İşte Erdoğan'ın konuşmasından ana başlıklar:
TERÖR ÖRGÜTÜ SİLAH BIRAKSIN
Kimin silah bırakması isteniyor. Burası çok önemli. Burada güvenlik güçlerinin mi yoksa bölücü terör örgütünün mü isteniyor? Güvenlik güçlerinin silah bırakması mümkün değil. Silah güvenlik gücünün demirbaşıdır. Güvenlik Türk vatandaşının can güvenliğini temin etmek için dışarıdan gelen tehdide karşı. Terör örgütü silah bıraktığında güvenlik gücü oradaki operasyonunu minimize edecektir. Varsa bir yerde olay sadece onun üzerine gider, onun dışında herhangi bir şey yapmaz. Kim silah bırakacak, STK'lar bunu söylesinler. Diyarbakır'da STK'lar örnek bir şey yaptı. Örgüte silah bırak dendi.
DEMOKRATİK AÇILIMDAN TAVİZ YOK
Bizim terörle demokratik açılımdan, milli birlik beraberlik sürecinden herhangi bir taviz vermemiz mümkün değil. Burada kardeşlik var, burada bölgesel milliyetçilik, etnik milliyetçiliği dinsel milliyetçiliği ortadan kaldırmak var. Teröre karşı 70 milyon birlikte mücadele edelim istiyoruz. Bu anlayışla bu süreci devam ettirelim. Ekonomik sorunlarımız var başta işsizlik olmak üzere. Devletin farklı inanç gruplarına eşit noktada olduğunu ortaya koyuyoruz. Artık işsizlikte de gözle görülür bir azalma var. Avrupa ve dünya ülkelerinde artış sürerken bizde düşüş devam ediyor. Başta medya olmak üzere bu mücadeleye özellikle destek vermelerini istiyoruz.
BUNLAR SİYASET CAHİLİ
Erdoğan, bir gazetecinin, "TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Mustafa Koç, seçimden önce yapılacak bir referandum yarardan çok zarar getirir dedi..." şeklindeki soruya şu karşılığı verdi:
Herkesin görüşü ayrı. Referandum şu zamanda yapılır bu zamanda yapılmaz diye bir şey olmaz. Bunlar siyaset acemisi. Böyle saçmalık mı olur? Şu anda bunun yapılmasında yasal bir mani yoksa biz referandumu yapmalıyız. Seçim arifesi dediğin ne? Daha 1 yıldan fazla zaman var. Yaklaşık 13-14 ay var. Cumhurbaşkanı seçimlerine 2 yıl aşkın bir zaman var. 'Referandum yapılmaz' demek gelişmekte olan bir ülkeye, demokrasiye inanmış bir sivil toplum örgütüne, onun yöneticilerine yakışır bir tarz değildir. Seçimin yapılacağı son ana kadar demokratik parlamenter sistemde herkes seçimini yapmalarıdır. Erken seçim gibi bir beklentileri varsa beklemesinler. Şu anda YSK takvimi açıkladı. Bu takvim içerisinde çalışmalar başladı. Doğrusu bu yaklaşım tarzını şık bulmuyorum, hoş bulmuyorum. Keşke bu yaklaşımı göstermeseydiler diye bekliyorum. Demokratik açılım sürecinde kendileriyle görüştüğünde bütün kanaatlerini ortaya koydular. Ben kendileriyle beni ziyaret ettiklerinde olumsuz bir şey söylemediler. Şimdi bu şekilde açıklamalar yapıyorlar, bunları anlamakta zorluyorum...
Başbakan Erdoğan, bir başka gazetecinin, "Mevzi fotoğraflarınız çok tartışıldı. Bugün TSK'da açıklama yaptı. Değerlendirmeleriniz ne olacak?" sorusunu ise şöyle yanıtladı.
AÇIP BİRAZ TARİH OKUSUNLAR...
Başbakan Erdoğan, isim vermeden Fatih Altaylı'ya çattı. 'Atatürk olsaydı böyle mi poz verirdi?' diye yazan Fatih Altaylı'ya şöyle seslendi: Aç biraz tarih oku...
İşte Erdoğan'ın konuşmasındaki ifadeler:
Bir ara dili olan konuşuyor gibi laflar vardı. Şimdi eline kalemi alan yazıyor. Dili olan bulduğu televizyon kanallarında ağzına ve aklına ne geliyorsa yazıyor söylüyor. Yine kendi meslektaşlarından gerekli cevapları alıyor. Atatürk ayakta durardı gibi laflar ediyorlar. Aç biraz tarih oku. Sağolsun onlara cevap veren köşe yazarları da çıktı. Atatürk'ün mevziide nasıl durduğu kareler de yayınlandı. Irak'a sıfır noktada yapılan bu ziyareti ilk defa bir başbakan yapıyor. Oraya giderken böyle bir yere gideceğini bilerek oraya gitmedi. Genelkurmay Başkanı tarafından Şemdinli'ye gitme teklifi yapılınca diğer arkadaşlarımız tümende kaldı. Biz tümen komutanı ile helikopterle oraya indik. Orada korunak falan yoktu. Bir koruma yoktu, kum torbaları ile korunuyordu. Orada bize coğrafya hakkında Genelkurmay Başkanımız ve tümen komutanımız bilgilendirme yaptılar. Ayakta durduğumuz an da oldu, o görüntünün olduğu an da oldu. Sürekli öyle durma sözkonusu değil. Oraya araç yolu yok. 2600 metre olan bir nokta. Ortalama yükseklik 3 bin metre. Coğrafyaya baktığınızda olay farklı. Askerimiz vadiyi kontrol altına almak için orada. Biz oraya gidiyoruz ve orayı yerinde inceleyelim diyoruz ve fırsatı birlikte bulduk. Ben Genelkurmay Başkanıma keşke muhalefet partilerini de davet etseydik dedim. Biz sadece görev yapmanın bilinci içerisindeyiz. Televizyonlarda ne konuşursa konuşsun ben halkımın öyle düşünmediğine inanıyorum.