşamın  imkansız hale geleceği bilimsel iddialardan biridir.

MANYETİK KUTUPLAR SÜREKLİ YER DEĞİŞTİRİYOR

Pusulanın iğnesi bir gün, kuzey yerine güneyi gösterecek. Gezegenimizin manyetik kutupları geçmiş jeolojik zamanlarda olduğu gibi yer değiştirecek. Ancak insanoğlu böyle bir değişimle hiç karşılaşmadı. Yapılan istatistiki çalışmalara göre kutup terslenmesi yüz bin ile bir milyon yıl arasında tekrarlanmaktadır. En son kutup terslenmesi ise 780000 yıl önce gerçekleşmiştir. 

Dünya'nın manyetik alanı, bizi kozmik ışınım gibi tehlikelerden koruyan bir kalkan. Manyetik kutupların yer değiştirmesi sırasında, manyetik alanın önemli ölçüde azaldığı düşünülüyor. Bu nedenle, değişim sürecinin özellikle gezegenimizdeki yaşam üzerinde birtakım etkilerinin olması kaçınılmaz. Bilim adamları, şimdi yeni bir değişim sürecinin başlamak üzere olduğunu vurguluyorlar. Hatta birçoğuna göre, bu süreç çoktan başladı bile.

MANYETİK ALAN YOKSA YAŞAM DA YOK

Manyetik alan bir taraftan gezegeni uzayın derinliklerinden ve Güneşten gelen zararlı yüklenmiş parçacıklardan korurken; diğer taraftan da, her yıl göç eden canlı varlıklara yol gösterici görev yapmaktadır. Gittikçe azalan yerkürenin doğal manyetik alan etkinliği kutupların yer değiştirmesi sırasında sıfır değerine ulaşacaktır. Yer manyetik alanın yok olması durumunda, hiç kimse tam olarak Dünya'da ne olabileceğini tahmin edememektedir. Dünya üzerinde yaşam formlarının jeolojik geçmişte yok olmasını bu olaylara bağlayan bilim adamları da vardır.

MANYETİK ALAN BEYNİMİZİ VE ORGANLARIMIZI NASIL ETKİLİYOR?

Bünyemizdeki manyetik alan ile yaşadığımız bölgedeki manyetik alan uyumlu çalıştığı sürece sağlıklı yaşamımızı sürdürebiliriz. Ancak beyin dalgaları ile bölge manyetik alanı arasındaki henüz tam olarak bilinemeyen bir takım düzensizlikler ve olumsuzluklar tüm organları ve hücreleri etkilemekte psikolojik bozukluklar yanında kanser, kalp-damar hastalığı gibi hastalıklara neden olmaktadır. Bu nedenle yaşadığımız bölgedeki manyetik alan şiddetinin normalden fazlasının ve azının ( manyetik anomali ) sağlımız üzerinde olumsuz etkiler oluşturduğu görüşü son 10 yıl içerisinde öne çıkan ve bilimsel makalelerde tartışılan bir konudur.

Letonya da yapılan bir araştırmada normalin üstündeki pozitif manyetik anomalilerin ( 500 nT ) bulunduğu yerleşim bölgelerinde hücrelerin kendilerini yenilemelerindeki yavaşlama yanında başta kanser, kalp-damar hastalıkları, yüksek tansiyon, beyin hastalıkları ve psikolojik bozukluların gözlendiği iddia edilmektedir. Bu tür hastalıklar doğal manyetik alan şiddetinin daha yüksek olduğu kutba yakın enlemler de çok daha yaygın ise de jeolojik olayların oluşturduğu jeomanyetik anomali bölgelerinde de bu tür hastalıklar sıkça görülmektedir.

İnsan beyninde manyetik alana duyarlı mıknatıs özelliği olan kristallerin ( biyomanyetit ) varlığı söz konusudur. Sağ şekilde görüldüğü gibi bir mıknatıs çubuğuna ait farklı manyetik alan doğrultusundan pusula iğneleri nasıl etkileniyorsa hücrelerimizde çevremizdeki manyetik alandan aynı şekilde etkilenir. Çevre manyetik alanı ile etkileşime giren beyin dalgaları hücrelerimize gerekli komutları manyetik enerji ile gönderebilmektedir. Bu sistemi bozabilecek güçlü doğal veya yapay manyetik alan başta kanser olmak üzere çeşitli hastalıklara neden olmaktadır.

DOĞU KARADENİZ BÖLGESİ JEOMANYETİK ANOMALİLERİ

2004 yılında Doğu Karadeniz Bölgesinin tektonik özelliklerini jeofiziksel yöntemlerle ortaya çıkarabilmek amacıyla tarafımızdan ortak bir doktora çalışması yönetilmiştir (Maden, Gelişli, Bektaş, 2004 ). Çalışmayla ilgili olarak Maden Tetkik Arama Enstitüsünün manyetik verilerinden yararlanılmış ve Doğu Karadeniz Bölgesinin jeomanyetik ( jeolojik unsurlara bağlı ) anomali haritaları hazırlanmıştır. Aşağıda izlenen jeomanyetik anomali haritasında kırmızı alanlar 200 -700 nT, mor alanlar ise 700 -1200 nT pozitif manyetik anomali değerlerini göstermektedir. Mavi alanlar ise 300 – 800 nT negatif manyetik anomali değerlerini gösterir. Bölgedeki belirgin jeomanyetik anomaliler belirli doğrultudaki faylar boyunca yerleşmiş yüksek manyetik özelliği olan eski volkan merkezleri, granitik kayaçlar, demirli tortulların biriktiği havzalar ve maden yataklarının varlığını göstermektedir. Bu bölgelerdeki yerleşim merkezleri etrafındaki jeomanyetik anomali değerleri kritik değerlerin üzerindedir. Letonya da yapılan bir çalışmada kanser vakaları ile 500 nT üzerindeki jeomanyetik  anomalileri arasında çok yakın bir ilişki olduğu sonucuna varılmıştır.

Jeoloji ve tıp bilimin ortak kesişme noktası olan manyetik alanın insan sağlığı üzerindeki etkilerini konu alan bu tür çalışmalar ( Medical Geology ) maalesef bölgemizde henüz yapılamamıştır. Bu nedenle dünya literatüründe yüksek manyetik alanların insan sağlığı üzerindeki olumsuz etkileri bilinmesine rağmen Doğu Karadeniz Bölgesindeki jeomanyetik anomaliler ile kanser hastalığı, psikolojojik bozukluklar ve intihar vakaları arasında bir ilişki olup olmadığı bilinmemektedir.

Doğu Karadeniz Bölgesinde yüksek jeomanyetik  anomali veren bölgeler:

1-  Trabzon- Çaykara-Araklı. 2- Akçaabat güneyi- Tonya-Doğankent- Tirebolu 3- İkizdere-Pazar. 4- İkizdere-Pazar. 5- Artvin-Borçka-Murgul ( haritada kırmızı mor alanlar )

Karadeniz Bölgesindeki normalden daha fazla (pozitif anomali mor - kırmızı bölgeler ) ve normalden daha az ( negatif anomali mavi bölgeler ) jeomanyetik anomaliler başta kanser olmak üzere çeşitli beyin hastalıkları, intihar, yüksek tansiyon, kalp hastalıklarının nedeni olabilirmi? Bilimsel olarak bir çok bölgedeki yüksek manyetik alanın insan sağlığı üzerindeki olumsuz etkileri tartışma konusu olmasına rağmen bölgemizde bu tür anomaliler ile yöreye özgü hastalıklar arasındaki ilişkiyi açıklayacak tıp jeolojisini ( Medical Geology ) konu alan herhangi bir çalışma yoktur. Jeomanyetik Harita ( Maden- Gelişli- Bektaş, 2004 ).

Manyetik alanın insanlar üzerindeki etkilerini araştırmak için üçlü bilimsel işbirliğine ihtiyaç vardır. Bunlar 1- hücre çalışmaları, 2- hayvanlar üzerindeki laboratuar çalışmaları,  3- sağlık taramaları.

SONUÇ: Son yıllarda yapılan bilimsel çalışmalar yüksek jeolojik manyetik alanların insan sağlığı üzerinde bir takım olumsuz etkiler oluşturduğunu göstermiştir. Ancak bu tür çalışmalar güncel olduğu kadar yetersiz ve tartışmalıdır. Daha doyurucu sonuçların alınabilmesi için: 1-Hücrenin yapısı ve çalışması ile ilgi hücre çalışmaları, 2- Hayvanlar üzerinde yapılan laboratuar çalışmaları, 3- İnsanlar üzerinde yapılan sağlık taramaları gerekmektedir.

YAZIYA YORUM KAT
Haberlere yorum yapanlar genel kuralları kabul etmiş sayılırlar. Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
SON YAZILAR