Hamzaçebi Diyanet'e ne dedi?

CHP Grup Başkanvekili Hamzaçebi: ''Hükümetin yarı başkanlık modeline doğru evrilmesi bir aldatmacadır'' -''Ne başkanlık ne yarı başkanlık modeli Türkiye için uygun modeller değildir'' -''Bu konuyu (kürtaj) kadınlara bırakmayı öneriyorum. Kadınların konusu

Hamzaçebi Diyanet'e ne dedi?

CHP Grup Başkanvekili Hamzaçebi: ''Hükümetin yarı başkanlık modeline doğru evrilmesi bir aldatmacadır''

 -''Ne başkanlık ne yarı başkanlık modeli Türkiye için uygun modeller değildir''

 -''Bu konuyu (kürtaj) kadınlara bırakmayı öneriyorum. Kadınların konusunu erkekler tartışıyor. Bakalım onlar ne diyor?''

 CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, Hükümetin yarı başkanlık modeline doğru evrilmesinin bir aldatmaca olduğunu ileri sürerek, ''Yarı başkan, daha demokratik bir başkan değildir. Ne başkanlık ne yarı başkanlık modeli Türkiye için uygun modeller değildir'' dedi. 

 Hamzaçebi, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında, 2-B konusuna değindi. Bu arazilerin satışına ilişkin vatandaşların başvuru yapmaya başladığını hatırlatan Hamzaçebi, ''İstanbul'da ilk ortaya çıkan rakamlar; bizim haklı olduğumuzu ortaya koymuştur. Ümraniye Elmalıkent mahallesinde çıkmaz sokakta bulunan ve imar durumu olmayan 138 metrekarelik araziye metrekaresi 600 lira üzerinden 58 bin liralık bedel takdir edilmiştir. Arsada bina yapma imkanı yoktur, çok küçüktür. Bu arsa doğru dürüst geliri olmayan bu vatandaşa 58 milyon lira bedelle satılmak istenmektedir. Bu sadece bir örnektir. Hükümete, bir an önce satış bedellerini belirlemeyi ve yanlışı görerek Meclis tatile girmeden ilgili düzeltmeyi yapmalarını öneriyorum. Düzeltme konusunda AKP ile bir çözümü bulabiliriz'' diye konuştu.

 

-Sistem tartışmaları...-

Hamzaçebi, gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını da yanıtladı. AK Parti grup başkanvekillerinin ''Başkanın başbakan ataması'' ile ilgili görüşlerinin sorulması üzerine Hamzaçebi, ''İktidar partisinde Başkanlık sistemine ilişkin bir görüş değişikliği ortaya çıkmıştır. Başta Başkanlık sistemini savunurken, bugün yarı başkanlık sisteminin savunuyor hale gelmiştir'' dedi.

 

Başkanlık ve yarı başkanlık sistemini anlatan Hamzaçebi, şöyle devam etti:

 ''Yarı başkanlık modelinde, parlamentodaki çoğunluğun başkanın mensubu olduğu siyasi partiden olması halinde, başkan ABD'deki başkandan çok daha güçlü olabilmektedir. Çünkü başbakanı kendisi atamaktadır, kendisi ile mensubu olduğu partinin parlamento çoğunluğu biraraya geldiğinde muhalefet diye bir şey kalmamaktadır. Hükümetin yarı başkanlık modeline doğru evrilmesi bir aldatmacadır. Yarı başkan, daha demokratik bir başkan değildir. Ne başkanlık ne yarı başkanlık modeli Türkiye için uygun modeller değildir.''

 Türkiye'de 1982 Anayasası öncesinde başkanlık sistemi tartışması olmadığına işaret eden Hamzaçebi, ''82 Anayasasının tanımladığı güçlü cumhurbaşkanı, güçlü siyasi gelenekten, güçlü siyasi partilerden ve Parlamento çoğunluğuna sahip partilerin genel başkanlarından gelen kişileri Cumhurbaşkanlığı makamına çıkarma yönünde etki etmiştir. Ama oraya çıkan cumhurbaşkanları, Sayın Özal ve Demirel oraya çıktığında geride kalan partilerine hakim olamamıştır, olması gereken olmuştur aslında. Sayın Tayyip Erdoğan'ın başkanlık ya da yarı başkanlık istemesini nedeni budur; oraya çıktığında geride kalan partisini kontrol etmek istemektedir'' dedi. 

 TBMM Anayasa Uzlaşma Komisyonu'nun yeni anayasa çalışması yaparken iktidar grubunun ''biz bunu istiyoruz'' diye tartışma başlatmasını da doğru bulmadığını anlatan Hamzaçebi, ''Önerileri varsa Komisyona getirilir, reddedilirse vazgeçilir. Kararlar oy birliğiyle alınacağına göre, şu anda görüşümüzü olumsuz bildirdiğimize göre gündemde tutma gerek yoktur. Bunu tek anlamı vardır, 'Biz bunu bir anayasa değişikliğiyle referandumu da deneyerek gerçekleştireceğiz'. Tek neden budur. O zaman AKP'nin Komisyondaki samimiyeti tartışılır. Türkiye bu tartışmayı sonlandırmalı'' diye konuştu. 

 

-"Konuyu kadınlara bırakalım''- 

Hamzaçebi, Diyanet İşleri Başkanı'nın kürtajla ilgili açıklamalarının sorulması üzerine görüşlerini şöyle ifade etti:

 ''Sayın Başkanı'ın bu açıklamasını din adamları, ilahiyatçılar değerlendirecektir. Benim siyasetçi olarak bu konuda değerlendirme yapmam doğru olmaz. Türkiye laik bir ülkedir. İnanç, düşünce ve ifade özgürlüğünün ortaya çıktığı gelişmiş demokrasilere bakarsak, bu ülkelerin de hepsinin laik olduğunu görürüz.

Laik bir ülkede hukukun kaynağı insanların toplumun ihtiyaçlarıdır. Hukuku dini kurallara göre düzenlemeye kalkarsanız, insanlığın varmış olduğu bu aşamayı inkar etmiş olursunuz. Dinin toplumsal hayatı düzenlediği dönemler olmuştur. Ancak o dönem krallıkların, imparatorlukların, padişahlıkların olduğu dönemdi ve iktidarın kaynağı da dindi, ilahi olarak açıklanıyordu.

Türkiye laik bir ülkedir. Laik bir ülkede hukuk kuralları, toplumun ihtiyaçlarına göre düzenlenir, konuya böyle bakmak gerekir. Tabii ki Başkan'ın söylediği şekilde hayatlarını düzenleyecek insanlarımız olabilir. Ama unutmayalım ki bu konu günümüzde kadınlarımızın özellikle savundukları ve vazgeçmek istemedikleri bir hak olarak değerlendirilmektedir.

Yasalarımız bunu düzenlemiştir; hangi halde suç olacağına karar vermiştir. Bunun tersine bir anlayışı ben doğru bulmam.

Bu konuyu kadınlara bırakmayı öneriyorum ben. Kadınların konusunu erkekler tartışıyor. Kimse onlara görüşünü sormuyor. Bakalım onlar ne diyor?''

 Hamzaçebi, bir soru üzerine, ''Sayın Başkan kanun yapıcılara bir mesaj vermek istiyorsa bu yanlıştır. Hukuk devletinde kurallara ihtiyaçlara göre düzenlenir. Hiçbir kadın isteyerek kürtaj yaptırmıyordur. Başbakan gündeme getirdiği ana kadar Türkiye'de böyle bir sorun yoktu, bir anda Türkiye'nin gündemine düştü. Binlerce yıldır acaba bu yönteme başvurması nedeniyle dinen cezalandırılan kadınlar olmuş mudur?'' karşılığını verdi. 

 Bir süre önce gençlik kamplarında kız ve erkek çocukları ayrı ayrı kamplara gidileceğine ilişkin genelge yayınlandığını ifade eden Hamzaçebi, ''Türkiye'de böyle bu adım atılıyorsa, Türkiye istikametini ciddi şekilde değerlendirmek zorundadır. Yarın özel hayatın bütün alanlarını düzenlemek isteyen bir AKP iktidarını karşımızda göreceğiz. Özel hayatımızın tüm alanlarına, bütün özgürlük alanlarımıza sınır getirmek isteyen bir AKP anlayışı vardır, özgürlüklerin karşısında duvar örmek isteyen bir AKP iktidarı vardır. Berlin duvarı 1989'da yıkıldı ama 2012 yılı Türkiyesi'nde AKP, bir başka duvarı özgürlükler ve özel hayat önünde örmek istemektedir. Bu duvarı toplum yıkacaktır bu girişim ters tepecektir.

 

-''Tek bir etnik kimliğin sorunu değil''-

Hamzaçebi, MHP'nin, Başbakan Erdoğan ile CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun görüşmesine ilişkin tavrının sorulması üzerine, ''Türkiye'de bir sorun vardır. İster Kürk sorunu diyelim, ister başka isimler altında değerlendirelim. Bu sorunu görmezden gelmek, İstanbul ve Ankara'da oturduğumuz evlerde bu sorunun etkisini görmemiş olmamız nedeniyle yokmuş gibi davranmayı doğru bulmuyorum. Bizim önerimiz böyle bir ihtiyaçtan kaynaklanmıştır'' dedi. 

 Sorunun tek bir etnik kimliğin sorunu olmadığını ifade eden Hamzaçebi, ''Burada toplumsal mutabakat önemlidir. Geniş toplum kesimlerinin ikna olmadığı hiçbir çözümün kabul edilmesi ve gerçekleşme şansı yoktur. Biz konuşalım istiyoruz. Bu sorun, terör örgütünün yarattığı terörize ettiği bir ortamda konuşulmaya çalışılmaktadır. Bu yanlıştır. Muhatap olarak adeta sadece o kesimler dikkate alınır gibi bir anlayış yerleşmiş. Önce bu sorunu demokratik biçimde tartışmanın ortamı yaratılmalıdır. Bu sorunun örgütün rehinesi olmaktan çıkarmalıyız. Bunu başardığımız anda çözüm konusunda önemli bir adım atmış oluruz'' diye konuştu

HABERE YORUM KAT
Haberlere yorum yapanlar genel kuralları kabul etmiş sayılırlar. Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler
Siyaset