Trabzon'da su ürünleri üreticilerinin Japonya isteği
Trabzon'da su ürünleri üreticileri Türkiye’nin son yıllarda büyük miktarda artan Türk Somonu ihracatında yüzde 80 oranında Rusya’ya bağımlı olduğunu belirterek su ürünleri sektör temsilcileri olarak en büyük beklentilerinin Japonya ile Serbest Ticaret Anlaşması yapılması olduğunu ifade ettiler.
Trabzonlu su ürünleri üreticisi İlker Yıldırım, Türk Somonu üretiminde ve ihracatında son yıllarda ciddi artışlar olduğunu hatırlattı. Yıldırım, 2019 yılında Trabzon’daki üretim kapasitesinin 15 bin ton civarında olduğunu belirterek, “2019’daki ihracatımız ise yaklaşık 5 milyon dolardı. 2021 yılı itibarıyla Trabzon’da üretim kapasitemiz 32 bin tona, ihracatımız ise 25 milyon 500 bin dolara yükseldi. 2021 yılında ülke olarak Türk Somonu ihracatımız ise 135 milyon 597 bin dolar olarak gerçekleşti. Fakat bu ihracatın yaklaşık yüzde 79’u Rusya’ya yapılıyor. Trabzon olarak bizim ihracatta Rusya’ya bağımlılık oranımız ise yüzde 60’larda. Rusya ve Ukrayna arasındaki savaşın sektörümüze ciddi sıkıntılar yaratacağını fakat uzun vadede ciddi imkânları da doğuracağını düşünüyorum. Rusya’dan sonra en fazla ürün sattığımız ülke Vietnam. Aslında Vietnam’a satılan ürün de oradan Japonya’ya gidiyor. Ancak Japonya ile yüzde 3.5’luk vergi olduğu için direkt satış yapamıyoruz. Suat Hacısalihoğlu başkanımız bu konuyu Hazine ve Maliye Bakanlığı’na iletmişti. Bakanlıktan sonuç bekliyoruz. Özellikle Rusya’ya yüzde 80 oranında sektör olarak bağımlı olduğumuz bu süreçte Japonya ile serbest ticaret anlaşmasının yapılmasını bekliyoruz. Japonya’nın dünyadaki en büyük somon tedarikçisi olan Norveç ve Şili ile arasındaki anlaşmalar nedeniyle yüzde sıfır vergi uygulanıyor. Bu durum da rekabet şansımızı azaltıyor. Japon müşterilerimizle yaptığımız istişarelerde yüzde 3.5’luk karşılıklı vergi sıfırlandığı takdirde oraya satışımızın Rusya’dan fazla olabileceği görüşü ortaya çıkmaktadır. Sektör olarak beklentimiz Japonya ile Serbest Ticaret Anlaşması yapılmasıdır" dedi.
Yıldırım, su ürünleri sektöründe de KDV’nin büyükbaş ve kanatlılarda olduğu gibi yüzde 1’e düşürüldüğünü ifade ederek, “Üretiminin yaklaşık yüzde 90’ı ihracata giden su ürünleri sektöründe KDV’nin yüzde 1’e indirilmesi küçük de olsa kendi vatandaşımızın kendi çocuklarımızın da daha çok balık tüketebilmesi için bir imkan doğurdu. Ancak mevcut maliyetlerin ve yem girdilerinin artması balık fiyatlarını yine belli bir seviyenin altına getiremedi. İç piyasada da su ürünleri tüketiminin artırılması için bakanlığın bu noktada vermiş olduğu destekleri revize etmesi gerektiğine inanıyorum. Mesela ürün başına verilen kilogram destek miktarları yıllardır çok değişmedi. İç piyasada da kendi insanımızın kendi çocuklarımızın dünyanın en kaliteli protein kaynağı olan balığı bolca tüketmesini teşvik etmeliyiz. Türkiye’de üretilen su ürünleri sektörünün üretmiş olduğu balıkların çoğu yurtdışına gidiyor. Dolayısıyla oradaki fiyatlar da emsal olduğu için bunu vatandaşımızın tüketmesi zor” diye konuştu.