TS yönetimi ya kendine çeki düzen verecek yada...

Trabzonspor eski As Başkanlarından Erol Tuna haber61 TV’ ye özel çarpıcı açıklamalarda bulundu.

TS yönetimi ya kendine çeki düzen verecek yada...

Trabzonspor eski As Başkanlarından Erol Tuna haber61 TV’ ye özel çarpıcı açıklamalarda bulundu. Erol Tuna Haber61 yayınlar genel koordinatörü Hakan Yoloğlu’nun sorularını cevapladı.

Trabzonspor’a yakışmayan bir Mali Genel Kurul izledik, sizin pencerenizden bakıldığında nasıl bir Genel Kurul oldu?

Trabzonspor Mali Genel Kurulu’nda ki gelişmeler aslında çok sevindiriciydi. Saha başarıları çokta kötü olmayan mevcut bir yönetim var ama bunun yanı sıra ekonomik olarak kulübün gidiş yolu açısından çok iyi noktalara gelmeyeceğini gören ve kulübüne sahip çıkan bir kongre üyelerini izlemiş olduk. Herkesin buraya ilgi göstermesi aslında Trabzonspor’da ki gidişin çokta kötü olmadığını gösteriyor, bence sevindirici. Ama umut verici ve üzücü tarafları var. Taraftarın ve kongre üyelerinin mevcut yönetimin yaptıklarına karşı bir duruş göstermesi ve doğru gitmeyen işleri hatırlatma açısından umut verici bir şey. Ama kötü görüntüyü veren mevcut yönetimin demokratik olmayan yollardan tepkisini ortaya koyması Trabzonspor’un hem geleceği açısından hem de mevcut durumunda ümit verici bir fotoğraf göstermedi bunu üzülerek belirtiyorum.

Başkan Hacıosmanoğlu’nun, Sayın Faruk Özak ile ilgili ‘Ezeli düşmanımdır’ gibi söylemleri oldu. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Çok sığ, basit ve hiç ilgi duymadığım bir mecra, alan. Bir Trabzonsporlu olarak, Trabzonspor’da yöneticilik, As Başkanlık ve Başkan vekilliği yapmış biri olarak bunları değerlendirmiyorum, prim de vermiyorum. Trabzonspor’un Başkanı sadece Trabzonspor’la uğraşır. Trabzonspor Başkanı ne oyuncusu ne de geçmiş yönetimle uğraşmaz. Zaten arkadaşında dili sürçmüş belli, ezeli düşmanımıdır yoksa ebedi düşmanımıdır? Ezeli geçmişten mi geliyor ve bütün geleceğimi kapsıyor. O beni hiç ilgilendirmiyor. O topa da hiç girmem tamamen kişiselleştirilen bir şey ama söylemlerini de asla kabul ve tasvip etmiyorum.  Bu konuyla alakalı geçen senede de mevcut Başkan, Faruk Özak’la ilgili yine bir şeyler konuştu o beyanına istinaden bende bir basın açıklaması yaptım.  Demecimi de Haber61’e vermiştim. O demeçte neler söylediğimi merak eden okuyucularımız Haber61’den bulup okuyabilirler. Orada her şeyi yazdım ve belirttim. Oyuncusunu toplumun önüne atan bir Kulüp Başkanı olabiliri mi? Bunlar sokak ağzı, çok sığ. Hiç girmem bu konulara, hiç işim olmaz.

Peki, Sayın Tuna camiada ki birlik nasıl sağlanacak. Camia bölük pörçük olmuş durumda, bu durum nasıl düzelir?

Şu anda birlik ve beraberlik anlamında Trabzonspor kendini gösterdi çünkü o kongreye o kadar insan geldi. Demek ki Trabzonspor paydasında bir duruş ve karşı bir görüş var. Gidişatı beğenmeyen bir insan tepkisi var bunu böyle değerlendirmek lazım. Bunlardan ders almak lazım eğer ders alınmazsa bizlerde yönetimlerden geldik geçtik bizim karnelerimiz de ortada her yönetimin karnesi ortada. Siz bu işlerle ilgileniyorsanız rapor tutarsınız, puanlarsınız ve hangi yönetimin daha iyi olup olmadığı ortaya çıkar. Bundan da mevcut veya gelecek olan yönetim ders çıkarır. Bir önceki yönetimden daha iyi şeyler yapmaya çalışırlar. 280 Milyon TL borç deniliyor ama bu objektif  bir rakam değil Sübjektif bir rakam çünkü ben bilançoları inceledim 130 Milyon TL isim hakları adı altında bir para konulmuş ortaya henüz kasaya girmeyen. Bu rakam sübjektif bir beyan o nedenle bilânçoları çok dikkatli okumak lazım. Ama gerçek olan bir şey var, Trabzonspor mali anlamda kötü durumda, Türkiye kulüpleri de kötü durumda ama her koyunun kendi bacağından asıldığını da unutmayalım.bu mantıkta bu Trabzonspor’un gideceğine ben hiç inanmıyorum. Hem şehrimize hem markamıza zarar veriyorlar.

Şu anki görüntüye baktığınız zaman Olağan Genel Kurulumu Olağanüstü Genel Kurulumu yapılmalı size göre?

Buna yönetimin kendisi bir refleks göstermeli, yönetim, ‘ Bu arkadaşlar haklı mı, değil mi’ diye düşünmeli. Mesela ben diyorum ya, ‘İyi görmüyorum’ ben neden böyle düşünüyorum diye beni önemsemeleri gerekiyor. Yani bu işi daha uygarca hareket ederek halletmemiz lazım. Uygarca bu işi halledemediğimiz zaman kavga, gürültü oluyor. O zamanda Trabzonspor ve oradaki kişiler yöneticiler taraftarlarımız darbe alıyor. Bugün ismini vermediğim bir kulüp, istediği kadar şampiyon olsun, biz şike süreci diyerek gidiyoruz. O kulüp bana göre 50 yıl geriye gitmiştir çünkü yaralı yani üzerinde zan var. Avrupa kupalarına gidememiş. Bir gün o kulübün taraftarları kendine soracak ve diyecek ki, ‘Benim kulübüm iki yıl Avrupa kupalarından neden men edildi.’Şu anda belki sormuyorlar ama gelecek yıllarda merak edecekler çünkü bunu tarih yazdı.

Başkan Hacıosmanoğlu kupayı getireceğim diyerek oy almıştı, siz kupanın geleceğine inanıyor musunuz?

Bu görüşler benim yönetim tarzıma uymayan şeyler. Evet, oradaki kupayı kaybettik ama gelecekte çok kupa var biz gelecekteki kupaları kazanmak için ne yapıyoruz bunu düşünmeliyiz. Şenol Güneş ve ekibi ve o zamanki yönetimin bir başarısı var ama hakları gasp edildi. Onun mücadelesi ayrı bir alanda devam ederken bugün ve yarın biz kulübümüze hem Türkiye’de hem Avrupa’da hangi başarıları kazandıracağız bunun mücadelesini vermemiz lazım. Şike sürecini ben taraftarı oyalama taktiği olarak görüyorum. Ben onu istemiyorum. Ben 2014–2015 sezonunda takımım, kulübüm nerelere gelecek? Ben onu sorgularım.

Siz geldikten sonra ne gibi başarıları elde ettiniz ben bunları sorgularım. Şike konusu başka bir komisyon tarafından araştırılıp devam ettirilmeli hukuki çerçevelerde. Benim bu konuyla alakalı daha önce söylediğimde olay olmuştu. Fenerbahçe ile ilgili verdiğim bir beyanda ne dediysem onu yine söylüyorum; ‘Bizim kupamızı gasp eden Türkiye Futbol Federasyonu’dur.’ Fenerbahçe’nin Galatasaray’ın, Beşiktaş’ın ve Trabzonspor’un elinde hiçbir şey yok çünkü kupayı verecek olan yönlendirecek olan federasyondu. Biz neden bu kulüplerle düşman oluyoruz ki gerek yok çünkü bizim düşmanımız onlar değil. Ama siz düşman yaratmaya çalışıyorsanız o taktiğinde günün birinde boş olduğu ortaya çıkacaktır. Bizim kupamızı gasp eden Türkiye Futbol Federasyonu’nun şu andaki yönetimi ve Başkanıdır. Demek ki futbol yasalarına uymayan bir suçu işledi ama sen bunu görmüyorsun UEFA görüyor. Bu ne kadar düşündürücü bir durum değil mi?

Biz Trabzonspor olarak Avrupa Kupaları’ndan men edilseydik böyle konuşabilecek miydik? Ben derdim ki; ‘Demek ki bizim bir suçumuz var, biz futbolda koyulan kurallara ve yasalara uygun bir davranış içerisinde bulunmadığımız içinde kurul bize böyle bir ceza verdi, gelin bunu araştıralım.’ Böyle söylememiz gerekmez mi? Ama biz haklı olduğumuz davamızda haksız duruma düşüyoruz, şike sürecinde ayrı bir komite görevlendirilecek ve o komite sonuna kadar hukukçular ile o görevi sonuna kadar devam ettirecek çünkü şu anda Futbol Federasyon’u suç işliyor.

UEFA’nın ceza vermesine rağmen Türkiye’deki gidişi değiştirmedi, üstelik elde somut deliller varken. 2010- 2011 Türkiye şampiyonunu Mayıs ayında Türkiye Futbol Federasyonu Yönetim Kurulu’nda ibra etmeyen arkadaşlarımız var. Şike süreci ne zaman ortaya çıktı? Temmuz ayında. Bundan daha net delil olabilir mi? Bizim siyasetle, Fenerbahçe’yle ne işimiz var. Biz siyasete, bütün belgeler ortada, mahkeme kararları ortada ama bunlara rağmen Türkiye Futbol Federasyonu yanlı davranıyor, bizim hak ettiğimiz kupamızı vermiyor ve ülkedeki yasaları uygulamıyor diyerek gitmeliyiz ve şiddetle Türkiye Futbol Federasyonu’nda hakkımızı aramalıyız.

Türkiye Futbol Federasyonu Fenerbahçe lobisinden çekindiği için mi kupayı vermiyor sizce?

Kural bu yasa bunun çekinmesi mi var. Bu yasayı uygulayacaksın gerisi beni ilgilendirmez, yasalara herkes uyacak. Ayrıcalıklı yasalar olursa o zaman bizim ve Şenol Güneş’in kullandığı tabir ile ‘Gücün adaleti ortaya çıkıyor, adaletin gücü ortaya çıkmıyor.’ Biz her zaman her durumda adaletin gücünü savunmalıyız, eğer gücün adaletini savunursak o kaypaklıktır.

Kongreye dönersek bir çok insan mevcut yönetimi ibra etmeme düşüncesi ile gitti ve orada bir takım arbedeler yaşandı, iş yargıya taşındı bununla ilgili görüşlerinizi birde sizin Erol Tuna olarak şahsi fikriniz nedir?

En başta söylediğim gibi, biz okuması yazması olan uygar insanlarız. Okuruz okuduğumuzu anlarsak devam ederiz, anlamazsak bir bilenle tartışırız ve ona göre yolumuza devam ederiz. Burada ki arkadaşlarında orada ki katılımı mücadeleyi okumaları lazım neden böyle bir tepki var diye düşünmeleri lazım. Bir taraftardan bir memnuniyetsizlik gelmiş, bunu uygarca değerlendirmenin ne mahsuru var.

Bizim dönemimizde 1995–1996 yılında şampiyon olamadığımızda evet doğru yönetiminde hatası var bir yere kadar getirdik ama tepki oluştu bize bıraktık. Benim yönetimime, benim şahsıma karşıda bir tepki oluştu gibi algıladım ben, 2003 -2004 yılında icraya mahkûm olan bir kulübü ben sıfır borçla bir yıl içinde devrettim. Sadece KDV borcumuz vardı onun haricinde Fatih Tekke, Gökdeniz ve 9 tane oyuncuyla devrettim çünkü kamuoyunda çok iyi bir algı yoktu ve uygarca bıraktım. Eğer uygarca bırakmasaydım arbede çıkar bize yakışmayan durumlar olurdu.

Mevcut yönetimle alakalı birtakım toplantılar yapılıyor. Siz bu toplantılara iştirak ediyor musunuz, bu toplantıların amacı ne?

Amacı Trabzonspor’u karşılaşacağı bir arbededen kurtarmaktır.

Bu toplantılar ile bir çözüme ulaşılabilecek mi?

Tabi ki de ulaşılacak ve bence yol haritası çizilmiştir. Kulübümüzün bu bakış açısı altında yönetilmesine, ben emeği geçmiş bir ağabeyiniz, bir kardeşiniz memnun olmadığım için müsaade de etmem. Ben Trabzonspor’u kendi çocuğum kedi işim gibi görüyorum, çalıştığım her dönem de de katkı sunduğumu düşünüyorum. Eğer kulübün sitesine girerseniz, bütün markalarını ve renklerini biz belirledik, dergileri bile biz hazırlattık. Aklınıza ne geliyorsa bizim dönemimizde oldu ve ben her ortamda mücadelemi veririm bu şekilde de zarar görmesine müsaade etmem.

İsminiz Başkanlık ile anılıyor. Kafanızda böyle bir düşünce var mı ve ikinci sorumda mevcut yönetime karşı bir tek adaylı sistemde herkes birleşebilir mi, bu toplantıların sonucunda?

Benim dönemimde yönetim kurulu başkanlığı oy birliği ile de oy çokluğuyla da oluyordu. Ben oy birliği ile seçilmediğim için yönetim kurulu başkanlığını kabul etmedim. Kongreden gelirken de ben Başkan adayı değildim, As Başkan adayı olarak geldim ve bizim o listemiz kazandı. Kongre üyelerini aldatmamak adına oy birliği olsaydı ben Başkan olarak görev almayı kongre kararı alarak kabul edecektim.

Yine de öyle yaptık, içeriden oy birliği çıkmayınca erken kongre kararı aldık onu da gerçekleştiremedik ondan sonra da devam ettik ve Allah’a çok şükür alnımızın akıyla beraber Atay Aktuğ yönetimine kulübü bıraktık. Kafamda Başkan olmak yok. Şartlar zorlarsa neden olmasın ama benim kafamda şu anda böyle bir düşünce yok. Trabzonspor’un Trabzon’dan bir başkan adayı ile yönetilmesini tercih ederim. Tek liste sorusuna gelince evet çıkabilir. Biz toplantılarda, ‘Kulübümüz nerede ve nereye doğru gidiyor’ u konuşuyoruz. Bizler yaşayan işadamlarıyız,  İstanbul’a gidiyoruz bir soru ile karşılaşıyoruz, Trabzon’a geliyoruz başka biri başka bir şey soruyor.

Biz bunların cevabını vermek zorundayız. Ama geldiğimiz noktada işler düşündüğünüz gibi olmuyor. Bakın en basiti Genel Kurul’da bile yönetim kurulu üyelerine karşı hiç demokratik şekilde davranmamıştır oysa biz oradaki her üyeye saygı duymalıyız. Farklı düşünenlerin birbirlerine karşı hoşgörülü ve anlayışlı olması gerekiyor bunu da mevcut yönetim kurulu yapmalı. Aynı şekilde bu baskı onlara yapılsa onlar ne düşünürler? Hiç adaletli değil. Hukuk sürecine gelince, bu ülkede bir Kulüp Başkanı, Yargıtay tarafından cezası onanmasına rağmen hala dışarıda geziyor ben bu soruya nasıl cevap verebilirim ya da benim vereceğim cevapların ne anlamı olur.

Mevcut yönetim oturup bir düşünmeli bu insanlar ne diyor neden böyle davranıyor diye. Ondan sonra bir yol haritası çizmeli, sen neden eski Başkanlar ile uğraşıyorsun ki nereye hizmet ediyorsun? Fenerbahçe’nin sana veremeyeceği zararı veriyorsun kendine. Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş bizim ezeli rakibizdir ama sadece sahada. Bunlar bizim dostumuzdur, rakibimizdir düşmanımız değil. Bunları birbirine düşman gösterip futbolu bir yere getiremezsiniz, bakın taraftarlar maça gitmiyor çünkü bir çekicilik yok.

Orada herkes bir taraftan sisteme dinamit koyuyor. Taraftarın samimi bir tepkisi bu maça gitmeyişler. Bakın ben burada sizin aracılığınız ile ihbar ediyorum, ‘Fener bahçe, Beşiktaş, Galatasaray ve Trabzonspor bu takımların hepsinin altından kalkamayacağı kadar yüklü borçları var ve bu borçlar eninde sonunda gelip taraftara dayanacak. Taraftar bir gün gelip bakacak ki benim kulübüm bir hiç olmuş, örnek Sebatspor, örnek Samsunspor. Bu ciddi sıkıntıyı Türkiye Futbol Federasyonu’nun görmesi lazım bence taraftar buna o kadar güzel bir öncülük yapıyor ki ben maçına gelmiyorum diyor. Maçlardan sonra Başkan, Hakem’e bakıyor, Teknik Hoca Hakem’den şikâyetçi oluyor ama burada aslında şikâyetçi olunması gereken taraf Türkiye Futbol Federasyonu’dur.

Herkesin kafasında ki model camiayı birleştirecek ve bütünleştirecek bir isim siz neler düşünüyorsunuz?

Ben, adayım diyor muyum? Demiyorum. Ama Trabzonspor’un zorda olduğu her dönemde Trabzonspor’da yeniden askerlik yapmaya hazırım. Her türlü katkıda bulunurum. Herkeste böyle söylemeli. Trabzonspor için ego ve bencillik olamamalı çünkü siz ‘Ben Trabzonsporluyum’ diyor musunuz? Diyorsanız gerisi teferruat olmalı. Biz bugün neyin mücadelesini veriyoruz. Biz diyoruz ki, ‘Bizi dışlama, biz Trabzonsporluyuz.’ Biz şu anda bunun mücadelesini veriyoruz. Sadri Şener yönetiminde işler kötü gittiği halde yönetime gereken desteği verdik ama burada farklı bir konu var. Burada Trabzonspor’un geçmişine, etiğine uymayan bir davranmış biçimi var.

Toplumun oyuncusunu toplumun önüne atan, yöneticisini paralayan biri var biz buna karşıyız. Herkes şapkasını önüne koyup düşünecek. Biz bir başarımız var diye övünüyorsak bu palavradır. Trabzonspor’da başarı şampiyonluktur. Faruk Özak’tan tutunda Erol Tuna’ya kadar, Özkan Sümer’ine kadar. Yine Özkan Sümer ve Faruk Özak şampiyonluk dönemlerinde vardı. Biz geçmiş dönemdeki yöneticilerimiz futbolcularımızın ve bize 4 tane şampiyonluk veren Şamil Ekinci’nin miraslarını yiyoruz biz bu kulüp için ne yaptık ki? Gerçekçi olmak gerekiyor. Ben bile 2. olarak bıraktım diyorum ve buna başarı diyorum. Biz Trabzonspor’un mirasını yiyoruz artık miras bırakmayı öğrenelim ve miras nasıl bırakılır bunu gerçekleştirelim. Buda uygar düşünce altında birleşmek ve doğru yol haritasını doğru insanlar ile uygulamaktan geçer.

Akyazı Trabzonspor’un ekonomik anlamında kurtuluşu olabilecek mi?

Bu durum tamamen yönetim anlayışına bağlı. Eğer siz oradan bana bir şeyler gelecek diye düşünürseniz, oradan geleceğin üzerine bir daha borç yapmış olursunuz. Ama iyi yönetilirse oradaki değerlerin Trabzonspor’a katkı sağlayacağını düşünüyorum. Yönetim hakikaten ayakları üzerine duruyorsa bunu yapabilir ama duramıyorsa bugün yaşananlar yaşanır. Sadri Şener döneminde de aynı görüşler ortaya çıktı. Biraz ukalalık olacak ama Trabzonlular bu futbol işinden anlıyor. Öze dönüp tek yumruk haline güçleri birleştirip küçüldükten sonra büyüyeceksiniz. Bu nu yapmadığınız müddetçe sıkıntı yaşarsınız.

HABERE YORUM KAT
Haberlere yorum yapanlar genel kuralları kabul etmiş sayılırlar. Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler