Islak bir yün çuvalının içerisine attığınız ucu açık çengelli iğneyi tutup, yukarı çekemezsiniz ya, o hesaba benzetiyorum bazen!..

Trabzonspor yönetimi göreve geleli tam 1 yıl oldu. Şenol Güneş bavullarını almadan aynı gece Tolunay Kafkas tesislerden içeri girdi.

Teknik adam konusunda Şenol Güneş kesin yoksa Tolunay Kafkas ismi nasıl doğruysa, Tolunay hocanın da, aynı gece Trabzonspor tesislerine gelmesi o kadar yanlıştı. 

Yanlış olunca bir yanlış, diğer doğruları silmedi, yanlışları getirdi. Sonrası çorap söküğü gibi geldi.

                                 *

Kulübün Genel Müdürü Sinan Zengin,  soyadı gibi zengin oldu. Nasıl mı? Sinan müdürün görevine her nedense son verildi.  Oda kulübünü mahkemeye verdi ve bir servet kazandı, 624 bin lira hesabına yattı.

Birçok çalışan tazminatsız işten çıkartıldı. Kulübün haklı olduğu çıkarmalar vardı, haksız oldukları da.. Trabzonspor’un personelin den 6-7 kişi ile mahkemesi devam ediyor. Eski yıllardan beri gelen yurt içi ve UEFA’daki davalarla toplam 49 olan dava dosyası devam ediyor.

İçlerinde çok eski olan davalarda var.

Hepsini anladım da, anlamadığım sözde bir kaç kişinin kulübü borsa da işlem gören hisselerden alım yapan yatırımcının sahip olduğu hisse değerinin düşmesi sebebiyle,  zarara uğradığı için açtığı davalar…

Haklı olarak mahkeme bu tür davaları ret ediyor.  Kardeşim borsada kazandığın zaman Trabzonspor’a mı veriyordun kazandığını? Yok…  O zaman kaybettinse zararı da senindir.

Orası Bursa değil, Borsa. Oynama, oynarsan kazandığın gibi, kaybedebilirsin de. Adı üstünde risk bu.

                                    *

Kafkas’ın gönlü alınmadan, sezon başlamadan kendisine aniden yol verildi.

Trabzonsporluyum diyen!..Tolunay Kafkas’ın davası devam ediyor, Trabzonspor’un aleyhine sonuçlanabilir.. Yazık bu paralara…

Peki, ağzından ‘hak, hukuk, adalet’ kavramlarını düşürmeyenler, kulüpte yönetim olarak toplanıp karar almadan neden böyle‘haksız, hukuksuz, adaletsiz’ işlerin altına imza atarlar, bunu da anlamış değilim. Bu durum, çelişki değildir de nedir?

Bakın işte… Sinan Zengin, Türkiye Futbol Federasyonu’ndan gelecek gelirlere tedbir koydurmuş, Eski başkanlardan  Özkan Sümer'in avukatı da haksız fesih gerekçesiyle "ilansız takipte" bulunuyor!..

                                    *

Bu arada istifalar 1 yıldır aralıklı olarak devam etti tabi.

Bunların içinde mevcut yönetimin haklı olduğu noktalar, haksız olduğu süreçler var.

Yönetim Kurulundan önce İrfan Coşkun ve Osman İlyas gitti. Başkan Hacıosmanoğlu’nun namaz kılarken arkadan çekilmiş fotoğrafını sosyal paylaşım sitesinde yayınlayan İlyas, art niyetli olarak bunu yapmadıysa da, yine de yollar ayrıldı.  Ardından yedek üye Çetin Kansız, asil olarak görev almadı.

Sportif Direktör Ünal Karaman baktı ki benim işimi başkaları yapmaya çalışıyor oda istifa etti.

Gelirken yüksekten atan, sonradan balon sözleri olduğu anlaşılan Yaşar Aşçıoğlu istifa etti. İyi ki de etti.  Sebahattin Çakıroğlu bu arada yönetimdeki üyeliğinden değil, görevinden ayrıldığını beyan etti.

                               *

Bir idman da Mustafa Akçay’ı dinlemeyen ve tartışan Kaleci Antrenörü Alper Boğuşlu, kamuoyu tarafından haksız bulundu ve görevinden ayrıldı.

Şubat ayında sessiz baskılara dayanamayan Mustafa Akçay, takımın başından ayrıldığını açıkladı.

Yardımcısı Hami Mandıralı göreve getirildi. Akçay’ın diğer yardımcılarının istifa etmesi beklendi  ama etmedi.  Akçay, ilerisi için bunu bir kenara not etti!..

Geçtiğimiz aylarda da Engin Kara, yönetimdeki görevlerini bıraktığını söyledi ama art arda 3 toplantıya katılmayınca üyeliği de düştü.

Bu sefer, Sebahattin Çakıroğlu Yönetim Kurulu Üyeliği’ndende, Trabzon Gazeteciler Cemiyeti’nde “Kulüp tarihinin en kötü yönetim kuruluyuz” diyerek vedalaştı.

                                                                 *

En son yapılan Divan Kurulu toplantısından bir kaç gün önce Başkan İbrahim Hacıosmanoğlu, son Başkan Sadri Şener’i, yapmaması gerekirken mahkemeye verdi. Kulüpte görevi yokken bile, şahit olduğum bu kulüp için acil durumlarda bir çok maddi ve sponsor desteği bulan eski başkanlardan Faruk Özak’ı bence haksız yere eleştirdi.

Fenerbahçe Aziz Yıldırım’ına sahip çıkarken, Sadri Şener’in kamuoyu önünde iç hesaplaşmaya açık olarak çekilmesi yanlıştı.

Divan Kurulu’ndan bir gün sonra, Divan Kurulu görüşmelerinde, kısa bir süre salonda açık tartışma konusu olan Yönetim Kurulu Üyesi M.Uğur Bozoğlu, yönetimdeki görevinden istifa etti. Önümüzdeki 3 yönetim toplantısına katılmazsa, onunda üyeliği düşecek.

Sezon biteli günler oldu, takımın teknik direktörü belli değil. Pro Lisans kursu Antalya’da devam eden Hami “Sadece Lucescu’nun yardımcısı olurum’’ diyor. Bence yanlış düşünüyor.

Çok iyi olan, herhangi bir teknik adam ile en az bir yıl çalışması puanını yükseltir.

Transferlerde gidecekler ve gelecekler zaten ayrı bir sıkıntı. Menajerler Trabzonspor’un değil, kendi menfaatlerinin peşinde.

Kulübün içinde bunlar olup bitiyor, 2.Başkan Ali Kemal Başaran’dan ise ilginçtir hiç ses, seda çıkmıyor!..

Ne olacak, nasıl toparlanacak bu işler?

Gel de ucu açık çengelli iğne ol, çık bu ıslak yün çuvalının içinden.

Trabzon, Lösemili çocuklar için hastaneyi, toplu taşımacılık için hafif raylı sistemi acilen bekliyor.