Trabzonspor’un tecrübeli kalecisi Andre Onana, sadece sahadaki performansıyla değil, sosyal sorumluluk projeleriyle de adından söz ettiren bir isim.
Kamerunlu file bekçisi, kulüp dergisinin 233. sayısına verdiği röportajda hem ilham veren hayat hikayesini hem de insanlığa dokunan çalışmalarını anlattı.
“Fakir bir aileden geldim ama bugün olduğum kişiyle gurur duyuyorum”
Onana, Afrika’da başlayan zorlu yaşam yolculuğunu şöyle anlatıyor:
“Gerçekten de fakir bir aileden geldim, ülkemdeki çoğu çocuk gibi. Böyle bir ortamdan gelip bugüne kadar yaptıklarımla gurur duyuyorum. Geriye dönüp baktığımda kariyerim gerçekten harika... En büyük motivasyonum ailemdi. Her şeyi onlar için yaptım tabii ki ama aynı zamanda kendim için. Çünkü bugün olduğum kişi olmak istedim.”

Barcelona’dan başlayıp Ajax, Inter, Manchester United ve Trabzonspor’a uzanan kariyerinin, kendisine hem sabrı hem kararlılığı öğrettiğini belirten Onana, “Ülkem bana kimliğimi, hayatımdaki her şeyi verdi. Bugün bu noktadaysam, bu tamamen ülkemin bana verdikleri sayesindedir.” ifadelerini kullandı.
Andre Onana Vakfı: “Onlara verebileceğimiz tek şey gülümsemedir”
Kamerunlu kaleci, kurucusu olduğu Andre Onana Vakfı ile binlerce insana umut oluyor:
“Vakıf yaklaşık 6-7 yıl önce, daha Ajax’ta oynadığım dönemde kuruldu. İlk düşüncem görme engelli çocuklara yardım etmekti, zamanla ücretsiz tıbbi bakım ve ameliyat sağlayan bir yapıya dönüştük. Son 1-2 yılda binden fazla operasyon gerçekleştirdik. Yılın en başarılı vakfı ödülünü aldık. Bu insanlar için yaptıklarımız onların hayatını tamamen değiştirmeyebilir ama biz onlara bir gülümseme vermeye çalışıyoruz.”
Vakfın yalnızca Kamerun’da değil, Avrupa’da da faaliyet gösterdiğini belirten Onana, “Eğer Türkiye’de yapmamız gerekirse, vakfım Türkiye’de de çalışma yapar. Yer fark etmez çünkü bizim için en önemli olan insandır, ülke değil.” ifadelerini kullanıyor.
“Kalecilik artık çok farklı; oyun kurmak takımın parçası olmak demek”
Günümüz futbolunda kalecilerin rolünün değiştiğini vurgulayan Onana, Pep Guardiola’nın kendisi hakkında söylediği övgü dolu sözleri hatırlatarak şöyle konuşuyor:
“Kalecilik pozisyonu özellikle son 20 yılda değişti. Artık kaleci sadece top tutan değil, oyunu başlatan kişi. Tabii ki Pep Guardiola’dan böyle bir yorum duymak harika. Ama her zaman söylediğim gibi, oyun kurulumunda bana seçenekleri sunan takım arkadaşlarım oluyor.”
“Türkçe zor değil, Felemenkçe çok daha zordu”
Dört dil bilen Onana, yeni kültürlere uyum sağlamanın futbolcu için zorunluluk olduğunu söylüyor:
“Aslında başka seçeneğim yoktu. İspanya’da İspanyolca, Hollanda’da İngilizce ve biraz Felemenkçe, İtalya’da İtalyanca öğrendim. Türkçe benim açımdan en zor dil değil. Muhtemelen en zor olan Felemenkçe’ydi diyebilirim.”

“Hayatta sahip olduğumuz tek şey mutluluk”
Pozitif kişiliğiyle dikkat çeken kaleci, sahadaki neşesini hayat felsefesiyle açıklıyor:
“Benim geldiğim yerde ‘ağlamaktansa gülmek daha iyidir’ denir. Mümkün olduğunca gülümsemeliyiz. Oynadığım her yerde kazandım. Peki neden mutlu olmayayım ki?”
“Bir insandan korkmam ama...”
Dünyanın en iyi futbolcularına karşı oynamasına rağmen asla korkmadığını söyleyen Onana, “Bu hayatta tek Tanrı’dan korkarım. Bu yüzden dürüst olmak gerekirse kimse beni korkutamaz.” dedi.
“Türk futbolunda kalite yüksek, hakemlik çok zor bir iş”
Türk futbolunu değerlendiren Onana, kaliteye dikkat çekiyor:
“Buradaki kalite gerçekten yüksek. Hakemler konusunda çok konuşmak istemem ama ilk tecrübem pek iyi değildi. Yine de hakemlik çok zor bir iş, insanlar robot değil.”
“Kalede olmayı seviyorum çünkü bazen dünyaya karşı yalnızsın”
Bir kaleci olarak gol atmanın nasıl bir duygu olduğunu dair konuşan Onana, şu ifadeleri kullandı:
Kendimi gol atarken hayal ediyorum sanırım sahada her yere koşardım, gol attığında hissettiğin duygu gerçekten muhteşem. Biliyorsunuz, çocukken pozisyon seçmek zordur. Sadece arkadaşlarınızla eğlenmeye çalışırsınız. O zamanlar Kamerun’da kaleye genellikle kötü oyuncuları koyarlardı. Ben kaleye geçmek istemezdim çünkü iyi olduğumu düşünüyordum. Bu yüzden 10 numara, 9 numara, kanat, forvet, sağ bek, sol bek oynamak istedim ama kalede değil!
Kardeşim kaleciydi, ben de onu takip ediyordum ve ilgi duymaya başladım. Ardından bir antrenörüm vardı, bir maçta ‘Andre, sen kaleye geçeceksin’ dedi. Ben ilerde oynuyordum, kaleye geçince o pozisyonu iyice sevmeye başladım. Sorumluluk almayı seven biriyim. Benim için bu pozisyon dünyanın en iyi pozisyonu; çünkü çoğu zaman dünyaya karşı yalnızsın! İşler iyi gidiyorsa sorun yok ama işler kötü gidiyorsa sorun sensin! Ben o sorumluluğu almaktan çekinmem, işler kötü gittiğinde yükü taşımaktan çekinmem. Bu benim için bir öğrenme süreci."
“Manipülasyon hayatta affetmeyeceğim tek şey”
Onana, dürüstlüğün hayatında büyük bir yer tuttuğunu vurguluyor:
“Manipülasyon… Bundan nefret ederim. Birisi böyle olduğunda saklamam, direkt yüzüne söylerim.”
“Asla pes etmem; buraya gelmek zaten bir zafer”
Onana, Ballon d’Or töreninde yaşadığı bir anıyı paylaşarak hayata bakışını özetliyor:
“Ter Stegen ve Alisson’la birlikteydim. Kazanmasam da, ilk Afrikalı kaleci olarak orada durmak bile bir zaferdi. Çünkü geldiğim yerden buraya gelmek zaten bir başarı.”
Onana’ya göre hayat bir denge meselesi:
“Hayat hava gibi. Bazen yağmur yağıyor, bazen güneş açıyor. Duruma uyum sağlamak zorundasın. Yağmurda adapte ol, güneşte tadını çıkar. Ama dengeyi koru.”

“Futbolcu olmasaydım polis olurdum”
Kamerunlu file bekçisi, futbol dışında en çok polisliği sevdiğini söylüyor:
“Büyürken arkadaşlarımın çoğu oradaydı. Kardeşim de polis. Bu işteki sorumluluk duygusunu seviyorum. Çünkü bir ülke barış içindeyse, bu onların sayesinde.”
“Her maça kazanmak için çıkarım, kaybetmek sadece öğrenmektir”
Maç öncesi ritüellerinden bahseden Onana, “Tanrı’ya inanıyorum, istavroz getiririm. Sahaya çıktığımda ya kazanırım ya da öğrenirim.” diyor.
“LeBron James kadar iyi değilim ama basketbolu seviyorum”
Futbol dışındaki ilgi alanlarını da anlatan Onana, “Basketbol oynamayı seviyorum, tenis de oynarım ama yüzme bilmiyorum!” diyerek gülüyor.
“Tanrı’nın 24’ü”
Ailesinin kendisine taktığı lakabı da açıklıyor:
“Kamerun’da ailem bana ‘Tanrı’nın 24’ü’ diyor, çünkü 24 numarayı seviyorum ve başarılarımı Tanrı’nın bir armağanı olarak görüyorlar.”
Onana’nın ‘En İyi 11’i
Geçmişten bugüne dünyanın en iyi 11’i sorusunu, 'yakın çevremden olsun' bu kadro diyerek cevaplayan Onana;
“Manuel Neuer, Collins Fai, Sergio Ramos, Duplexe Tchamba, Ambroise Oyongo, Sebastien Siani, Hakim Ziyech, Daniel Kome, Christian Bassogog, Jean Marie Dongou, Karl Toko Ekambi.”
Kaynak:Trabzonspor