Trabzon'da KESK Trabzon Şubesi ve Tüm Emekliler Sendikası Trabzon Meydan Parkı'nda basın açıklaması yaptı.
İş bırakma eylemi için bir araya gelen emeçiler taleplerini dile getirdi.
KESK Trabzon Şubeler Platformu adına konuşan SES Trabzon Şube Başkanı Metin Serdar, yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:
"Bugün sokaklarda, meydanlarda, fabrikalarda ve atölyelerde tek bir ses yankılanıyor: “Artık yeter!” Biz emekliler ve emekçiler gençliğimizi bu ülkenin taşına, toprağına, yoluna, fabrikasına kattık. Çalışırken alın terimizle yarattığımız değerler bugün patronların kasasında servete dönüşürken, bizlere düşen yalnızca açlık sınırının altında sürünmek, sefalet içinde yaşamaktır.

Alın terimizin, yıllarımızın, bedenimizin karşılığı bu muydu? Bizim emeğimizle yükselen bu düzen, bizi yaşarken yok sayıyor. Sermaye saltanat sürerken, emekli pazarda domatesin, biberin, bakkalda ekmeğin hesabını yapmak zorunda kalıyor. Biz bunu kabul etmiyoruz…
Bugün, ülkenin her köşesinde iş bırakan kamu çalışanlarının, memurlarımızın haklı eylemine destek olmak için ve kendi taleplerimizi haykırmak için meydanlardayız. Çünkü işçi ile emekli köleleştirilirken, emekli aydaşı açlığa mahkûm ediliyorsa, bu kavga ortaktır. Çünkü çalışırken sömürülen işçiyle, yaşarken yok sayılan emekli aynı zincirin halkalarıdır.
Biz biliyoruz ki bu yoksulluğun, bu adaletsizliğin adı yalnızca bir hükümet ya da bir partiden değil, bütün bir kapitalist düzendir. Bizi köleleştiren, yaşamımızı çalan, yaşamımızı çürüten bu sistemdir.
Ve biz, emekliler olarak ilan ediyoruz: Sadaka değil, hakkımızı istiyoruz. Sefalet değil, insanca yaşam istiyoruz. Suskunluk değil, örgütlü mücadele istiyoruz.!
Bugün taleplerimiz yalnızca emekli maaşlarının artırılması değildir. Bugün biz, sağlık hakkımızın gasp edilmesine, ilaç kuyruklarına, katkı paylarına, sosyal haklarımızın yok edilmesine de “yeter” diyoruz. Bugün biz, torunlarımıza bırakılmak istenen borç ve yoksulluk düzenine karşı da haykırıyoruz.
Bizim hakkımızı patronlar vermez, iktidarlar lütfetmez. Bizim hakkımızı ancak biz örgütlü mücadele ile alırız. İşçiler alanlarda grev haklarını yükseltiyor, biz emekliler de kendi öfkemizi bu sese ekliyoruz.
Ortada toplu sözleşme yok, sefalet dayatması var. Vergileri artırıyorlar, patronlara teşvik veriyorlar, faiz lobilerine milyarlar akıtıyorlar. Ama bize sefalet dayatıyorlar.
Bu tabloyu değiştirecek olan bizim ortak mücadelemizdir. Hak verilmez, mücadeleyle alınır. Bizler bugün bunun ilk adımını atıyoruz. Üretimden gelen gücümüzü kullanıyor, “Bu daha başlangıç, mücadeleye devam!” diyoruz.
İnsanca yaşam, güvenceli istihdam, demokratik bir çalışma yaşamı, halktan yana bir kamu hizmeti ve grev hakkı için omuz omuza mücadeleyi büyütüyoruz."

“Sadaka değil, hakkımızı istiyoruz”
Tüm Emeklilerin Sendikası Trabzon Şube Başkanı Sinan Hacıömeroğlu, yaptığı açıklamada emeklilerin sefalet içinde yaşamak zorunda bırakıldığını vurguladı.
Başkan Hacıömeroğlu, şu ifadeleri kullandı:
"Biz emekliler ve emekçiler gençliğimizi bu ülkenin taşına, toprağına, yoluna, fabrikasına kattık, çalışırken alın terimizle yarattığımız değerler bugün patronların kasasında servete dönüşürken, bizlere düşen yalnızca açlık sınırının altında sürünmek, sefalet içinde yaşamaktır. Alın terimiz, yıllarımız, bedenimizin karşılığı bu muydu?

Bizim emeğimizle yükselen bu düzeni, bizi yaşarken yok sayıyor. Sermaye saltanat sürerken, emekli pazarda domatesin, biberin, bakkalda ekmeğin hesabını yapmak zorunda kalıyor. biz bunu kabul etmiyoruz. Bugün, ülkenin her köşesine iş bırakan kamu çalışanlarının, haklarını savunmak için yürüyen emekliler olmak için ve emeğin taleplerini haykırmak için meydanlardayız.
Çünkü işçi işte köleleştirilirken, emekli evinde yaşama hakkı gasp ediliyorsa, bu aynı sömürüdür. Çünkü çalışırken de, emeklilikte de haklarımız alınıyorsa, emekliler olarak aynı zincirin halkalarından biriyiz.
Biz emekliler için bu yoksulluk, sadaka ile yaşamak değil, yalnızca bir köleleştirme halidir. Biz bu yoksulluğunu, bu büyük köleleşmeyi kabul etmiyoruz ve buradan bir kez daha sesleniyoruz. Biz, emekliler olarak ilan ediyoruz: Sadaka değil, hakkımızı istiyoruz! Sefalet değil, insanca yaşam istiyoruz! Suskunluk değil, örgütlü mücadele istiyoruz!

Bugün taleplerimiz yalnızca emekli maaşlarının artırılması değildir. Bugün biz, sağlık hakkımızın gasp edilmesine, ilaç kuyruklarına, katkı paylarına, sosyal haklarımızın yok edilmesine de "yeter" diyoruz. Bugün biz, torunlarımıza bırakılmak istenen borç ve yoksulluk düzenine karşı da haykırıyoruz.
Bizim hakkımızı patronlar vermez, iktidarlar lütfetmez. Bizim hakkımız ancak biz örgütlü mücadele ile alırız. İşçiler alanlarda grev hakkını yükseltirken, biz emekliler de kendi öfkemizi bu sese ekliyoruz. Biz diyoruz ki: emekçiler bir araya gelmedikçe, kimseye insanca yaşam yoktur. İşçiler ayağa kalkmadıkça, emekliler nefes alamaz.
Emekliler sesini yükseltmedikçe, bu düzen değişmez. Bugün alanlarda yan yana gelişimiz, yalnızca bir günlük bir destek değildir. Bugün buradan kurduğumuz dayanışma, yarının büyük sınıf mücadelesinin temelleridir. Biz emekliler, bu düzenin artık taşıyamayacağı kadar büyük bir yük olduğumuzu ilan ediyoruz. Biz yok değiliz, biz bu ülkenin gerçek sahipleriyiz.
Hak, hukuk ve adaletten yoksun olan tüm teklifler asla kabul edilemez. Toplu sözleşme masaları hak vereceği yerde açlık veriyor. Geçmiş dönem kayıplarının telafi edilmesi ve seyyanen zam verilmesi zorunludur. Enflasyon farkı zam değildir. Kamu işveren heyeti toplu sözleşme masasında taleplere uygun teklif yapmalı, hakem heyetine bu işi bırakmamalıdır."
Kaynak: