Trabzon’da Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nun yargı sürecinin şeffaf yürütülmesi için duruşmaların TRT’den canlı yayınlanmasını talep eden basın açıklaması gerçekleştirildi.
Söğütlü TRT Binası önünde saat 14.00'te düzenlenen basın açıklamasına CHP Trabzon İl Başkanı Mustafa Bak, CHP Akçaabat İlçe Başkanı Emre Şahin Köroğlu ve partili vatandaşlar katıldı.
Söğütlü TRT Binası önünde toplanan vatandaşlar, ellerinde hazırladıkları 'Dava TRT'de canlı yayınlansın, İmamoğlu'na özgürlük, Mehmet Murat Çalık'a özgürlük, yargı süreci milletten gizlenmez' küpürleriyle tepkilerini dile getirdi.
Yapılan açıklamalarda, davanın her yönüyle kamuoyunun bilgisine açık olmasıgerektiği belirtilerek sürecin TRT ekranlarından canlı olarak yayınlanması talep edildi.

TRT Binası önünde açıklamalarda bulunan CHP Trabzon Akçaabat İlçe Başkanı Emre Şahin Köroğlu Ekrem İmamoğlu’na yönelik iddianamenin, 'Bu davalar tam olarak Cumhurbaşkanı adayımız Sayın Ekrem İmamoğlu'nun önünü kesme davasıdır.' ifadelerini kullandı.
Köroğlu açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
"Milyonlarca insanla adaylığını ilan etmiş olan Cumhurbaşkanı adayımız Sayın Ekrem İmamoğlu'nu durdurmak mı istiyorsunuz? Bu davalar tam olarak Cumhurbaşkanı adayımız Sayın Ekrem İmamoğlu'nun önünü kesme davasıdır. Peki Şimdi size soruyorum. Atmış olduğunuz iftiralar, isnat ettiğiniz suçlar ki bu suçların hiçbirinin ne yazık ki aslında iyi ki ama sizin nezdinizde ne yazık ki delilleri yok. Şimdi buradan soruyorum. Suçsuz bir insana sırf sizin rakibiniz diye iftira atmak suç isnat etmek akla vicdana sığar mı? Peki başka bir şey söyleyelim. Bu davalar TRT'de yayınlarsa Cumhurbaşkanı adayımız Ekrem İmamoğlu o ekranlara sığar mı? Buradan size bunu sormak istiyorum. Gelelim binlerce sayfalık yazılan sahte sözde yolsuzluk iddianamesine ve davasına. Binlerce sayfalık bir roman yazılmış. Ben buna roman diyorum. Bizler buna roman diyoruz. Çünkü içi boş, hikayelerle kaplı bir iddianame. ne? İspat edildiği belli değil. Bir kamu zararı iddiası var. Kamu zararı var denmiş, iddia edilmiş, suç isnat edilmiş. Ancak kamuda çalışmış ya da kamuyla biraz ilişkisi olan herkes kamu zararının ortaya nasıl çıkacağını gayet iyi bilir. Kamu zararı bir tespit üzerine bilirkişi raporlarıyla sayıştay raporlarıyla net rakamlar ile belli olarak ortaya çıkar.
Ama bakıyoruz iddianamede ne bilirkişi raporu var ne sayıştay raporu var. Kamu zararının neye ilişkin olduğu belli değil. Ortada herhangi bir tespit yok. Ancak ne hikmetse bir suç isnadı var. Soruşturmaya konu işlemler hakkında Daha önce Ekrem Başkanımızın da söylediği gibi İBB teftiş kurulunun belki yüzlerce denetim raporu var. Sayıştay'ın defalarca kez İBB'yi denetlemesi ve raporları var. Ama burada kamu zararına ilişkin ve ihaleleri ilişkin yine bir diğer suçlamada yolsuz ihaleler üzerine ihaleleri ilişkin bir tane dahi yolsuzluk tespit edilememiş. Kanunda yazmış, mevzuatta yazmış, pazarlık usulüyle beraber ihale yapılabilir. Çağrı usulü üzerine ihale yapılabilir. Bunu bakanlıklar, AKP belediyeleri, hemen hemen Türkiye'deki çoğu belediye ve kamu kurumu yapıyorken kanunda ve mevzuatta yeri varken bunların bu şekilde ihale yapılmasını ki bu çoğu ihalenin de imza zincirinde Sayın Ekrem İmamoğlu'nun imzası bulunmayan ve onun yetkisinde olmayan ihalelerden bahsediyorum. suç isnat edilmeye çalışılıyor. E soruyorum buradan size kanuna mı aykırısınız? Mevzuata mı aykırısınız? Kanunlar sizin milletvekillerinizin çoğunlukta olduğu TBMM'de görüşülüyor. Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde. Madem bu kanuna aykırı hareket etmek istiyorsunuz, bu kanunu kabul etmek istemiyorsunuz, o zaman sizin belediyelerinizin ve kamu kurumlarınızın da birçok defa bu usulden yararlanmış olduğu kanunları, mevzuatları derhal ve bir an önce değiştirin. Sayıştay'ı defalarca kez denetleyip olumlu rapor verdi.
Çamur at izi kalsın
Köroğlu, suçlamaların somut delillerden yoksun olduğunu ifade ederek, "Çamur at izi kalsın" anlayışının geçerli olmadığını belirtti. Davaların TRT'den canlı yayınlanmasının gerektiğini yineleyerek, bu şekilde halkın vicdanının sesinin duyulabileceğini savundu.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne ve ihalelerine çok soruyorum, buradan merak ediyorum. Şerefli yöneticilerine isnat ettiğiniz, iftira ettiğiniz suçlar konusunda ne deliliniz var? iddianame binlerce sayfalık ama iddianamenin içerisinde herhangi bir delil yok. Herhangi bir şey tespit edilememiş bir rakam ortaya koyulamamış. Buradan söylüyordunuz beş yüz seksen altı milyar lira İBB'de yolsuzluk yapıldı diye. Madem böyle bir iddianız vardı, bu iddianamenin içerisinde bu para neden geçmiyor? Buradan soruyorum. Çamur at izi kalsın ama şunu çok netlikle söylüyorum. Çamur atanın eli de vücudu da her yeri de çamurla kaplı. Şimdi Tekrar soruyoruz, İBB'nin, Ankara Büyükşehir Belediyesi'nin ve çoğu Cumhuriyet Halk Partisi Belediyesi'nin ihaleleri kamuya açık bir şekilde, şeffaflıkla ve denetlenecek, bağımsız denetleme firmaları tarafından da denetlenecek şekilde yapılıyor. Madem bu kadar yolsuzluk vardı, Bu zamana kadar Sayıştay bağımsız denetleme firmaları iki binin üzerindeki müfettiş İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nde neden bir yolsuzluk, neden bir ihaleye fesat karıştırma tespit edemedi? Tam da ne zaman bunları tespit etti biliyor musunuz? 25 milyon kişinin yirmi beş milyon kişinin imzasıyla on dört milyon kişinin oyuyla cumhurbaşkanlığı adaylığını ilan ettiği zaman Ekrem Başkan bunlar tespit edildi. Ne hikmetse rakibinin önünü kesmek, gümbür gümbür gelen bir cumhurbaşkanını durdurmak için bunlar yapıldı. Ama buradan sesleniyoruz. TRT binası önünden. Korkmayın. Milletin vicdanından korkmayın. Milletin vicdanından daha büyük bir makam hiçbir yerde yok. Bırakın her şeyi vatandaşlarımız görsünler, izlesinler, tüm şeffaflıkları ile bilsinler. Bakalım kim haklı, kim haksız? Kim iftiracı, kim dürüst? Kim zalim, kim mağdur? Tüyü bitmemiş yetimin hakkını yiyenler kimler? Kimin diploması var, kimin diploması yok? millet önünde yürütülecek olan yargı ile karar verin. Siyasi baskı ile değil milletin vicdanının baskısıyla karar verilsin. İşte o zaman anlaşılacak. Emeklinin, yıllardır hakkını yediğiniz işçinin, emekçinin, memurun, çiftçinin, gençlerin, kadınların, babaların en çok da ülkenin geleceğinin emanet edildiği çocukların hakkını yiyenler kimler? İşte o zaman görelim.
CHP Akçaabat İlçe Başkanı Köroğlu, sözlerine, 'davaların TRT'de yayınlanması gerektiğini' tekrar ederek şu sözlerle sonlandırdı:
"Şarkı var. Bununla bitirip tekrar edeceğim dava TRT'de yayınlarsın diye. Bu şarkı sözü AKP milletvekilleri tarafından mecliste şarkı sözüyle gönderme yapılıyor. Biz de buradan bir gönderme yapalım. Koltuklarını bırakmayanlara, o koltuğu saltanat zannedenlere. diyoruz ki bu dünya ne sana ne de bana kalmaz. Dünya ne sana ne de bana kalmaz. Sultan Süleyman'a kalmadı. Böyle hiçbir kitap yazmaz. Bu dünya Sultan Süleyman'a bile kalmadı. Sizin saltanatınıza, sizin kurmuş olduğunuz düzene asla kalmaz. Tekrar tekrar söylüyoruz. Davalar TRT'de yayınlansın."

CHP Trabzon İl Başkanı Mustafa Bak ise yapmış olduğu açıklamada, Cumhurbaşkanı adayı, 'Ekrem İmamoğlu'nun linç edilmeye çalışıldığının' altını çizdi.
CHP Trabzon İl Başkanı Mustafa Bak'ın açıklamaları şu şekilde:
"Çok değerli Akçaabatlı hemşehrilerim başkanım biraz önce süreci detaylı bir şekilde anlattı. Evet. Bütün hikaye aslında 2019 yılında kaybedilen İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı'yla başladı. Kimdi İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ni kazanan Cumhuriyet Halk Partisi'nin adayı bu şehrin evladı Ekrem İmamoğlu. daha ilk günden kazanılan seçime daha doğrusu dört tane oyun bir zarfın içine koyularak atıldığı seçimde dört oyun üçünü geçerli kılmışlar. Bir tanesine itiraz edilmişti. Aslında korkunun da kaybetmenin de başlangıcı burada başlıyor arkadaşlar.
Ne oldu? Bu millet vicdan terazisinde Bir sonraki seçimde Ekrem İmamoğlu başkanımız çıktı. Madem benim elimde kazandığım seçimi siz hileyle zorla elimden almaya kalkıyorsunuz. Hodri meydan dedi. Ne oldu? Daha sonraki ilk seçimde on üç bin fark olan sonuç sekiz yüz bine bir milyona dayandı. Değerli arkadaşlar Şimdi aslında Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan ne söylemişti? İstanbul'u kaybeden Türkiye'yi kaybeder demişti. Evet kaybetme başlamıştı. 2024 yılında da bizim İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımız Ekrem İmamoğlu eze eze devletin bütün imkanlarına karşı yarışacak sosyal belediyecilikle beş yıllık vermiş olduğu İstanbul'a hizmet örnekleriyle birlikte seçimi yine kazandı. Şimdi sadece Ekrem İmamoğlu İstanbul'da Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimini kazanmadı. Aynı zamanda seksen altı milyon insanın da gönlünde taht kurdu. Dürüstlüğüyle, çalışkanlığıyla, duruşuyla, Karadeniz'in mert dalgaları gibi, sert dalgaları gibi mert duruşuyla bir duruş gösterdi ve Türk halkı dedi ki benim cumhurbaşkanı adayım olacaksa Ekrem İmamoğlu olacak dedi. Evet biz 19 Mart 23 Mart'ta daha doğrusu Cumhuriyet Halk Partisi olarak bir Cumhurbaşkanlığı adaylığı için ön seçim yapmıştık. Ama ne yazık ki tam da bu seçimden dört gün önce 19 Mart'ta.
İftiralarla kurulan bir kumpas nihayet Ekrem İmamoğlu Başkanımızın önünü kesmek, onu siyaseten bitirmek, Cumhuriyet Halk Partisi'nin iktidarını engellemek için operasyon başlatılmıştır değerli arkadaşlar. Ama bu halk biraz önce de ilçe başkanımız söylediği gibi.
Kamunun vicdanında asla yer bulmamıştır. Yirmi üç Mart'ta da kurmuş olduğumuz sandıklara o halkımız o mağdur edilen hakkı yenen hukuksuzca yargılanma tutuklanan Ekrem İmamoğlu başkanımıza on beş buçuk milyon insan giderek benim cumhurbaşkanı adayım Ekrem İmamoğlu demişti. Değerli arkadaşlar aslında süreci hepimiz çok iyi biliyoruz. Cumhuriyet Halk Partisi'nin cumhurbaşkanı adayının bugün anketlerde de olmak üzere kamuoyunda da olmak üzere büyük bir farkla cumhurbaşkanı seçileceğini ilk seçimde cumhurbaşkanı seçileceğini herkes biliyor. Onun için bu kumpas davaları hazırlanan dört bin sayfalık iddianame genel başkanımızın da dediği gibi içerisinde bir tane delili olmayan bir tane doğru olmayan iftiracıları zorlattıkları iftiracılarla kendi belirledikleri iftiracılarla tehditle, şantajla birlikte dosyanın içerisine ne kadar suç varsa belediye başkanımızın görev alanı içerisinde sosyal belediyecilik alanında ne kadar hizmeti varsa bunu suç teşkil dosyaya, iddianameye suç olarak koydular. Belediye başkanımızın, cumhurbaşkanı adayımız Ekrem İmamoğlu'nun ne kadar siyasi faaliyetleri varsa hepsini iddianameye bir suçmuş gibi gösterdiler."
Halkın vicdanına güveniyoruz
Bak, "Bu halkın vicdanına güveniyoruz" diyerek, Ekrem İmamoğlu’nun dürüstlüğüne ve halkın gönlünde kazandığı yeri vurguladı. Bak, "Hiçbir siyasi baskı, Ekrem Başkan’ı engelleyemez. Ekrem Başkan, halkın iradesiyle Cumhurbaşkanı olacak" diyerek, dava sürecinin halkın vicdanında sonlanacağına inandığını belirtti.
"Dört bin sayfalık ve iki bin üç yüz elli yıllık bir mahkumiyetten bahsediyoruz değerli arkadaşlar. Dünya tarihinde böyle bir siyasi Dava daha görülmemiştir. Burada kimse şahitlik etmemiştir. Ama bizler çok iyi biliyoruz. Buradan TRT binasının önünden bir kez daha söylüyorum. Bizler Ekrem Başkanımızın dürüstlüğüne, çalışkanlığına, vatanseverliğine, o horonu da dik oynayan Ekrem Başkanımızın o dimdik duruşuyla birlikte biz hodri meydan diyoruz. yüreğiniz yetiyorsa cesaretiniz varsa bu halkın vicdanına bu davayı emanet etmek istiyorsanız TRT binası TRT yayınlasın canlı yayınlasın. Çünkü değerli arkadaşlar bu TRT'nin şu arkamızda gördüğünüz TRT binasının her kuruşuna kadar olan parasını sizler bizler bu halk cebinden ödüyor. Vergilerimizle ödüyoruz. O zaman sizler halkın vicdanının sesini mi yayınlamak isteyeceksiniz yoksa AKP iktidarının yayıncı kuruluşu olarak mı görev yapacaksınız? Buyurun cesaretiniz varsa ama ne yaparsa yapsınlar. Mecliste de engelleseler de engellesinler. Halk her şeyi biliyor. Bu millet her şeyin farkında. Ekrem İmamoğlu'nun da Cumhurbaşkanlığını hiç kimse engelleyemez. Buna hiç kimsenin gücü yetmeyecektir. İster yayınlasınlar ister yayınlamasınlar."
Şeffaflık ve demokrasi vurgusu
Bak, şeffaflık ve demokrasi vurgusu yaparak, Ekrem İmamoğlu’nun cumhurbaşkanlığı adaylığının, sadece CHP'nin değil, tüm Türkiye'nin güvencesi olduğunu belirtti. CHP Trabzon İl Başkanı, "Bizler bu mücadeleyi sonuna kadar devam ettireceğiz. Türkiye'yi tekrar demokrasiye, adalete ve hukukun üstünlüğüne kavuşturacağız" diyerek sözlerini tamamladı.
"Biz Ekrem Başkanımıza, Cumhurbaşkanı adayımıza güveniyoruz. Kendileri de kendilerine davalarına güveniyorsa o düzmece iddianamelerine güveniyorsa hodri meydan. yayınlasınlar ister yayınlasınlar ister yayınlamasınlar. Biz de Ekrem başkanımızı o dört duvar arasından çıkaracağız. Buna olan inancımız tamdır. Masumdur. İnsan hakları demokrasi, hukuk katledilmektedir. Cumhurbaşkanı adayımız linç edilmeye çalışılmaktadır ama ne yaparsa yapsınlar bu millet Bunlara bu içi boş, asılsız iddianamelerle Ekrem Başkan'ı biz kimseye yedirmeyiz. Asla da yedirmeyeceğiz. Cumhurbaşkanı yapana kadar da mücadelemize devam edeceğiz.
Eninde sonunda bu milletin halkın iradesi tecelli edecektir. Bundan kaçış yoktur. Asıl korkuları bundandır. Onlar yüzleşmek istemedikleri için bu kumpas davalarını, iddianamelerini hazırlıyorlar. Ama günün sonunda bu millet kazanacaktır. Onurlu bir millettir. Mağdur edilen herkesin hakkını bugüne kadar da teslim etmiştir. Bundan sonra da teslim etmeye biz de halkımızın sesi olmaya halkımızın yanında durmaya devam edeceğiz. Başaracağız, kazanacağız, Türkiye'yi tekrar demokrasiyi getireceğiz, adaleti getireceğiz, hukukun üstünlüğünü getireceğiz ve ülke derin bir nefes alacak değerli arkadaşlar. Onun için bizler bu mücadeleye sonuna kadar bıkmadan usanmadan devam edeceğiz, kazanacağız. Katılımınızdan ve katkılarınızdan dolayı hepinize çok teşekkür ederiz."

Kaynak:Haber61