Gordion için bir araya geldiler! TİMBİR'e plaket

UNESCO Dünya Mirası Kalıcı Listesi’ne hazırlanan Gordion Antik Kenti için bir araya geldiler. TİMBİR'e plaket verildi.

Gordion için bir araya geldiler! TİMBİR'e plaket

UNESCO Dünya Mirası Kalıcı Listesi’ne hazırlanan Gordion Antik Kenti için, Dışişleri Bakanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Ankara Valiliği, Ankara İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü, Ankara Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Tabiat Varlıkları Daire Başkanlığı, Polatlı Belediyesi Tarihi Alanlar Tanıtım Merkezi (POTA), Ankara Ticaret Odası (ATO) ve Ankara Sanayi Odası (ASO) iş birliği ile toplantı düzenlendi.

gordion-icin-bir-araya-geldiler-timbire-plaket.jpg

Gerçekleştirilen toplantıda, Türk İnternet Medya Birliği (TİMBİR) Kurucu Genel Başkan’ı Dr. Süleyman Basa’ya Gordion’un UNESCO sürecine olan katkılarından dolayı, Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkan Yardımcısı, Türkiye Kent Konseyleri Birliği ve Ankara Kent Konseyi Başkanı Halil İbrahim Yılmaz tarafından plaket takdim edildi.

gordion-icin-bir-araya-geldiler-timbire-plaket-003.jpg

TİMBİR Genel Başkanı Dr. Süleyman Basa, Türkiye’nin doğal, kültürel ve tarihi değerlerinin uluslararası anlamda tanıtımına her zaman destek vermeye hazır olduklarını belirtti.

TOPLANTI YAPILDI

Ankara'nın kültür hazinelerini ekonomiye kazandırma sürecinde izlenecek yol haritalarının ele alındığı "Gordion Antik Kenti'nin UNESCO Dünya Mirası Listesi Adaylık Süreci Bilgilendirme Toplantısı", ATO Başkanı Gürsel Baran ile Dışişleri Bakan Yardımcısı Yasin Ekrem Serim, Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürü Birol İnceciköz, Ankara Sanayi Odası (ASO) Yönetim Kurulu Başkanı Seyit Ardıç, Polatlı Belediye Başkanı Mürsel Yıldızkaya, Ankara Büyükşehir Belediyesi (ABB) Kültür ve Tabiat Varlıkları Dairesi Başkanı Bekir Ödemiş'in açılış konuşmalarıyla, ATO ev sahipliğinde yapıldı.

gordion-icin-bir-araya-geldiler-timbire-plaket-001.jpg

ATO Meclis Salonu'ndaki toplantıda konuşan ATO Başkanı Gürsel Baran, Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü'nün (UNESCO) bu yıl Eylül ayında Riyad'da yapacağı toplantıda Ankara'nın Polatlı ilçesindeki Gordion Antik Kenti'nin "UNESCO Dünya Mirası Listesi"ne girmesinin beklendiğini belirterek, "İnanıyorum ki Gordion Türkiye'den listeye giren 20'inci mirasımız olacak, Başkentimiz ise ilk mirasına kavuşacak" dedi.

Gordion'un bölgenin ticaret ve ekonomiye sağlayacağı katkılara değinen Baran, "Ankara, bacasız sanayi olarak adlandırılan turizmi de en güçlü olduğu sektörler arasına yazabilmeli. Şehrimizin otellerinin doluluk oranı yüzde 90'lara çıkmalı. Lokantalarımız, restoranlarımız dolup taşmalı. Seyahat acentelerimizin işleri artmalı. Dünyada yayınlanan turizm kataloglarında en değerli turizm destinasyonları arasında Gordion'un da ismi yazmalı. Hükümetimizden yeni uçuşlar, ek seferler talep etmek zorunda kalmalıyız. İşte Gordion'un önemi buradadır. Gordion, bu büyüklükteki ekonominin önemli bir kısmını Ankara'ya aktarmaya katalizör olacaktır. Gordion'un Dünya Miras'ı listesine alınması, Ankara'nın dünya çapında stratejik üstünlüğünü alma hamlesidir. Hizmet sektörünün iş kapasitesini artırmasının, gençlere istihdam sağlamanın yolu Gordion'dan geçiyorsa Ankara Ticaret Odası da Gordion'da olmak zorundadır" dedi.

gordion-icin-bir-araya-geldiler-timbire-plaket-002.jpg

"GÜÇLÜ ÜLKEMİZİN KALELERİNİ TAHKİM ETMEK ZORUNDAYIZ"-

Ankara Ticaret Odası olarak bilim ve teknolojide yaşanan gelişmeleri dikkatle izleyerek uyguladıklarını, tarihi ve kültürel değerlerden güç alarak, bu birikimleri ve değerleri uluslararası ekonomik etkileşime entegre etmeye çalıştıklarını kaydeden Baran, ATO'nun tarih ve kültür turizmi konusunda ve Gordion özelinde yaptığı çalışmalara da değindi.

Gordion ve Duatepe gibi tarihi yerlerin bulunduğu bölgenin turizm potansiyelini açığa çıkarmak için hayata geçirdikleri projeler ve yaptıkları farkındalık çalışmaları hakkında da bilgi veren Baran, "Gordion Düğümü Efsanesi"ne atıfta bulunarak sözlerini şöyle sürdürdü "Milattan önce Büyük İskender'in Gordion düğümünü kılıcıyla kesmesine ilişkin efsaneye göre, dünyaya hâkim olmanın yolu Gordion'un düğümünü çözmekten geçer. Bugün ise dünyaya hâkim olmanın yolu tarihi ve kültürel değerlerimize sahip çıkarak, ekonomiyi geliştirmektir. Gordion efsanesini gerçek kılmak için köklerimizden güç alıp güçlü ülkemizin kalelerini tahkim etmek zorundayız" diye konuştu.

gordion-icin-bir-araya-geldiler-timbire-plaket-004.jpg

54 SEKTÖRÜ ETKİLİYOR

Turizmin Türkiye'de 54 sektörü etkilediğini kaydeden Baran, "Turizm, yılda 30 milyar dolara yakın satın alma yapmaktadır. Turizm, tüm sektörler arasında ekonomiyi en fazla etkileyen ilk 20 sektör arasındadır. Gençlerimize aş ve iş bulmak en önemli konumuz. Ticaretimizi ve girişimci sayımızı artırmak, 13 sanayi bölgesine yenilerini ekleyip kapasitelerini artırıp ilave istihdam yaratmak ise bizlerin görevi" diye konuştu.

"ANKARA İÇİN HER ŞEY YENİ BAŞLAYACAK"

Gordion'un Ankara'dan UNESCO Dünya Mirası Listesi'ne girmesinin bölgedeki turizm sezonlarının uzamasına, turizm çeşitliliğinin artmasına, turizme konu olan coğrafyanın genişlemesine, ekonomik faaliyetleri sınırlı bölgeler için yeni gelir imkânlarının yaratılmasına, yeni istihdam alanlarının sağlanmasına katkı sağlayacağı göz önüne alındığında Gordion'un öneminin bölge için bir mücevher gibi ortaya çıktığını belirten Baran, "Dünyadaki benzer çekim merkezlerinin verilerine bakıldığında da kültürel mirasların bölge kalkınması için büyük katkılar sağladığını görmekteyiz. Dünya Mirası Listesi'ne girmek elbette çok önemli bir hamle. Ancak bununla işimiz bitmiş olmayacak. Ankara için her şey yeniden başlayacak. Yolumuz açık olsun" diye konuştu.

"ANKARA'NIN GÖRÜNÜRLÜĞÜ ARTARACAK"

Dışişleri Bakan Yardımcısı Yasin Ekrem Serim de yaptığı konuşmada, Türkiye'nin kültür varlığını koruma konusunda tüm dünyaya örnek olacak çalışmalar yürüttüğünü belirterek, "Gordion da, Cumhuriyetimizin ve Ankara'nın Başkent oluşunun 100. Yılında, Türkiye'nin kalbi Ankara'dan, Dünya Mirası Listesi'ne girecek ilk kültür varlığımız olacak. Gordion'un Dünya Mirası Listesi'ne kaydedilmesi bu toprakların bizlere armağanlarının kültürel diplomasi amaçlı kullanımının en güzel örneklerinden birini teşkil ederken, devletimizin itibarını da artırıyor. Gordion'un, Dünya Mirası Listesi'ne kaydedilmesinin, zengin ve köklü bir tarihe sahip Ankara'nın görünürlüğünü artıracağına, şehrin başta kültür turizmi olmak üzere farklı alanlarda çekim merkezi olmasına vesile olacağına inanıyoruz" diye konuştu.

"TÜM İNSANLIĞIN ORTAK MİRASI"

Kültür ve Turizm Bakanlığı, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürü Birol İnceciköz de yaptığı konuşmada, Dünya Mirası Listesi'ne girebilmek için doğal ve kültürel varlıkların üstün evrensel değere sahip olmaları, özgün ve iyi korunmuş olmaları, ayrıca etkin bir şekilde yönetiliyor olmaları gerektiğini belirterek, "Üstün evrensel değer, önemi ulusal sınırları aşarak şimdiki ve gelecekteki tüm insanlığın ortak mirası kabul edilen kültürel ve doğal varlıklar için oluşturulmuş bir tanımdır. Gordion'un Dünya Miras Listesi adaylığının değerlendirilmesi sürecinde; alanın sınırlarını, varlığın korunmuşluk durumunu, özgünlüğünü, bütünlüğünü, alandaki koruma ve yönetim sistemini ve varlığı etkileyen faktörleri alanda çalışma yürüten yetkililerle birlikte tartışmak üzere, geçtiğimiz yıl ağustos ayında, Dünya Miras Merkezi danışma organı ICOMOS'un görevlendirdiği uzman tarafından yerinde inceleme gerçekleştirilmiştir" dedi.

"BU MİRASA SAHİP ÇIKMAK ZORUNDAYIZ"

ASO Yönetim Kurulu Başkanı Seyit Ardıç konuşmasında, dünya kültür mirasında büyük oranda söz sahibi olan Türkiye'nin, kültür turizmi alanında çalışmalar yapmasının kaçınılmaz olduğunu dile getirerek, "Ankara'nın eşsiz tarihsel zenginliğini bilmek ve bu mirasa sahip çıkmak zorundayız. Kültürel değerlere sahip çıkmak, insanın geleceğine de sahip çıkmasının bir gereğidir. Mevcut potansiyeli ile ön plana çıkan bu kültürel mirasın turistik ürüne dönüştürülmesi hem ülkemize hem de Ankara ekonomisine zenginlik katacaktır." dedi.

TURİZMLE KALKINMAYA KATKI SAĞLAYACAK

Polatlı Belediye Başkanı Mürsel Yıldızkaya da, Polatlı ilçesinin iki büyük tarihi mirasa ev sahipliği yaptığını belirterek, bunlardan birinin Duatepe diğerinin ise Antik Gordion Kenti olduğunu söyledi. Yıldızkaya, "Riyad'da yapılacak toplantılardan hayırlı haberler bekliyoruz. Listeye girmenin bizlere çok büyük katkıları olacak. Ankara'mızın, Polatlı'nın ve bölgenin turizmle kalkınmasına çok büyük katkı sağlayacak" dedi.

"ANKARA'NIN UNESCO GEÇİCİ LİSTESİNDE TOPLAM 5 ALANI VAR"

ABB Kültür ve Tabiat Varlıkları Dairesi Başkanı Bekir Ödemiş de yaptığı konuşmada, kültür, doğa ve tarih turizminin bir bölgenin sosyoekonomik ve kültür gelişimine büyük katkılar sağladığını dile getirerek, Ankara'nın UNESCO'nun geçici listesinde Gordion, Tuz Gölü, Beypazarı, Hacıbayram Veli Camii çevresi ve Arslanhane Camii'si olmak üzere beş tane alanı olduğunu söyledi.

"RİYAD'DA, HERKESİN KENTİN HİKÂYESİNE SAHİP ÇIKTIĞINI ANLATACAĞIZ"

Açılış konuşmalarının ardından program, Gordion'un tarihi, turistik ve ekonomik önemine değinen bilgilendirme konuşmaları ile devam etti. Bu bölümde yaptığı konuşmada ATO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve Türkiye Kent Konseyleri Birliği (TKK) Başkanı Halil İbrahim Yılmaz Gordion'un Dünya Mirası Listesi'ne girmesi yolunda kentin tamamının bir araya gelerek kenetlendiğini kaydederek, "Kentin tamamı Polatlı'nın arkasında. Riyad'da, bu birleşmeyi ve herkesin kentin hikâyesine sahip çıktığını anlatacağız. Gordion'un turizmin ve kalkınmanın konusu olması için bu hikâyede bizler kent muhafızları olacağız" dedi.

Yılmaz, Gordion'un UNESCO'nun Dünya Mirası Listesi'ne alınma sürecinin ortak akıl ve uzlaşma ile yönetilmesinin önemini de vurguladı.

Programda, Dışişleri Bakanlığı, Kültürel Diplomasi Genel Müdür Yardımcısı Osman İlhan Şener, Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü Daire Başkanı Gökhan Bozkurtlar, Başkent Ankara Meclisi Genel Başkanı Nevzat Ceylan, Polatlı Belediyesi Tarihi Alanlar Tanıtım Merkezi Genel Koordinatörü/ Gordion Alan Başkanlığı Danışma Kurulu Üyesi Kadim Koç, Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Kent Planlama, Kent Yönetme ve Kent Konseyleri Uzmanı Prof. Dr. Savaş Zafer Şahin, ODTÜ Mimarlık Fakültesi Öğretim Üyesi ve Mimarlık Tarihi ve Yerleşim Arkeolojisi Uzmanı Prof. Dr. Lale Özgenel, Gordion Kazı Başkanı Charles Brian Rose, Türk Havayolları (THY) Ankara Satış Müdürü Melih Torlak, Tohumluk Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Pınar Ayhan, Türkiye Soroptimist Kulüpleri Federasyonu Başkent Toplum Eğitim Merkezleri Başkanı Şule Çınar, Turizm Otel Yöneticileri Derneği Başkanı, AKK Turizm Tanıtma Çalışma Grubu Sözcüsü Savaş Çolakoğlu, Ankara Ticaret Odası Turizm Geliştirme Özel İhtisas Komisyonu Başkanı Muhammet Sarıtaş, Ankara Ticaret Odası Şehir Tanıtımı ve Kalkınması Özel İhtisas Komisyonu Başkanı Birol Akman, Ankara Turist Rehberleri Odası Başkan Yardımcısı Betigül Öz de birer konuşma yaptı.

Toplantıya ATO Meclis Başkanı Mustafa Deryal, Ankara İl Kültür ve Turizm Müdürü Ali Ayvazoğlu, ATO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Temel Aktay, Meclis Başkan Yardımcıları Vecdet Fehmi Şendil ve Ali İhsan Özdemir, Yönetim Kurulu Üyeleri Ahmet Akça, Halil İlik, Naki Demir, Doç. Dr. Ömer Çağlar Yılmaz, Yasin Özyolu, Meclis Divan Kâtibi Ayşe Nilay Çelik ile Meclis ve Komite Üyeleri ve çok sayıda uzman ve akademisyen katıldı.

gordion-icin-bir-araya-geldiler-timbire-plaket-005.jpg

GORDİON ANTİK KENTİ

Gordion Frig Medeniyeti'nin tarihi başkentidir. Sakarya Nehri ile Porsuk Çayı'nın birleştiği noktanın yukarısında kurulu bulunan kent günümüzde Ankara'ya 94 kilometre uzaklıkta, Polatlı'nın 29 kilometre kuzeybatısında yer alan Yassıhüyük'te bulunmaktadır.

1900'lerde Gustav Körte ile Alfred Körte tarafından ilk kazıların yapıldığı antik kentte ikinci kazılar Pennsylvania Üniversitesi Arkeoloji ve Antropoloji Müzesinin denetimi ve Rodney Young'ın başkanlığında 1950-1973 yılları arasında yürütülmüştür.

Gordion'un konumu, Anadolu'yu kat eden ana yolların kavşağında bulunması, ırmak ve diğer kaynaklar sayesinde suyun bolluğu ve çevresinin kuru tarım ve hayvancılığa uygun açık araziyle çevrili olması gibi çeşitli sebeplerden dolayı Friglere çekici gelmiş olmalıdır. Aynı doğal ortam koşulları Gordion'un MÖ 3. binyıldan başlayarak Hitit egemenliği zamanında da iskân görmesini de açıklar niteliktedir.

Arkeolojik bulgulara göre Frigler, Gordion'a Hititlerin yıkılması sonucu MÖ 12. yüzyılın sonları gibi erken bir tarihte gelmiştir. Kazılarda gün ışığına çıktığı kadar en erken Frig yerleşim yerleri gündelik hayata ilişkin malzemeler içeren, hafif konstrüksiyonlu küçük evlerden oluşan köy karakterine sahiptir. MÖ 9. yüzyılda ise büyük bir dönüşüm gerçekleşir ve yerleşim, içinde büyük yapıların yer aldığı muazzam surlarla çevrili bir kale halini alır. Yerleşimdeki bu önemli değişim muhtemelen bu şekilde büyük inşaat projelerinin yapımını yürütebilecek merkezî bir Frig devlet yönetiminin oluşmasıyla açıklanabilir. 9. yüzyılın sonuna gelindiğinde, Frig kalesi birkaç inşaat evresinin ardından kazılarla açığa çıkartılmış olan yerleşim planına sahiptir. Güneydoğudaki ana kale kapısının hemen içerisinde üstü açık, büyük avlunun çevresinde dizili dikdörtgen binalar, saray alanını oluşturmaktadır.

Bu kale, MÖ 800 civarında kent sakinlerinin tüm mallarını bırakarak yalnızca canlarını kurtarabildikleri büyük bir yangında tahrip olmuştur. Bu kalıntılar ve yangının hemen öncesi ve sonrasına ait zengin mezarlar sayesinde Friglerin bu dönemdeki maddi kültürü ve ekonomisi hakkında önemli bilgiler edinilmektedir. Teras üzerindeki sıra yapılar, tahıl işlenen ve dokumacılık yapılan hareketli yerlerdi. Saray alanındaki yapıların sadece birinde karşılaşılan çakıl taşı mozaik taban döşemesi ise Antik Çağ'da bilinen bu tip zemin döşemesinin en eski örneği olup bu bezemeci döşeme tarzının ilk kez Friglerce icat edildiğini göstermektedir. Saray alanındaki yapıların en büyüğünde bulunan çok iyi ince dokumalar ve fildişi kakmalı ahşap mobilya gibi lüks eşyalar, bu yapının krala ait, belki de yöneticinin kabul salonu olabileceğini göstermektedir. Tahrip olmuş kalede bulunan büyük miktarda seramik kap ve demir obje, Friglerin bu malzemelere dair büyük bir endüstriye sahip olduğunu kanıtlamaktadır. Suriye ve Filistin bölgelerinden ithal edilmiş lüks malzemeler ise Friglerin MÖ 800 civarındaki dış ticaret ilişkileri hakkında ipucu niteliğindedir.

Gordios ve oğlu Midas, MÖ 800 felaketinin ardından Frig kalesinin yeniden inşasında önemli rol oynamış olabilirler. Yeni kale, eskisini tamamen kaplamakta ve çok daha yüksek bir kotta yükselmektedir. Eski kale yapı birçok özelliğiyle birlikte kopyalanmış ve yeni yapılarında eskilerin işlevini sürdürmüş olması muhtemeldir. MÖ 8. yüzyılın sonuna doğru tamamlanan bu devasa proje, devlet yönetimi altında çalışan muazzam büyüklükte bir iş gücünü yansıtır.

Yeni kale Gordion'a üç asırdan fazla, MÖ 4. yüzyılın ikinci yarısı ortalarına kadar hizmet vermiştir. Bu uzun zaman diliminde Frigia'yı etkileyen bir dizi önemli olay gerçekleşmiştir. 7. yüzyılda, muhtemelen Kafkaslardan gelen akıncı göçmen Kimmerler Anadolu'yu alt üst etmiş, Frigia da bu felaketten nasibini almıştır. 7. yüzyılın sonuna doğru Kimmerleri batıda bastıran Lidyalılar siyasi egemenliklerini Anadolu'nun içlerine doğru genişletir. Gordion'da ana yerleşime bitişik bir kalenin içinde ele geçen çok sayıdaki Lidya seramiği nedeniyle bir Lidya askerî garnizonu barındırdığı düşünülmektedir. Bu askerî kale muhtemelen Persler tarafından tahrip edilmiştir. Ahameniş İmparatorluğu döneminde Gordion, Marmara Denizi'nin güneyindeki Daskileion'daki Pers satrabına bağlı ikinci derece bir idari ve askerî merkez durumundadır. MÖ 8. yüzyılın sonlarından 4. yüzyıla kadar yaşayan uzun ömürlü bu yeni kale Gordion'daki Frig maddi kültürünün en iyi temsil edildiği yerdir. Yazılı Frig belgelerinin çoğu bu döneme aittir.

Gordion'un çevresinde yaklaşık 85 adet tümülüs vardır. Bu tepeler önemli bireylerin mezarları olup MÖ 9. yüzyıldan 2. yüzyıla kadar uzanan geniş bir zaman dilimine aittir. Bu tip mezar biçimi Anadolu'da daha önce görülmediğinden bu uygulamanın Frigler tarafından Avrupa'daki memleketlerinden getirildiği düşünülmektedir. Gordion'da kazılan tümülüslerden birkaçı büyük yangının hemen öncesi ve sonrasında yaşamış nesillere aittir. Özellikle yangından hemen sonraya ait iki tanesi önemlidir. Bunlardan P Tümülüsü adlı ilki MÖ 775 yılına tarihlenmekte olup Frig kraliyet ailesinden bir prens veya prensese ait bir çocuk mezarıdır. Ahşap mezar odasında ele geçen ve çocuğun ikinci yaşamı için sunulmuş etkileyici lüks eşyaları arasında geometrik motifli çok ince kakma işçiliğe sahip ahşap mobilyalar ve belki de oyuncak olarak yapılan ahşap ve seramik hayvanlar dikkati çeker.

Hemen yakındaki diğer mezar ise 50 metreyi aşan yüksekliği ile Orta Anadolu'da bu tip mezarların bilinen en büyük örneğidir. İçinde ölünün yer aldığı ahşap mezar odası bozulmamıştır ve dünyanın bilinen sağlam en eski ahşap yapısıdır. Tıpkı çocuk mezarında olduğu gibi bu mezarda da ele geçen geometrik motifli zarif kakma bezemeli mobilyalar, Frig sanatçılarına özgün büyük bir ustalığa işaret etmektedir. Burada ayrıca belki de krallar arası hediye değiş tokuşuyla Suriye'den Gordion'a kadar gelmiş hayvan başlı kovalar ve kazanlar gibi çok sayıda tunç obje bulunmuştur. Bu kaplardan bir kısmı mezarın yanı başında verilen baharatlı et yemeği, mercimek ve bira ile şarap ve ballı bir içecekten oluşan ziyafette kullanılmıştır. Kapların üzerindeki balmumu bantlar üzerindeki yazılar bilinen en eski Frigce yazı örnekleridir. Bu mezarın sahibi 1.60 metre boyunda ve altmışlı yaşlarının başlarında ölmüş bir erkek olup muhtemelen Frigya kralıdır. Yakın zamanda mezarın ahşapları üzerinde yapılan radyokarbon analizleri kralın MÖ 740 civarında defnedildiğini göstermektedir. Dolayısıyla bu kralın aynı tarihlerde öldüğü düşünülen Gordios olduğu öne sürülmektedir.

Kaynak:Haber Kaynağı

HABERE YORUM KAT
Haberlere yorum yapanlar genel kuralları kabul etmiş sayılırlar. Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Önceki ve Sonraki Haberler