Traşlama!

9. Cumhurbaşkanı Süleyman DEMİREL’i severim. Güniz Sokak’ta zaman zaman kendisini ziyaret eder, belli bir saygı ve düzey çerçevesinde sohbetimi yapar, çeşitli konulardaki fikirlerinden istifade etmeye çalışırım. Yaşına olan saygımın yanında 50 yıldır soğuk savaş dönemlerinden günümüze bu ülkedeki söz sahipliği ve ülkenin siyaset ve politikasındaki yönlendirici karizması da ayrı bir hayranlık sebebimdir. Malumunuz bu şahsımın değil genelin tespitidir. Ancak siyaset çok su kaldırdığından ve beğeni çok göreceli olduğundan yapılan ve yapılacak eleştirilere de saygımız sonsuzdur. Ama işin bu yönü bu yazımızın konusu değildir.

1987 seçimleri sonrasındayız. Tarih 17 Aralık 1987. Seçimde %19.14 oy oranı ile 3. parti olarak meclise giren Doğru Yol Partisi’nin Genel Başkanı Süleyman DEMİREL Gazeteci, yazar Yavuz DONAT ile söyleşiyor ve bir soru üzerine şu yorumu yapıyor; Bu dönem meclisi çok önemli. 1960, 1971 ve 1980 müdahalelerinin traşlaması bu mecliste yapılacak. Traşlama çok iyi olmalı ki bir daha kimse böyle bir şeye cesaret edemesin. Bu traşlamayı ben başlattım. Bu sistemli bir şekilde sürecek.

Bu traşlamadan ne kast edildiğini çeşitli şekillerde analiz edebiliriz. Bunun bir açılımı meclis yapısıdır. Diğer açılımı meclis tarafından yapılacak kanunlardır. Bir diğer açılımı hükümet politikalarıdır. Bu açılımları detaylara girdikçe artırabiliriz.

Demokrasi dediğimiz şey yaşayan ve yaşadıkça gelişen bir canlı organizma olduğuna göre DEMİREL’in yukarıda değindiği sistemli bir şekilde sürecek uyarısı o yıllarda yani 12 Eylülü takip eden yedinci yılda kulağımıza çok daha anlamlı gelmişti. Bir sonraki 1991 seçimlerinde  2 partili bir hükümet ve oluşan daha çoğulcu 5 partili bir meclis yapısı bu traşlamanın devam ettiğinin bir işareti idi. Demokrasiyi içine sindirmiş ve halkı daha iyi temsil edebilme yeteneğine sahip milletvekili yapısı ise işin başlangıcıydı. Uzun yıllar çekişmiş 2 siyasi rakibin yine uzun yıllar sonra bir araya gelerek hükümet kurması çok önemliydi. Halkla kurulan empati ve çıkarılan yasalar demokrasi adına sevindiriciydi. Hatta o dönemde sıkça dillendirdiğimiz bir fikir de şu idi; 12 Eylül bu ülkeye belki çok şey kaybettirdi ama 2 eski rakibin bir araya gelmesine de öyle ya da böyle vesile oldu.

Traşlama deyimini dillendiren DEMİREL’in Cumhurbaşkanı olmasıyla bu süreç elden ele aktarıldı. Sonrasında DEMİREL emekli oldu. Derken AK Parti İktidarına kadar gelindi. Gördüğümüz kadarı ile meclis ile başlayan traşlama devam etmektedir. Yani DEMİREL’in sistemli bir şekilde devam edecek dediği süreç artık hayatımızın bir parçasıdır. Kimileri bu sürece faşizan baskı süreci diyor, kimileri ise rayına oturmakta olan demokratik bir süreç tanımlaması yapıyor.

Geçmişte yaşanan tecrübeler ve ülkenin atlattığı badireler bu süreci demokrasinin bir gereği olarak görmemiz hususunda duygularımıza baskı yapmaktadır. Ancak uzayıp giden ve tanımlanamayan detaylar işin tadını kaçırmaktadır. Halk zaten bu tip karmaşalardan kaçmak istemektedir. AK Parti’nin iki dönemdir iktidarda olma sebeplerinden biri de bu değil miydi?

YAZIYA YORUM KAT
Haberlere yorum yapanlar genel kuralları kabul etmiş sayılırlar. Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
SON YAZILAR