Avrupa futbolunun köklü kulüplerinden Atletico Madrid, Manchester City ve Fiorentina formaları giyen 33 yaşındaki Stefan Savic, artık Trabzonspor’un başarısı için ter döküyor.
Trabzonspor dergisine konuşan Savic, uzun yıllar formasını giydiği Atletico Madrid ile bordo-mavili kulüp arasında benzerlik kurdu.
Tecrübeli stoper, “İspanya’da Real Madrid ve Barcelona’ya karşı mücadele ediyorduk, burada da Fenerbahçe, Galatasaray ve Beşiktaş’a karşı Anadolu’nun temsilcisi olarak Trabzonspor var. Benim için çok özel bir seçim oldu” ifadelerini kullandı.

“Trabzonspor, Atletico Madrid ile benzer ruhu taşıyor”
Geçmişe baktığından kendisini şanslı hissettiğini belirten Savic, “Manchester City, Fiorentina ve 9 yıl boyunca Atletico Madrid’de forma giydim, bu benim için büyük bir gurur. Şimdi yine önemli bir kulüpteyim. Trabzonspor bana Atletico Madrid’i hatırlatıyor. Tarihi ve başarılarıyla benzer bir ruh taşıyor.
İspanya’da Real Madrid ve Barcelona’ya karşı nasıl mücadele ettiysek, burada da Trabzonspor, Fenerbahçe, Galatasaray ve Beşiktaş’a karşı Anadolu’nun temsilcisi olarak aynı rekabeti sürdürüyor. Bu nedenle Trabzonspor’u tercih ettim. Trabzonspor’un Atletico Madrid ile benzer bir ruh taşıdığını düşünüyorum”
“Hiçbir şeyden pişman değilim”
Kariyerinde farklı liglerde önemli tecrübeler yaşayan oyuncu, geriye dönüp baktığında pişmanlık duymadığını belirterek, “Hayatımda hiçbir şeyden pişman değilim. Hatalarım oldu ama hepsi bana bir şey öğretti. Kariyerime yeniden başlasam bile farklı yapacağım bir şey yok. Çünkü yaşadıklarım beni bugün olduğum yere getirdi” ifadelerini kullandı
“Hatalar adalet duygusunu zedeliyor”
Türk futbolunda sıkça gündeme gelen hakem tartışmalarına da değinen yıldız oyuncu, özellikle VAR döneminde yapılan hataların kabul edilemez olduğunu vurguladı. Savic, “Bütün maçlarda hatalar yaşanabiliyor. Hakemler de hata yapabilirler ve bu, oyunun bir parçası. Ama 2025 yılına geldiğimiz, hakemlerin yardım alabileceği VAR (Video Yardımcı Hakem) gibi birçok yardımcı unsurun bulunduğu bu dönemde hakemin bu denli hatalar yapabilmesi, benim için kabul edilebilir bir şey değil. Bu artık bir yerden sonra adalet anlayışınızı da zarar vermeye başlıyor. Taşıdığınız formayı temsil edebilmek, ona zarar gelmesini engellemek adına doğal olarak tepki vermeye başlıyorsunuz.

Mesela Fenerbahçe ile oynadığımız maçta bana hiç kimse, iptal edilen gol öncesi Onuachu’nun yaptığı hareketin faul olduğunu anlatamaz. Böyle bir faul kararı dünya tarihinde olmamıştır. Çünkü yıllardır bir maç oynuyoruz, yıllardır temaslarda bulunuyoruz. Öyle bir golün iptal edilmesi mümkün değil. O nedenle maçın hakeminin artık adalet anlayışından uzak kararlar almaya başladığına inandığım için ona tepki verme gereği hissettim.
2016’da Real Madrid’e karşı oynadığımız Şampiyonlar Ligi finalinde de hatalı bir gol yemiştik ama o dönem VAR yoktu, kabul edilebilirdi. Bugün ise böyle bir hata kabul edilemez. Türk futboluna çok büyük yatırımlar yapılıyor ama bazı hakemlerin yönetimi ligin seviyesinin altında kalıyor. Bizim tek isteğimiz, kim oynarsa oynasın, hakemlerin adaletli davranması.” dedi.
“Benim olanı kimseye dokundurtmam”
Sahadaki mücadeleci yapısının zaman zaman rakipler tarafından sert bulunabileceğini belirten Savic, “Maç içinde mücadeleci tavrım nedeniyle rakipler beni genelde sevmez. Ama ben her zaman giydiğim formayı, bulunduğum camiayı ve yanımda olan insanları korumak için savaşırım. Hayat felsefem şu; benim olanı kimseye dokundurtmam. Futbolda da hayatta da uğruna mücadele ettiğim şeye zarar verilmesine asla izin vermem.”
“Simeone sizi aradığından tek cevabınız ‘evet’ olur”
Manchester City’den Fiorentina’ya, ardından da Atletico Madrid’e transfer sürecini anlatan Fsavunma oyuncusu, kariyerinde en önemli dönemin İspanya’da geçtiğini belirterek, “Partizan’dan Manchester City’ye genç yaşta transfer oldum. İlk yıl 22 maç oynadım ve Premier Lig’de her maçı son maçım gibi oynadım. Sonrasında Fiorentina’da 3 yıl tecrübe kazandım. Atletico Madrid’e ise Diego Simeone için gitmek istedim; para önemli değildi. Simeone’nin takımında başarılı olmanın sırrı çok çalışmak ve mücadele etmek.
Belki en yetenekli oyuncu değildim ama her zaman en çok çalışan kişi oldum ve bu sayede savunmanın sembolü haline geldim. “Simeone sizi aradığında tek cevabınız ‘evet’ olur. Atletico Madrid’de geçirdiğim dönem bugün olduğum kişi olmamda çok etkili oldu. Simeone’nin takımında zaten çalışmazsanız oynayamazsınız.”
“Asla pes etmedim”
Futbol kariyerinde zor dönemlerden geçtiğini ancak pes etmeyi hiç düşünmediğini belirten Savic, “Zorlu dönemlerde asla pes etmedim. Partizan’da oynarken babamı kaybettim ama annem ve kız kardeşim her zaman yanımdaydı. Futbol ve ailemin desteğiyle hep güçlü kaldım. Şu anda eşim ve bebeğim de bana destek oluyor. Hayatım boyunca her zaman savaşan ve mücadele eden biri oldum. Hiçbir zaman pes etmeyi düşünmedim”
“Kaderimin efendisi benim ”
Kolundaki Spartalı dövmesi ve “Kaderimin efendisi benim” yazısının kendisini temsil ettiğini söyleyen oyuncu, forma tercihiyle ilgili de şu bilgiyi verdi: “Benim için önemli olanlardan bir tanesi, kolumdaki Spartalı dövmesi. Çünkü Spartalılarla, o dönemin savaşçıları ile alakalı neredeyse bütün filmleri izledim. Çok da sevdiğim dönemler, çok da sevdiğim savaşçılar. Kendi ruhum gereği, kendi tarzım gereği bu savaşçıların beni de temsil ettiğini, aynı zamanda beni de sanki orada gösterdiklerini düşünüyorum.
Dolayısıyla o yüzden böyle bir dövmem var. Bir de ‘Kaderimin efendisi benim’ yazılı dövmem var, o da hayat tarzım ile alakalı biraz da. Beni temsil ettiğini, iyi anlattığını düşündüğüm bir söz olduğu için yaptırmak istedim. Bundan sonra belki bir dövme daha yaptırır, kızımın adını yazdırırım, adı Manja”
“15 rakamının önemi”
Forma numarasıyla ilgili olarak ise Savic, “Formamda uzun süredir 15 numarayı taşıyorum. Bu tercihim, çocukluk idolüm Alessandro Nesta’nın 5 numarasından geliyor. İlk takımımda 5 numara doluydu, en yakın olan 15’i seçtim ve o günden beri sadece 15 numara ile oynamaya karar verdim”
“Ronaldo ve Messi’ye karşı oynamak büyük şanstı”
La Liga’da Ronaldo ve Messi başta olmak üzere birçok dünya yıldızına karşı oynadığını belirten Savic, “Ronaldo ceza sahasında çok zorlayıcıydı, Messi ise farklı bir oyun zekasına sahipti. Onlara karşı oynamak beni geliştirdi. Ayrıca Benzema, Neymar, Lewandowski gibi yıldızlarla da karşılaştım, hepsinden bir şeyler öğrendim” dedi.
Unutamadığı maçlar
Kariyerinde birçok önemli finale çıkan oyuncu, en unutulmaz anlarını şöyle anlattı, “2018’de Real Madrid’i yenerek Süper Kupa’yı kazandığımız maç en mutlu olduğum anlardan biriydi. En üzüldüğüm karşılaşma ise 2016 Şampiyonlar Ligi finalinde Real Madrid’e penaltılarla kaybettiğimiz maç oldu”
Dünyanın en iyi 11’i
Tecrübeli savunmacı, geçmişten bugüne kendi gözünde en iyi 11’i ise şu isimlerden oluşturdu:
“Van der Sar – Cafu, Vidic, Nesta, Maldini – Ronaldinho, Zidane, Xavi, Messi – Ronaldo Nazario, Cristiano Ronaldo."
Kaynak: