Trabzon Merkez Su Ürünleri Kooperatifi Başkanı Mehmet Candeğer, Haber61 muhabiri Atakan Kadıoğlu’nun sorularını yanıtladı. Candeğer, Faroz Balıkçı barınaklarındaki sorunları, Barınaklarda konaklayanların balıkçı olmadıkları ve ünlü kişiler tarafından kiralandığı iddialarını, balıkçılığın maliyetini ve ruhsat konusundaki sıkıntılara açıklık getirdi.
Candeğer, “2005’ten sonra isteyen herkes balıkçı olabiliyor. Balıkçı olmanın şartı, yeşil ruhsatlı tekne ve sarı avlanma belgesi. Bunları Tarım İl Müdürlüğü’nden herhangi bir kriter olmadan alabiliyorsunuz. Kimse ‘Bu kişi balıkçılık yapabilir mi?’ diye sormuyor. Bizim teknelerimiz D plakalı ve dolmuş gibi herkes kullanabiliyor. Limanımızda amatörler de var. Onlar için ayrı bir statü bulunuyor. Bizim limanda ‘dam’ denilen çekek yerlerini kullanabilmek için yeşil ruhsat gerekli” ifadelerini kullandı.

Candeğer, “Damsız alanlar da var. Oralar amatörler için ayrılmış, biz de onların alanını biliyoruz” diyerek durumu özetledi.
Sorun Nereden Kaynaklanıyor?
Kadıoğlu’nun “Bu işten ekmeğini kazananlar ile tatil amaçlı kullananlar arasındaki fark nereden başlıyor?” sorusuna Candeğer, şöyle yanıt verdi:
“Sorun, yeşil ruhsatlı tekneyi almanın herhangi bir statüsü veya sınavının olmaması. Devletin buna karar vermesi gerekiyor. Artık herhangi bir kişi sarı avlanma belgesi ve yeşil ruhsatla balıkçı olabiliyor. Tıp Fakültesi okumadan doktor olamazsınız ama herkes balıkçı olabiliyor.”
Candeğer, çözüm önerisiyle ilgili olarak, “Verilmiş hak geri alınamaz. Bundan sonrası değerlendirme meselesi. Burada yaklaşık 80 kişi gerçekten balıkçıdır. 25-30 kişi babadan devrolan, 20 kişi ise hiç balıkçılıkla ilgisi olmayan kişiler. Devlet gözünde hepsi balıkçı” dedi.

Devredilen Haklar ve Masraflar
Başkan, kooperatif alanlarındaki teknelerin devriyle ilgili süreci de anlattı:
“Buradaki tekneler devredilirken belirli masraflar oluyor. Devlet bunları bize boş vermedi. Bugünkü imkanlarla insanlar burada namaz kılıyor, denize giriyor, duş alıyor. Eskiden şartlar buna göre yapılmamıştı. Kendi aralarında anlaşanlar önce Tarım İl Müdürlüğü’ne gidip ruhsat devrini gerçekleştiriyor, sarı kağıtlarını alıyor ve bize geliyor. Biz uygun gördüğümüzde devri onaylıyoruz.”
Candeğer, “Burası devletin tasarrufu altında olan, kooperatifin işlettiği alınıp satılamaz bir yer. Ama devredilen teknelerin masrafları var ve insanlar bugün imkanlar doğrultusunda kullanıyor” dedi.
Küçük Balıkçılar ve Dev Balıkçılar Arasındaki Fark
Candeğer, limanda karşılaştıkları zorlukları şöyle özetledi:
“12 metre altı küçük balıkçılar artık kendilerini geçindiremiyor. Dev balıkçılar fabrikaymış gibi çalışıyor. Eskiden sabah 6’da 30 tekne balık çıkarırken, şimdi 15’e düştü. Bizim önceliğimiz her zaman balıkçılardır. Ancak küçük balıkçılar için balıkçılık artık geçim kaynağı olmaktan çıktı. Son nesil belki de bu işi bırakacak.”
Candeğer, dev balıkçılarla küçük balıkçıların aynı ölçekte değerlendirilmemesi gerektiğini vurguladı.

Denize Açılmanın Bedeli
Balıkçılığın maliyetini değerlendiren Candeğer, şunları söyledi:
“Oltayla avlanacaksanız farklı, Mezgit tutacaksanız farklı. Bazı balıkçılar gece 03.00’te Sürmene’ye gidip sabaha karşı dönebiliyor. Tekneye ve kişi sayısına göre maliyet değişiyor. Hiçbir şey tutmazsa zararı deftere yazıyorlar. Balıkçılık, tıpkı bakırcılık gibi bitebilir.”
Candeğer, kooperatifin balık satış yerinin Trabzon’da ilgi gördüğünü belirterek, “Burası sadece balıkçıya hizmet için açıldı ama artık piknik, sohbet ve yiyecek içecek için de kullanılıyor. Tekne değerleri düşürülemez; 3 milyonluk tekneyi 1 milyona kimse vermez” dedi.
Yıldızlı ve 100. Yıl Barınakları Yetersiz
Candeğer, Yıldızlı ve 100. Yıl limanlarıyla ilgili şu değerlendirmeyi yaptı:
“Amatör avlanma çok arttı. Limanlarımız balıkçılara göre yapıldı, marina tipi teknelere uygun değil. Yıldızlı’da 200’ün üzerinde ortak var. Üç kooperatif birleşerek liman yapacaklar ama kapasitenin yeterli olup olmayacağını bilmiyoruz.”
Kaynak:Haber61