Türk Eğitim-Sen Trabzon Şube Başkanı Coşkun Dilber, "2025 Yılı Özel Program ve Proje Uygulayan Eğitim Kurumlarına Öğretmen Atama ve Yönetici Görevlendirme" sonuçlarının açıklanmasının ardından kamuoyuna sert eleştiriler içeren bir basın açıklaması yaptı. Dilber, proje okullarına yapılan atamaların objektif kriterlerden uzak ve keyfi bir şekilde yürütüldüğünü ifade etti.
8 Nisan’da açıklanan atama sonuçlarının ardından birçok yönetici ve öğretmenin okullara yerleştirildiğini belirten Dilber, akademik başarısı yüksek öğrencilerin eğitim gördüğü bu önemli okullarda, yönetici ve öğretmen seçiminde liyakat ve kariyerin göz ardı edildiğini vurguladı.
“Bu okullarda yürütülen atama ve görevlendirme süreçleri tam anlamıyla keyfiyet zemininde ilerlemektedir. Uzun süredir proje okulları, 'kafama göre öğretmen ve yönetici atarım' anlayışına teslim edilmiştir,” diyen Dilber, bu durumun eğitim camiasında ciddi huzursuzluk yarattığını ifade etti.

“Sendika Görünümlü Yapılar Süreci Yönetiyor”
Dilber, bazı sendika ve sivil toplum kuruluşu görünümlü yapıların sürece doğrudan müdahale ettiğini ve atamalarda etkili olduğunu öne sürdü. Bu yapıları “kamuyu virüs gibi saran çetevari oluşumlar” olarak tanımlayan Dilber, “Devlette paralel bir iradenin varlığı, nizamın en büyük tehlikesidir,” dedi.
“Sınavla Girilen Okullara Sınavsız Atama Kabul Edilemez”
Proje okullarında yapılan atamalarda herhangi bir objektif ölçütün bulunmadığını kaydeden Dilber, şu soruları gündeme getirdi:
Görev süresi uzatılmayan yöneticilerin gerekçesi nedir?
İlk defa görevlendirilenler hangi kriterle seçilmiştir?
Başvurduğu halde görevlendirilmeyenlerin nedeni neye dayanmaktadır?
Bu sorulara kamuoyunun da yanıt aradığını belirten Dilber, liyakat ve şeffaflığın ortadan kalktığını söyledi.
Vakıfıkebir ve Akçaabat’taki bazı proje okullarında yapılan atama uygulamalarını örnek gösteren Dilber, branşı uygun tek adayların görevlendirilmediğini, yerine uygun olmayan kişilerin atandığını belirtti. “Bazı okullarda, yönetici eşlerinin arkadaşlarının tercih edildiği yönünde iddialar bile var,” diyerek sürecin ne denli keyfi ilerlediğine dikkat çekti.

Sayısal Veriler Paylaşıldı
Trabzon’daki proje okullarında görev yapan müdür ve müdür yardımcılarının sendikal dağılımına da değinen Dilber, bir sendikanın açık ara önde olduğunu şu verilerle ortaya koydu:
Proje okulu müdürlerinin 33’ü tek bir sendikaya mensupken, diğer tüm sendikaların toplamı sadece 2.
Müdür yardımcılarında ise bu sayı 125’e 17.
Bu durumun eğitim camiasında ciddi ayrışmalara yol açtığını ve çalışma barışını zedelediğini söyledi.
"Bu Sistem İtibarsızlaştırıyor, Kaliteyi Düşürüyor"
Proje okullarındaki bu sistemin yalnızca öğretmenlerin moralini değil, öğrencilerin başarısını da olumsuz etkilediğini vurgulayan Dilber, “Bu okulların içi boşaltılıyor, nitelikli eğitim sunma kapasitesi azalıyor,” dedi.
“Ya Kaldırılsın Ya da Şeffaflaştırılsın”
Türk Eğitim-Sen olarak taleplerini açıkça sıralayan Dilber, şunları kaydetti:
Proje okulu uygulaması ya tamamen kaldırılmalı ya da kapsam daraltılarak gerçek anlamda proje uygulayan okullarla sınırlandırılmalı.
Yönetici atamaları MEB Yönetici Atama Yönetmeliği'ne bağlanmalı.
Öğretmen atamaları kariyer ve liyakat esasına dayalı sınav sistemiyle yapılmalıdır.
“Hukuki Süreci Başlattık”
Dilber, haksızlığa uğrayan öğretmen ve yöneticiler için hukuki süreci başlattıklarını da duyurarak, “Bu süreci işleten okul müdürleri, ilçe ve il milli eğitim müdürleri hakkında görevi kötüye kullanma suçlamasıyla Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunulacaktır,” dedi.
Açıklamasının sonunda, kamuoyunu bu konuda duyarlı olmaya davet eden Dilber, “Bu sistemi, atanan kişilere bakmaksızın reddediyoruz,” ifadelerini kullandı.
Kaynak: