Türkiye için fırsattır!

 Çünkü değişik dönemlerde değişik anlamlar yüklense de siyaset özünde insan için vardır, insan için yapılır.Bazılarınca küçümsenen, laf kalabalığına getirilen diyalog bunun için önemlidir: Konuşarak anlaşır, konuşarak çözersiniz.Bunun devamı için en öneml

Türkiye için fırsattır!

 

Çünkü değişik dönemlerde değişik anlamlar yüklense de siyaset özünde insan için vardır, insan için yapılır.

Bazılarınca küçümsenen, laf kalabalığına getirilen diyalog bunun için önemlidir: Konuşarak anlaşır, konuşarak çözersiniz.

Bunun devamı için en önemli iki unsursa samimiyet ve güvendir. Eğer farklı gruplar arasında bir samimiyet ve güven ortamı oluşturursanız, yolun yarısını geçmiş olursunuz.

İşte, yeni seçilen Meclis, yapısına bakıldığında bu anlamda çok önemli bir fırsat sunuyor. Türkiye'nin önündeki en hayati sorunun (ister Kürt meselesi deyin, ister Güneydoğu, ister terör sorunu) çözümüne giden yol, bu Meclis'in içinde dört şeritli otoban gibi uzanıyor.

KAVGASIZ ÇÖZÜM SANATI

Demetrios'un (Atinalı devlet adamı - M.Ö. 4. yüzyıl) bir sözü var: "Savaşta silahla kazanılabilecek her şey, siyasette söz sanatıyla elde edilebilir.

İşte bu 'sanatçılar' yeni Meclis'imizde mevcut.

Kürt meselesinde bugüne kadar 'insansız' politik yaklaşımlardan; güvenirlik, muhatap oluşturabilme ve muhataba güven verebilme gibi insan unsurundan yoksun tarzlardan kaynaklanan bir çözümsüzlük yaşanıyordu.

İşte bu 'sanatçılar'ın varlığı, çözümsüzlüğü aşıp meselenin barışçıl biçimde ve anayasal çerçevede çözülmesi için ciddi bir avantaj...

İDEAL İSİMLERLE BİR DİYALOG GRUBU

Yeni seçilen AK Parti Diyarbakır milletvekili Galip Ensarioğlu, CHP İstanbul milletvekili Sezgin Tanrıkulu ve MHP İstanbul milletvekili Meral Akşener ve BDP destekli İstanbul milletvekili Sırrı Süreyya Önder...

Sadece temsil ettikleri değil, temsil etmedikleri kitlelerde de yarattıkları güvenirlik ve saygınlık dikkate alındığında daha ideal bir diyalog ve iyi niyet grubu olamazdı.

Zira Kürt meselesinde bugün temel sorun 'karşı taraf'ı, onun 'karşı taraf' olmadığına ikna etmek. Böyle bakıldığında bu isimler, kökenleri ve yukarıda bahsettiğimiz konularda sundukları avantajlar bakımından bunu sağlayabilecek dili oluşturabilecek en ideal isimler.

Dil çok önemli... Nitekim Konfüçyus'a "Siz bir ülkenin yönetimini ele alsanız yapacağınız ilk iş ne olurdu" diye sorduklarında şöyle cevap veriyor: "Yapacağım ilk iş hiç şüphesiz dilini gözden geçirmek olurdu. Çünkü dil kusurluysa kelimeler düşünceyi iyi ifade edemez..."

TÜRK KÜRT'E KÜRT TÜRK'E ANLATACAK

AK Parti, Diyarbakır'dan seçilen Galip Ensarioğlu: Kürt kökenli ama BDP'li değil... Diyarbakır bir yana, yapıcı yaklaşımları ve tutturduğu sıcak dil Türkiye'nin her yerinde her kesimden takdir görüyor.

CHP, İstanbul'dan seçilen Sezgin Tanrıkulu: Kürt kökenli, Diyarbakır eski Baro Başkanı... O da CHP kanadında Kürt meselesi denince ilk muhatap görülen isimlerden. Hem bölgede, hem Türkiye genelinde saygın bir konumu var.

MHP, İstanbul'dan seçilen Meral Akşener: Meslenin çözümünde varlığı belki de en 'hayati' isim. Türk milliyetçiliğini politik ve felsefi düzeyde en iyi kavrayan; onun evrenselliğini gözardı etmeyen bir siyasetçi. Kapsayıcı bakışları ve birikimli duruşu; Diyarbakırlı Ziya Gökalp'ten Erzurumlu Mümtaz Turhan'a uzanan bir bakış ve perspektife sahip oluşu, kendisini Türk olarak nitelendirenlerin sürece katılması için kilit önemde. Zira Kürt meselesinin çözümünde kendisini Türk olarak görenlerin dikkate alınmadığı hiçbir dil tutmayacaktır

Ve BDP desteğiyle İstanbul'dan seçilen Sırrı Süreyya Önder: Sanat adamlığı ve yazarlığı döneminde oluşturduğu samimiyet ve güven aurası, bildiğini bildiği gibi söylemesi ve sıcak üslubu, özellikle BDP'li bir Türk olarak onu bu sürecin kaçınılmaz parçası kılıyor...

BARIŞ VE KARDEŞLİK DİLİ

Bu dört isim, Türkiye'nin önündeki en önemli sorunun çözümü için gerekli barış ve kardeşlik dilini oluşturabilecek.

Herkesin sadece kendi kitlesini değil, diğerini de işin içine kattığı bu dört ismin dahil olacağı diyalog ve iyi niyet grubu elbette sorunu kökten çözmeyecek. Ama bu birliktelik Türkiye'yi siyasi ve toplumsal açıdan çok rahatlatacak.

Ayrıca,

AK Parti'nin açılımı başlatan parti olması, Başbakan Erdoğan'ın seçim sonrası ilk konuşmasında seçim sürecinin aksine diyaloğa vurgu yapması, hatta "Yarından itibaren milli birlik ve kardeşlik projesini hızlandıracağım, yeni anayasa için her kesimin görüşünü alacağız" demesi...

'Yeni' CHP'nin Kürt meselesi konusundaki kurumsal yaklaşım değişikliği...

...de eklendiğinde Türkiye'yi dünyada ilk beş ülke arasına sokacak çözüm çok daha kısa sürede ve kalıcı biçimde gelebilecek.

Bu diyalog grubu tarihi fırsat olarak önümüzde duruyor.

Sözü silaha değil 'sanatçı'ya bırakalım ve bu işi çözelim artık...

 

HABERE YORUM KAT
Haberlere yorum yapanlar genel kuralları kabul etmiş sayılırlar. Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler