Recep Ergenç

Recep Ergenç

Ayna ayna…

 

Az gittik uz gittik yeni bir yıla daha geldik. Sorsalar ne kadar yol aldık, bir arpa boyu der miyiz? Eh deriz herhalde…

Trabzon’da günlük hay huy ve sığlıklardan birazcık uzaklaşsak… Biraz geri çekilerek baksak;

Trabzon’u "ayrıştıran özellikleri" iyi bir okuyabilirsek, sonra da bu temel özelliklerin farkına varsak… Büyük düşünsek;

“Sen Trabzon’sun” içini doldurabilsek.

Başlıyooor.

Trabzonlu bir gurup genç “büyük” düşünüyor.

Düşüncelerini Sayın Bayraktar’a anlatmışlar. Sayın Bakana sundukları projeleri ile yirmibin kişiye istihdam sağlayabileceklerini ortaya koymuşlar. Bakan gençleri dinlemiş.

Sonra ne mi olmuş?

Bu gençler daha önceleri de düşüncelerini valimiz Dr. Recep Kızılcığa, Vekillerimize, Belediye Başkanımıza da anlatmışlardı.

Sonra?

Trabzonlu iş insanlarına da çeşitli ortamlarda anlatmışlardı.

I ıh...

Olmuyor.

Alt yapıları hazır, NETCAT ana ortakları.

I ıh. Tık yok Trabzon’da.

Niye ki? Sorun ne peki?

Bu soru geçtiğim günlerde Ordu’da Rüştü Bozkurt tarafından Ordululara soruldu.

Ordulular cevap olarak;

”Bizim birlikte iş yapma kültürümüz zayıf” demişler cevap olarak.

Cümle bizim için de geçerlidir: “Bölgenin insanı o adar bencil ki ekonomik çıkarı bile olsa bir araya gelmezler” olarak yazılı sekiz ciltlik DOKAP raporunda.

Neyse Rüştü Bozkurt sorularına devam etmiş Ordu’ da;

Söyleyin bakalım, niye bir araya gelemiyorsunuz?

Neredeyse salondaki Orduluların tamamı “ Güven sorunumuz var” demişler.

Bunun üzerine Rüştü Bey ” Birlikte iş yapma kültürünüz zayıf, güven sorununuz var da ne oluyor?” şeklinde kazık bir soru ile durumu anlamaya çalışmış.

Verilen cevap tam Rüştü beyin duymak istediği "Kurumsal yapıları olan işletmeleri kuramıyor ve işletemiyoruz, işletmelerimizin micro düzeyde kalmasına neden oluyoruz,” demişler açıklıkla.

Sormuş yine Rüştü Bozkurt Ordululara:

"Kurumsal yapılar kuramıyorsunuz da ne oluyor?

Ordulular doğruları sıralayarak Bozkurt’u şaşırtmışlar, "Benim bildiğim doğrudur" diyor, “yeni fikirlere yüz vermiyoruz”, “bu tutumuz engelleyici etkisini gösteriyor”. "Kısa süreli bakış yaygınlık kazanıyor”, “Bunun doğal sonucunda da göç oluyor” şeklinde özetlemişler. Ama en can alıcı cümleleri ise;

"Bu durum sermaye kıtlığına neden oluyor, o çok özendiğimiz büyük işletmeleri kuramıyoruz diğer taraftan girişimci insan potansiyelini de engelliyoruz” şeklinde olmuş.

Ordulular eteklerindeki taşları dökmeye devam etmişler;

Sonunda “biz başaramayız” ve “kötü örnekler” in de katkısı ile "zihni kelepçeleme" iskelesine demir atıyoruz, halimiz budur demeye getirmişler sözü.

Yazının girişinde söz ettiğim Trabzonlu gençler; Ordu neyse Trabzon da o. Ama bu anlayışa karşı uygun dil ile:

"Yeni sektörlere girmenin ve yeni ortaklıklar deneme zamanının geldiğini", anlatıyorlar.

"Ortaklık ve işbirliklerini geliştirmek için kendimize yatırım (eğitim) almanın gerekli olduğunu,

"Çok çalışmanın, iyi örneklerle kendimizi motive etmenin" önemini Trabzon’da gündemimize taşımaya çalışıyorlar.

Doğru yerde, uygun ortamda, doğru soruları sorduğumuzda, "kendine ayna tutuyoruz” diyorlar.

Gençler;

BİR: Trabzon’un dağını taşına altına çeviririz, yöre kaynaklarından başlayarak (Bölgenin endemik- tıbbi ve aromatik bitki- açısından önemine vurgu yapıyorlar) toplayıcılıktan üretime geçmeye odaklanmamızı istiyorlar. İşbirlikleri ve ortaklılıkları ciddi biçimde teşvik etme gerektiğini ifade ediyorlar.

İKİ: Bugünün dünyası, Sanayi Toplumu aşamasından Bilgi Toplumu aşamasına geçiş süreci yaşıyor. Trabzon olarak bu yeni süreçte yerimizi alalım istiyorlar.

ÜÇ: Tersaneciliğin Trabzon için sadece gemi üretiminden ibaret olmadığını söylüyorlar.

Her okuma ve dinleme başka dünyalara açılan pencerelerdir. Yaşam kalitemizin geliştirilmesi için atılmış önemli adımlardır. Gençlerin bugüne kadar yaptıkları çalışmalar ile Trabzon’da geleceğin sektörlerini öngörme gayretlerini takdirle karşılıyorum. Dilerim onların gayretlerini, aileleri de görürler.

Nice sağlıklı, mutlu yıllar dilerim.

YAZIYA YORUM KAT
Haberlere yorum yapanlar genel kuralları kabul etmiş sayılırlar. Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
SON YAZILAR