BAHİS LİSTESİNDE SİZ DE OLABİLİR MİSİNİZ?
Bahis ve iddia dünyasına adaletin tokmağı indi, düzen bozuldu.
Senelerdir süregelen, sponsorluklardan ve reklamlardan tutun, göğüs/tabela tanıtımlarına ve yayın organizasyonlarına kadar uzanan bahis şirketleri artık iyiden iyiye sorgulanmaya başladı.
Futbolda binin üzerinde profesyonel futbolcunun karıştığı olaylarla ilgili adli işlemler başlatılması, hatta milli takımlara çağrılmış oyuncuların savunma vermek üzere kadrodan çıkarılması, olayın vahametini açıkça ortaya koydu.
Bahis dünyasında şartlar eşit değil; oynayanlara para, oynatanlara mahrumiyet, şikeye bulaşanlara ise hapis cezaları öngörülüyor. 20 bin liradan 50 bin liraya kadar idari para cezası ya da 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası uygulanabiliyor.
Elbette internet üzerinden oynanan oyunları kontrol etme niyetimiz ya da ihtimalimiz yok. Ancak takip ettiğiniz tüm bu gelişmelerden sonra, fiziksel oyun merkezlerinin önündeki kalabalıkların birden bıçak gibi kesildiğine şahit olduk.
Ve sizler için bazı önemli çıkarımlar yaptık.
Dürüst ve cesur davranıldığında, devletin dinamikleri adalet için bir anda birleşebiliyor.
Hepimizin bahis kaydı var mı, yok mu öğrenebilmemiz için — zira ilgisiz kişilerin vatandaşlık numaraları da kullanılabiliyor — kişisel veriler üzerinden bir sorgu ekranı geliştirilmesi gerekiyor.
Ayrıca bahis merkezleri bir anda boşaldığına ve tedirginlik somut geri adımlar attırdığına göre, demek ki reklamın da kötüsü olabiliyor.
***
DENİZ TAŞIMACILIĞININ ÖNÜNDE HANGİ ENGEL VAR?
Tarihi bin yıllara dayanan bir şehir; en az şehir kadar eski ve kadim bir liman geçmişi...
Trabzon bu anlamda şanslı mı, şanssız mı biz de anlayamadık.
Neden kayıtlı tarihimizde deniz üzerinden sahil taşımacılığı yok?
Ve niye bu şans senelerdir hiçbir şekilde değerlendirilmiyor?..
Geçmiş yıllarda ara ara feribot seferleri denense de, devamlılığı olan ticari veya sosyal turların hiçbiri bugüne ulaşamadı.
Son olarak Sochi’ye gitmek üzere yola çıkan feribotun, Rus yetkililerce “Bize haber vermediniz” denilerek üç gün alargada bekletildikten sonra geri gönderilmesiyle, Karadeniz ve yolcu taşımacılığı konusu yeniden gündeme yerleşti.
Karadeniz, her şeyiyle deniz taşımacılığına benzerlerinden çok daha uygun ve elverişli bir bölgeyken neden İstanbul-Trabzon, Samsun-Trabzon hatta Beşikdüzü-Of (şehir içi) turları yapılamıyor?
Buna tam olarak engel nedir?
Eğer sorun firmalar ve rantabıl yaklaşımlarsa, Miray Cruises işletme sahibi armatör Vedat Uğurlu çıktı ve alenen “Biz hazırız.” dedi.
Uğurlu, Avrupa ve Uzak Doğu’dan İstanbul’a gelen dev kruvaziyer gemilerini Trabzon’a kadar getirmek istediklerini deklare etti.
Hatta bunu taahhüt ederek TTSO ile paylaştı.
Gelişmeleri takip ediyoruz; Karadeniz’in turizme ve ulaşıma açılmasını hasretle bekliyoruz.
***
ONUACHU NEDEN GÖĞSÜNDE TOP TUTAMIYOR?
Şenol Güneş döneminde Trabzonsporlu futbolcular “yanana kadar ısınırdı.”
Maç öncesinde kurulan 5’e 2’ler ve mini istasyon çalışmaları, oyuncularda adeta hal bırakmazdı.
Saha zemini de maçtan önce 15 dakika boyunca ıslatılırdı.
Fatih Tekke döneminde ise öne çıkan hazırlık uygulaması, yoğun nane konsantreli krem (Vicks) sürmek oldu.
Yardımcı antrenörler ve kondisyonerler, çıkış tünelinde futbolcuların göğüslerine bu kremden sürerek formaların çok farklı görünmesine yol açıyor.
Durumu bilmeyenler her hafta,
“Bu oyuncuların formalarına ne olmuş? Maça çıkmadan bu kadar terleme olur mu?”
diye soruyor.
Solunumu güçlendirmek ve nefesi açmak amacıyla yapılan bu uygulamanın sebebini ise zamanla herkes anladı.
Fakat bu noktada farklı bir durum ortaya çıktı.
Özellikle golcümüz Paul Onuachu’nun son haftalarda topu göğsünde hiçbir şekilde tutamaması, bu kreme bağlandı.
Top, göğüsteki ince ve yoğun krem tabakasından dolayı kayıyor; golcü, göğsüne aldığı topu ne kontrol edebiliyor ne de takım arkadaşlarına kazandırabiliyor.
Daha önce, “ferahlık verip ağrı gideren tüplü beyaz ürünler” vardı.
Birinci tekille başlayan bu ürünler, belki 50 yıl boyunca kullanıldı.
Şimdi ise “Vicks” diye bilinen bu yeni ürün hakkında farklı görüşler mevcut.
Acaba, hasta çocukların ciğerlerini açmak için ayak altına sürüldüğü gibi,
madem ki ürün yasak değil,
bu krem oyuncuların göğsüne değil de ayaklarına mı sürülmeli?
***
ŞEHİR HASTANESİNİN RENKLERİ SARI- LACİVERT Mİ?
Akyazı Stadı’nın yanına yapılmış olması, ulaşım endişesinin birçok farklı yönden öne çıkarılması, idari kadro ve personel temini hakkında çıkan tartışmalar, siyasilerin burayı boy gösterme alanı gibi kullanması, Trabzon Tıp Fakültesi’ne devredilip devredilmeyeceği gibi pek çok başlıkta tartışılıp gidiyor.
Evet; Trabzon Şehir Hastanesi tüm bu sorun ve endişeler eşliğinde gün sayıyor. Biz biraz da yapısal durumuna takıldık. Birçok şehir hastanesini inceledik; renkleri sağlık sektörüne uygun, iç açıcı, açık mavi, beyaz, gümüş ya da platin renklerde olanları var. Bizdeki gibi mavi-sarı olanına hiç denk gelmedik.
Ana renkler (kenar sütunları) tam olarak bu renklerde boyandı. Mavi renk biraz laciverte çaldığı için renkler Fenerbahçe rengi gibi algılanabiliyor. Bildiğiniz gibi tek başına sarı da zaten hastalığı simgeleyen renklerden biridir.
Peki, neden bizim şehir hastanesinde bu renkler tercih edildi, üstelik başka şehirde örneği olmayan bir şekilde böyle bir şey neden yapıldı? Öğrenmek isteriz!
Kaynak:Haber 61
