23 Nisan 2025’te meydana gelen 6.2 büyüklüğündeki Silivri depremini teknik açıdan değerlendiren Karadeniz Teknik Üniversitesi’nin emekli öğretim üyesi, Trabzonlu jeoloji mühendisi Prof. Dr. Osman Bektaş, Marmara’daki ilgili fay segmentinin fazla gerilme biriktiremeyen, zayıf ve creep (sızma) davranışı gösteren bir yapıda olduğunu belirtti.
Temblor 2025 verilerine atıfta bulunan Bektaş, bu tür fayların büyük, ani enerji boşalmaları yerine daha yavaş kırılma eğilimi taşıdığını vurguladı.
“ENERJİNİN YAVAŞ SALINMASI YIKICI ETKİYİ AZALTTI”
Prof. Dr. Bektaş, deprem sırasında kırılmanın yavaş ilerlediğini ve enerjinin uzun sürede salındığını söyledi. Bu durumun, deprem dalgalarının şiddetini düşürdüğünü belirten Bektaş, İstanbul genelinde hissedilen etkinin görece düşük olmasının temel nedenlerinden birinin bu olduğunu ifade etti.

“KIRILMANIN 20’NCİ KİLOMETREDE DURMASI ASPERİT KIRIĞINI GÖSTERİYOR”
Bektaş, depremin doğuya doğru yaklaşık 20. kilometrede durmasının, fay düzlemi içerisinde sınırlı büyüklükte bir asperitin (engel) kırıldığını gösterdiğini kaydetti. Bu tür küçük engellerin, fayın çalışma şeklini belirleyen kritik yapısal unsurlar olduğunu söyledi.
“1963 ADALAR VE 2025 SİLİVRİ DEPREMLERİ KARAKTERİSTİK”
Prof. Dr. Osman Bektaş, 2025 Silivri (M6.2) ve 1963 Adalar (M6.3) depremlerinin Marmara Fayı’nın karakteristik orta büyüklükteki sarsıntıları olduğunu söyledi. Bektaş’a göre bu depremler, fayın davranışını anlamada önemli bilimsel veri sağlıyor ve Marmara’daki deprem tehlikesinin jeofizik açıdan yeniden değerlendirilmesine katkı sunuyor.
Kaynak:Haber61