'Polise değil,devlete tokat atmak...'

Bilgi Üniversitesi Dolapdere Kampüsü'nde düzenlenen "Başörtüsüne ve Anadile Özgürlük" konulu konferansta konuşan BDP İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel: "Demek ki ipler kopabiliyor. Sabrın sonu selamettir diye bir söz var; ama her zaman sabrın sonu sela

'Polise değil,devlete tokat atmak...'

Bilgi Üniversitesi Dolapdere Kampüsü'nde düzenlenen "Başörtüsüne ve Anadile Özgürlük" konulu konferansta konuşan BDP İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel: "Demek ki ipler kopabiliyor. Sabrın sonu selamettir diye bir söz var; ama her zaman sabrın sonu selamet olmuyor. Sabır sabır nereye kadar" diye konuştu. Devlet Bahçeli'nin sözlerini de yorumlayan Tuncel, "Demek ki bu devlet kavramı bir polis memurunda ya da bir bürokratında bütünleşiyor. Bu ülkede yüzbin oy almış bir milletvekili demek ki devleti temsil etmiyor. Ben size ifade edeyim o polis memuruna değil ama devlete tokat atmak isterdim. O polis memuru sadece bir polis memurudur" şeklinde konuştu. Tuncel, konferans sonunda muhtemel bir protestoya karşı bir süre salonda bekletildi. Tuncel Öğrenci ve basın mensuplarının salondan çıkartılmasının ardından şemsiyeli görevliler eşliğinde Bilgi Üniversitesinden ayrıldı.

 

KEŞKE POLİS DE YUMURTA ATSA

Buraya gelirken son yaşananlardan dolayı belki yumurta atarlar diye düşündüğünü ifade eden Tuncel, "Keşke polis de halkına yumurta atsa en azından eşit koşullarda mücadele eder. Halkın da yumurta atma hakkı olur. Gaz bombasından tazikli sudan daha iyidir." dedi.

 

O POLİS MEMURUNA DEĞİL DE DEVLETE TOKAT ATMAK İSTERDİM

Devlet Bahçeli'nin yaptığı "Devlete atılan tokatın hesabı verilecek, eller kırılacak" sözlerini de yorumlayan Tuncel: "Bu bir linç girişimi ve çağrısıdır. Türkiye'ye hiçbir faydası yoktur. Demek ki bu devlet kavramı bir polis memurunda ya da bir bürokratında bütünleşiyor. Bu ülkede yüzbin oy almış bir milletvekili demek ki devleti temsil etmiyor. Ben size ifade edeyim o polis memuruna değil ama devlete tokat atmak isterdim. O polis memuru sadece bir polis memurudur" dedi.

 

1990'DA DOĞAN ÇOCUKLAR GERİLLAYA KATILIYOR

 

Konferansta bir Öğrencinin Nevruz kutlamaları sonrasında bazı trenlere zarar verildiğini hatırlatması ve "Bu nefret niye" diye sorması üzerine Sebahat Tuncel, "Aslında bir nefret durumu yok ama biz buna bir kızgınlık diyelim. Yıllardır o çocukların gözleri önünde işkenceler yapıldı. Ailelerinden fertler öldürüldü. Evlerinden, yurtlarından sürüldüler. Bu kolay değil. Şimdi baktığınızda 1990'da doğan çocuklar gerillaya katılıyor. Çünkü çözüm bekliyorlar. Ancak çözüm yok. Önerilen çözümler umut vaat etmiyor" diye konuştu.

 

BAŞÖRTÜLÜ BİR KİŞİNİN MECLİSTE OLMASI SEMBOLİKTİR

Tuncel, başörtüsü konusunda düşüncelerinin sorulması üzerine şunları söyledi: "Başörtülü aday olsun mu olmasın mı tartışması bile Türkiye'de uygun değil. Başörtülü bir kişinin mecliste olması semboliktir. Bu bir kişiyle kalmamalıdır. Bu, gündemimizden çıkmalıdır. AK Parti kendi derin devletini oluşturuyor. Açılım gerçekten çözüm üretmiyor. Bu, açılım değil, AK Parti'nin kendi kurumsallaşmasıdır."

 

BAŞBAKAN VE ENERJİ BAKANI GUİNNES REKORLAR KİTABI'NA GİREBİLİR

Bu meclis sadece 'el kaldır ve indir'den başka bir şey yapmıyor. İnşallah bu seçim sonrasında demokrasiye uygun bir sonuç ortaya çıkacaktır. Halkın lehindeki her şeye 'hayır' diyorlar. Örneğin çevre konusunda nükleere de 'evet' diyorlar. Başbakan nükleer tehlikeyle ilgili sorulan soruya o zaman 'tüp de kullanmayın' diyor. Bu kadar gelişken bir başbakanımız var. Tüp kullanmayın, o zaman ne gerek var. Doğalgaz da kullanmayın. Türkiye'nin Başbakanı ve Enerji Bakanı bu söylemiyle bu düşünce tarzıyla Guinnes Rekorlar Kitabı'na girebilir."

HABERE YORUM KAT
Haberlere yorum yapanlar genel kuralları kabul etmiş sayılırlar. Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler