Levent Ustabaşı

Levent Ustabaşı

Çömlekçi izlenimleri

Burası iflah olmaz
LANETLİ..
GİT BURDAN
EVLAT!


Trabzon’un Çömlekçi Mahallesi, her dönem adından sıkça bahsettirir.

Olaylı geceleri bitmez.

Karanlık yüzleri tükenmez.

Her şeye rağmen ara sokaklarında huzurlu yaşamak isteyen masum yüzleri vardır.
İşte o’nlardır bu mahallenin asıl sakinleri…

Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Orhan Fevzi Gümrükçüoğlu’na dedikleri gibi, ‘Mahallemizi bizden koparmayın’ düşüncesindeler.

Fakat Kentsel Dönüşüm Kapsamında mecbur bırakılıyorlar.

Bunun burukluğunu yaşıyorlarken bir de üstüne kamulaştırma şokuyla sarsıldılar. Çünkü kamulaştırma bedellerinin çok aşağıda olduğunu ve bunu hak etmediklerini düşünüyorlar.
Zaten bir çoğu mahkemede, kimisi ise mahkemeyi belediyenin verdiğinin 3-4 katı daha yüksek fiyatla kazanmış. 

Trabzonspor Belediye Başkanı Gümrükçüoğlu, geçtiğimiz günlerde Çömlekçi ile ilgili yine, birkaç binanın daha yıkılacağını kesin kararlılıkla duyurdu. 

İşin ilginç tarafı bunu mahalleli umursamıyor bile… Hayır umursamak istediler ama verilen sözler, ortaya konulan süreler hep hayal kırıklığı yarattı.

Nedeni bu.

Haklılar yani.

Biraz nabız yokladım.

Dertlerini dinledim. 

Önce o meşhur Taşbaşı Yokuşu’ndan indim.

GİT BAŞIMDAN DEDİ

Hemen mahalleye açılan, yan tarafında 2 lokantanın olduğu her yönlü kavşakta durdum.
8 yıldır burada aşçılık yapıyor Şükrü Kaya..

“Abi ne olacak burası..” dememe kalmadı..

“Evlat burası lanetli... Git buradan. Burada çalışan da iflah olmaz yaşayan da..”
Neden diye sordum hayretle..

Devam etti.

Çömlekçi izleniminden fotoğraflar için tıklayın

“Yıllardır ne yuvalar yıkıldı burada! Ne insanların canı yandı. O nedenle kentsel dönüşüm bile tutmuyor. Bak yıllardır ‘yıkacaklar’ ‘yıkacaklar’ ama bir türlü yıkamadılar. Bir türlü beceremiyorlar. Önceden 2 yıl diyorlardı. Dün 5 yıldı bugün 10 yıla çıktı..”

Sonra beni iterek mahallenin akarlarını gösterdi, “Bak bak.. Geçen bunlar bir patladı, belime kadar su oldu burası. Daha şuranın su tahliyesini yapamıyorlar sen neden bahsediyorsun?” diyerek, vücut dilini ‘git başımdan’ der gibi kullandı.
Dediğini yaptım. 

Hemen yan taraftaki siz deyin 100 ben diyeyim 150 yıllık ağaca sırtımı verdim.

Bu arada o ağaç ve çevresindeki 4-5 yaşı tarihe dayanan bina yıkılmayacak.

Koruma altına alınmış ve tarihten bir miras olarak kalacak.

Bu hatırlatmadan sonra gözüm seyyar satıcılara aldı.

Yaklaştım.

Selam verdim.

Hal hatır derken konu Çömlekçi’ye geldi.

PAZARLIK ATAN YAŞLILAR

Bir tanesi dedi ki, “Yahu sen şu yaşlıları görüyor musun? (o tarafta 50 yaşlarında bir kadın ile 60 yaşlarında bir adamın bir birleriyle gizli birşey konuştukları gözüme çarptı) İşte git bak ne yapıyorlar. Yani demem o ki bu pazarlıkları bitirmeden neyin kentsel dönüşümü bu? Ayrıca abicim sen bu Çömlekçi’yi bitirirken günü birlik evlenip altınlarla kaçanları, dolandırılan dul dedeleri amcaların ne kadar arttığını hiç düşündün mü? Bak görüyorsun, yazabilirsin? Ama siz ancak güzel olanları yazın. Habu insanların nasıl yaşadığını acısını görmeyin”

Kesmedim sözünü bitirdi yukarıdaki cümlelerle içindekini…

Araya girdim.

“Adın ne, yazımda senin görüşlerine yer vereceğim” dememe kalmadı.

“Git başımdan beni rezil mi edeceksin?” şeklinde iteledi.

Kaba olmaları çok içten oldukları anlamına geliyor, kızmayın hemen..

Devam ettim.

BOZTEPE’NİN SUYU ÇÖMLEKÇİ’DEN ÇIKAY GARDAŞIM

Çömlekçi Mahallesi muhtarlığına doğru yürürken dolmuş duraklarında yolcu bekleyen minibüs şoförü Oflu Turgut Danışmaz karşıma çıktı.

Harabe oteller tam karşımızda..

“Köhneleşmiş fuhuş batağının karşısında yolcu bekliyorsun, yolcuların rahatsız olmuyor mu?” diye sordum, “Alıştılar” dedi.

Berber İlhan Küçük ’ün dükkânına girdim, “Abi Kentsel Dönüşüm çok geç kaldı yaz şunları ne olur. Rezillikten başka bir şey değil. Bina yaparken mutsuz insanlar yaratıyorlar” şeklinde isyan etti.

Çömlekçi’nin en eski bakkalı Ahmet Öztürk daha kızgındı.

“Geçen su basti, bakkalım çeşmeye döndü. Belediyeden muhatap bulup şu sıkıntım var diyemedim. Boztepe’nun suyu geliy Çömlekçi’den çıkay gardaşım”

Kamulaştırmadan umudunu kesenlerden biri İbrahim Kaya, “Ev anamın iki katlı. Yıkılacağı yok. Duvarımla bitişik yandaki ev alındı. Bize gelen giden yok. Yeşil alandaymış, karayollarındaymış, hepsi ayrı telden bir şey diyor. Muhtar da ayrı..” diye devam ederken sözünü kestim.

“Yahu sen gittin mi? Sordun mu? Yada karayollarından bir yetkiliyle görüştün mü? Burada oturarak mı bilgi alıyorsun?”

Tabı çıkışıma, “Benim belimde senin kolun kadar platin var. Zaten adım atamıyoruz anamla. Ben mi uğraşacağım şu hasta halimle.. Arazime göz koyan onlar. Zaten 3 trilyon olan yerlere 500 milyar vermişler. Bu nasıl iştir. Sonra yapacaklar, verecekler zengine zengin kazanacak. Eğer hakkımı yiyen olursa eğer anamın hakkını çaldırırsalar elimizden alıp Allah iki cihada iki yakalarını bir araya getirmesin”

leb.jpg

İşte böyle..

Daha bir çok vatandaşla görüştüm.

Bu sorunları bir de muhtardan dinlemek istedim.

Aslında en fazla merak ettiğim muhtarın vatandaştan haberi var mı? 

Çömlekçi Mahallesi Muhtarı Refik Günaydın’a ilk kamulaştırmayı sordum.

Başladı anlatmaya.

MAHKEMEYE GİDENLERİN HEPSİ 3-4 KATINI KAZANDI

Hiç kesmeden böyle dinledim;

Emlakçılardan fiyat alındı. Çömlekçi’nin arka taraflarındaki arsaların m2’sine 6 bin ila 7 bin fiyat verildi. Ön cephelerine 15 bin lira değer biçildi. Fakat belediye m2’ye arka kısımlara bin 200 ile ön kısımlara 3 bin ila 3 bin 500 arasında değer koymuş. Bunu halk kabul etmedi. Halk kabul etmeyince hiçbir toplantı yapılmadan, araştırma yapılmadan, 22 dönümlük kısımda bulunan hak sahipleri, belediyeyi mahkemeye verdiler. Mahkeme bu davaların yüzde 80’inini bitirdi. Fiyat olarak da bin 200 lira verilen yerlere 3 bin 500 lira değer koydu. 3 bin 500 liralık yerlere de 6 bin lira değer koyarak halkın parası ödenmiştir. Ben TOKİ Başkanı ile görüştüm, orada 3 milyon daha ödenerek 22 dönümlük kısım bitirilmiş olacak. Orada sadece 6 otel değil, paraları ödenen bir kaç tane daha bina yıkılmaya başlandı. 6 otel yıkıldı. 2-3 tane daha otel var. Yıl başına yıkılan yerler temizlenecek. Harfiyatlar da alınacak. Ama akıbeti ne olacak? Yalnız TOKİ Başkanı bana söyledi. Oradaki yapılan çalışmalar Çömlekçi’nin tarihine yakışır şekilde planlanacak. (eski bakan) Erdoğan Bayraktar olsaydı şimdiye kadar bitmişti. Bakan Bayraktar, şayet olsaydı Çömlekçi şu anda çok aşamalar almıştı.

BAŞKANDAN ŞUNU İSTİYORUZ
Sayın Belediye Başkanımız Orhan Fevzi Gümrüçküoğlu’ndan şunu istiyoruz: belediye başkanı adayı iken 2009 yılında Novotel’de şunu söylemişti;

Benim 1. projem Çömlekçi’dir. Şimdi 61. Projesi bile değil. Çünkü orada verdiği söz en kısa zamanda ben Çömlekçi Projesi’ni bitirecek. Fakat Çömlekçi’nin yanında Ayasofya, Tabakhane, Zağnos Erdoğdu gibi projelere öncelik vererek Çömlekçi’yi unuttu. Şimdiki beyanlarında Çömlekçi’nin çok büyük bir proje olduğunu 10-15 sene içinde bitirileceğini söylemektedir. Sayın Başkan bu Çömlekçi sakinlerine eziyettir. Çömlekçi bunu hak etmemiştir. 

Çömlekçi’de kentsel dönüşüm sorunları nedeniyle evler boşaltılmış, evlerde yangın, eroin esrar içen genç çocuklarımızla dolmaktadır. Bu da Çömlekçi halkını rahatsız etmektedir. Asayişin sorunlarının çözülmesi için sayın Valimi ziyaret ederek bu husustaki halkın imzalarının da yer aldığı dilekçemi verdim. Başkanım ‘Ben mühendis değilim, eğitimci birisiyim. Çömlekçi’nin bitirilebilmesi için tüm Çömlekçi’nin plan projesinin yaparak imara açmak bölüm bölüm müteahhitte vererek Allah rızası için burayı bitirelim halkı daha fazla rahatsız etmeyelim. Bu insanların ahı tutarsa ki tutar çünkü çok mağdur edildiler. Sonuç ve neticelerine ne siz ne de biz katlanabiliriz. Çömlekçi halkının tüm isteği ve arzusu yukarıda arz ettiğim gibi buranın plan projesini çizip imara açmak, müteahhitte vererek buranın sorunlarını çözümlememiz gerekir.”

Muhtar Günaydın sohbetimiz esnasında bazen duraksıyor, kimi zaman yardım isteyenlerle ilgileniyordu..

Tam sohbetimiz biterken kapıdan sana fotoğraf çekeyim dedim.

“Hay hay dedi”

Güleyim mi? dedi..

Biraz gül bari dedim.

Böylece Çömlekçi’den ayrıldım. Adım adım meydana doğru yürürken dönüşüm birkaç tane psikoloğun mutlaka görev alması gerektiği  fikri aklıma ilk geldi.

Çünkü orada yaşayanlar için hiç kolay olmuyor. Etkinleri yapıcı olduğu kadar yıkıcı da olabilir.

İnsanları mutsuz ederek binaları düzeltseniz ne düzeltmeseniz ne…

Her tarafı güzelleştirseniz ne güzelleştirmeseniz ne..

YAZIYA YORUM KAT
Haberlere yorum yapanlar genel kuralları kabul etmiş sayılırlar. Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
SON YAZILAR