Trabzon'dan yayın yapan Kuzeyekspres gazetesi imtiyaz sahibi Hasan Kurt gazetesinde kendine ait yazılarının yayınlandığı "Oltaya Vuranlar" köşesinde şike soruşturması kapsamında Gözaltına alınan Trabzonspor Başkanı Sadri Şener ve Nevzat Şakar başta olmak üzere yaşanan süreci yorumladı. Bilgilerini ve duyumlarını 'Trabzonspor da ‘şike’ yaptı mı?' başlıklı yazısı ile okurları ile paylaştı.

İşte Deneyimli gazetesi Hasan Kurt'un o yazısı:

Dün sabah saatlerinde telefon sesi ile uyandık. ‘Abi Sadri Şener’i gözaltına almışlar. Neden aldılar, niçin aldılar?’…

‘Bilmiyorum, belki de gaz alma operasyonudur’ şeklinde bir şeyler söyledim.

Öğle saatlerinde Nevzat Şakar’ın ifadeye çağrıldığını söylediler. Bir süre sonra Zeki Mazlum’un evinin arandığını…

İstanbul’a aradım. Sabah Gazetesi polis muhabiri Ferit Zengin’le konuştum.

‘Ferit, Trabzonspor’un şike ile operasyon ile uzaktan yakından ilgisi yok, demiştin. Sadri beyi gözaltına almışlar. Ne ile suçlanıyor’ diye sordum.

‘Abi vallahi bilmiyoruz. İçeriden de net bir haber alamadık’.

Öğleden sonra önce Yeşilova köyüne gittim. Bekir Bülbüloğlu’nun annesinin cenaze törenine…Hüsnü Hayali de orada idi. Hüsnü ile ayaküstü konuştuk. ‘Abi, bu aşamada Federasyonun çok sürpriz bir karar alacağını sanmıyorum’ dedi.  Ben de, ‘farklı düşünmüyorum’ diye ekledim.

Sonra, Beşirli’ye geldim. Mehmet Eyüboğlu’nun cenazesine... Mehmet Eyüboğlu, TRT spor muhabiri Barış Yurduseven’in kayınpederi. Mehmet Eyüboğlu ile iki gün önce Beşirli muhtarı Muhittin Eyüpoğlu’nun ofisinde sohbet etmiştik. Görünürde pek sıkıntısı yoktu.

Gazeteye geldim. Önce kulüpler birliğinin ardından TFF Başkanı Mehmet Ali Aydınlar’ın açıklamasını okudum.

Aydınlar, FB ile BJK’nın süper kupa maçı oynayacaklarını söyledi. Yani, Fenerbahçe’nin şampiyon olduğunu, Beşiktaş’ın kupayı aldığını…Trabzonspor için bir şey söylemedi. Muhtemelen TS de şampiyonlar ligi ön eleme maçı oynayacak.

Ardından tekrar Ferit Zengin’i aradım.

‘Abi, Trabzonspor şike falan yapmadı. Ancak, teşvik olayı var. Bize gelen bilgilere göre Nevzat Şakar, Zeki Mazlum ile konuşmuş. Sonra Şakar başkanı aramış… Başkan, ‘niye girdiniz bu işe veya bir parayı bulamadınız’ şeklinde bir söz sarf etmiş. Bizim emniyetten öğrendiğimiz bilgiler bu kadar’ dedi.

Anladığım kadarıyla iddia şöyle; Fenerbahçe, Sivas ile işi pişirmiş. Bu olayı Nevzat Şakar duymuş… Ne yapabiliriz diye sağı solu aramış. Sonra aklına Zeki gelmiş. Zeki, Sivas başkanını tanır. Bir konuşsun onunla diye düşünmüş olabilir. Zeki de iddiaya göre Sivas başkanı ile görüşmüş. Görüşmeyi Nevzat’a aktarmış. Nevzat da başkanı aramış… Başkan Şener, Nevzat Şakar’a ne demiş, onu bilemiyoruz.

Bize aktarılan bilgiler bunlar. Bu bilgiler ışığında Trabzonspor şike yaptı diyebilir miyiz? Hayır.

Peki ne yaptı? Teşvik teşebbüsünde bulundu… Ancak, bu eylem sözde kaldı. Yani icra edilemedi.
Bunun cezası var mı? Kimi hukukçular ‘var’ diyor, kimileri ‘yok’… Kimileri de, telefon dinlemesine takılan bu konuşmalardan ötürü Trabzonspor’a, Sadri Şener’e, Nevzat Şakar’a ceza verilmesi halinde, başta Fenerbahçe olmak üzere adları şike veya teşvikte geçen tüm kulüplere ve kişilere on katı 20 katı ceza verilmelidir, diyorlar.

Burada, Nevzat Şakar veya bir başka Trabzonspor yöneticisini eleştirmek çok da doğru değil… O da kendi çapında bir şeyler yapma uğraşı içerisinde… Can havliyle sağa sola telefon açıyor… Aslında yapacağı fazla da bir şey yok… Üstelik Sivas maçı için hiç ama hiçbir şey yok. Kurunun yanında yaş da yanar, diye bir deyim vardır.

Birileri Trabzonspor’u belki yakmak istemiyor ama, işin içine çekerek olayı biraz da yaygınlaştırıyor. Buradaki temel amaç bana göre Fenerbahçe’yi ve diğer kulüpleri kurtarmaktır.

Trabzonspor’a görünen o ki, şampiyonluk verilmeyecek. Ne olacak, şampiyonlar ligi ön eleme maçları yapacak… Soruşturma da birkaç yıl devam edecek. Fatura kulüplere mi yoksa kişilere mi kesilecek, onu da önümüzdeki yıllarda göreceğiz…

Yemin krizi çözülmüş!

TBMM’ndeki yemin krizi uzlaşma ile çözümlendi. AKP ve CHP’li üçer milletvekili bir araya geldiler, bir metin hazırladılar. Metnin altına, partileri adına AKP’den Nurettin Canikli, Haluk İpek, Ahmet Aydın, CHP’den Akif Hamzaçebi, Turgut Dibek ve Aydın Ayaydın imza attı. Uzlaşma metni şöyle;

''Anayasa dahil tüm mevzuatın, hukukun üstünlüğü çerçevesinde ve kuvvetler ayrılığı ilkesi dikkate alınarak özgürlükleri genişletici bir anlayışla yorumlanması ve uygulanması gerektiğine inanıyoruz.
Sonuç olarak Meclis’in açılışından bugüne kadar yasama faaliyetlerine katılmamış olan milletvekillerinin yemin ederek Meclis çalışmalarına iştirak etmelerini ve katkı sağlamalarını arzu ediyoruz.’

Uzlaşma metninde ne deniliyor; Anayasa dahil tüm mevzuatın, hukukun üstünlüğü çerçevesinde ve kuvvetler ayrılığı ilkesi dikkate alınarak özgürlükleri genişletici bir anlayışla yorumlanması ve uygulanması…

TBMM’de bugüne kadar hukukun üstünlüğü ve kuvvetler ayrılığı ilkesi dikkate alınmadı mı? TBMM’de çoğunluğu elinde bulunduran AKP, bu metin çerçevesinde ne yapacak? Silivri’deki tutuklular için yasa değişikliği mi yapılacak. Ne yapılacak?

Bu anlaşmadan sonra CHP’liler birer birer yemin etmeye başladı. Sıra Mustafa Balbay’a, Engin Alan’a, Haberel’a gelince, isimleri okunmadı…

Bu sefer de isim krizi çıkmış.
Bu iş, hani bir deyim vardır, zevahiri kurtarma, diye… Bu ortak metin de öyle bir şey. Gerçi CHP, bu metinle zevahiri bile kurtaramadı!

Silivri’dekiler dışarı çıkmadan yemin etmeme şartı, ne oldu?

Süleyman Atal’ın şerhi!

Türkiye Futbol Federasyonu, süper ligin bitiminden sonra ligleri tescil etmişti. TFF yönetim kurulunda bir isim, tescile karşı çıkmış ve şerh koymuştu.

O isim de TS Başkanı Sadri Şener’in ve Trabzon’daki malum çevrelerin eleştirdiği Süleyman Atal’dı.

Süleyman Atal, süper ligin tescil edilmemesi yönünde oy kullanmasına rağmen TS Başkanı Sadri Şener ve TS Genel Sekreteri Hasan Yener, ‘Fenerbahçe şampiyon olmuştur. Bu iş bitmiştir’ şeklinde açıklama yapmışlardı.

Sonra ne oldu? Şike soruşturması… Gözaltılar, tutuklamalar vs.

Süleyman Atal’ı bu cesur eyleminden ötürü bir kez daha kutluyoruz.