Türk sporunda sponsorluk ilişkilerinin konuşulduğu "Türk sporu sponsorlarıyla buluşuyor'' paneli İstanbul'da yapılırken, Basın İlan Kurumu Genel Müdürü Mehmet Atalay, panelde yaptığı konuşmada, ''35 milyon gencimiz var. Bir tanesi bile malzeme eksikliğinden, imkansızlıktan evinde oturmamalı'' dedi.

Atalay, PERPA Ticaret Merkezi'nde düzenlenen paneldeki konuşmasında, zaman zaman sportif açıdan başarısız sonuçlar alınsa da 2004 yılında çıkarılan özerklik ve sponsorluk yasalarıyla, Türk sporunun önemli bir aşama kaydettiğini dile getirdi.

Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü görevindeyken, sponsorluk yasasının çıkmasına ilişkin çabalarını anlatan Mehmet Atalay, şunları kaydetti:

''Tıpkı okul yaptırmak gibi, bir girişimci bir spor tesisi yaptırırken, federasyonların faaliyetlerine destek olurken, şahsen bir sporcuya, federasyona, her şeye sponsor olabilsin dedik. Kanun oy birliğiyle kabul edildi. Bunun yanında 'Federasyonlar, liglerin isim haklarını satabilir, pazarlayabilir' dedik. O zaman itiraz edenler, örneğin 'Türkiye Birinci Futbol Ligi'nin isminin önüne isim gelemez' diyenler, 'İtiraz ederiz, Anayasa Mahkemesi iptal eder' diyenler oldu. Onların da hassasiyetlerine saygı duymak lazım ama Türkiye'nin önüne, sağına, soluna yeni isimler gelirse, Türkiye hiç bir şey kaybetmez. Türkiye, sponsorlar, ilaveler gelirse daha da büyük Türkiye olur' dedik. Bu maddelerde destek alamadık ama bu maddeler de oy çokluğuyla çıktı. Bugün güreş bile isim hakkını satabildi ve federasyonlara ciddi gelirler gelmeye başladı.''

Hamza Yerlikaya'nın Moskova'da altın madalya kazandığında sponsorunun atkısını taktığını ve bunun çokça eleştirildiğini hatırlatan Atalay, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Ben, o zaman sporcumuzun arkasında durdum. Basın toplantılarında sponsorları ön plana çıkarmaya çalıştım. Çünkü, sponsor bir veriyorsa, biz 4-5-6 reklamını yapmamız lazım. Hayır, hasenat için sponsorluk yapılmaz. Hatır için bir kez yapar. Sponsorun kazanması lazım ki size daha çok destek verebilsin. Bir pasta var ortada, o pastayı büyütmeli ve o pastadan gençlerimizi yararlandırmalısınız. 35 milyon gencimiz var. Onlardan bir tanesi bile malzeme eksikliğinden, imkansızlıktan evinde oturmamalı. Hepsinin ayağını spora çekebilmeliyiz. Bunu yapacak adam kimse, ister büyük, ister küçük olsun baş tacı etmemiz lazım.''

-Basketbol Federasyonu Başkanı Demirel'in konuşması-

Basketbol Federasyonu Başkanı Turgay Demirel, sponsorlarla kurdukları ilişkilerle en çok gelir yaratan ve en istikrarlı sponsor altyapısına sahip federasyonlardan birisi olduklarını belirtti.

Sponsor bulmak isteyen kulüp ve federasyonların iyi bir sunum ve doğru bir proje ile sponsorlara gitmelerini öneren Demirel, ''Onlara her zaman marka değerlerini yükseltebilmeleri için en doğru şekilde yaklaşmaya çalışıyoruz. Memnun oldukları zaman uzun süreli beraberlikleri oluyor'' diye konuştu.

-Saffet Sancaklı'dan eleştiri-

Eski milli futbolcu Saffet Sancaklı ise kulüp yöneticilerini eleştirdi.

Futbolu yönetenlerin hemen hepsinin holding patronu olduğunu dile getiren Sancaklı, şöyle konuştu:

''Bu kişilerin holdingleri her geçen gün büyürken, kulüpler neden batak içinde? Büyük kulüpler dahil. Holding patronu olmak için iki hesap kitabı ve insan yönetmeyi iyi bilmek gerekir. Holdinginde 10 bin, 20 bin kişiyi bu kadar iyi yöneten bu kişilerin başında olduğu kulüpler nasıl batıyor? Çünkü, bu insanlar güçlerine güç katmak için buraya gelen insanlar. Bir şeyler vermekten çok, kendilerine almaya gelen insanlar.''

Kulüp yöneticilerinin doygunluğa ulaşınca, 'Ailemden uzak kaldım. Artık onlara zaman ayırmak istiyorum' bahanesiyle görevlerinden ayrıldığını ifade eden Sancaklı, ''Maalesef, neden olduğu borcun hesabını vermiyor. Herkesi suçlamak istemiyorum ama bazı beyefendiler Türkiye'de bu işi rant kapısı yapmış, en kötü ihtimalle kulüpleri kötü yönetmişlerdir'' diyerek sözlerini tamamladı.