Erhan Eroğlu

Erhan Eroğlu

İstihdamı arttırmak ve işvereni desteklemek için yeni stratejiler geliştirilmelidir

COVİD-19 hem işvereni hem de işçiyi olumsuz etkilemiştir. Bir yandan sağlığımız için gerekli tedbirler almaya çalışılırken bir yandan da pandeminin de getirmiş olduğu ekonomik sorunlarla mücadele edilmektedir.

Dünyadaki birçok ülke ekonomisiyle paralel olarak ticari işletmelere yönelik hibe destekleri ya da kredi paketleri açıklarken bir yandan da COVİD-19 süresince ve sonrasında yaşanacak olan zamanı planlamakta ve yeni istihdam politikaları üretmektedir.

Ki olması gereken de odur; bizler artık önümüzdeki süreci her anlamda planlamalıyız.

Naçizane ben de bu yazımda aklımın erdiğince bazı değerlendirmelerde bulunarak hem işveren için hem de istihdam edilenler için yeni politikalar konusunda tavsiyelerde bulunmak istedim.

Çok sayıda yeni stratejiler geliştirilebilir fakat öncelikli olarak değerlendirmelerime şu şekilde başlamak istiyorum.

Değerli arkadaşlar;

- İŞKUR’un iş başı eğitim programı kapsamında bir iş yerinde BAĞKUR’lu dışında 2 ve üzeri personel çalışıyorsa işverenin İŞKUR’a talebi ve İl Müdürlüğü’nün onayı ile toplam personel sayısının %30’u kadar personeli İŞKUR destekli olarak istihdam edebiliyor.

Bu destek COVİD-19’un işgücü piyasasında oluşturmuş olduğu tahribat göz önünde bulundurularak asgari 2 çalışan ibaresi kaldırılıp çalıştırdığı personel sayısı ile ilgili herhangi bir kısıtlama söz konusu olmazsa ticari işletmeler İŞKUR’un revize edilen desteği sayesinde binlerce insanı ( gençler öncelikli olmak üzere ) istihdam edebilir.

Ayrıca İŞKUR destekli olarak istihdam süresi imalat ve bilişim sektöründe 6 ay, diğer sektörlerde 3 aydır. Pandemi süresince İŞKUR destekli olarak istihdam süresi 12 aya çıkartılabilir ve bu sayede işverenin yeni personel istihdam etmesi teşvik edilmiş olabilir, bu desteğin amacı personelin işi öğrenmesi olabilir fakat istihdam süresi bence kısıtlıdır.

- COVİD-19’un işgücü piyasasında yaratmış olduğu olumsuz etkiler göz önünde bulundurularak işverenlerin maddi imkansızlıklarına az da olsa çözüm bulabilmek amacıyla çalıştırmış olduğu işçiler için prim ödemelerinde indirimler söz konusu olabilir. Özellikle pandemi süresince ve pandemi sonrasında ilk 2 yıl boyunca istihdam edeceği personeller için SGK prim ödemelerinden muaf olmaları sağlanabilir bu durum işverenlerin personel istihdam etmelerini hatta işletme kapasitesinden daha fazla personel istihdam etmesini sağlayabilir.

- KOSGEB mevcut durumda yeni iş yeri açan girişimcilere yönelik girişimcilik desteği kapsamında farklı oranlarda destek sağlamaktadır. Bu desteği işletmenin vergi levhası üzerinde yazan NACE kodu uygulamasına göre sektör bazında yapmaktadır. Hizmet sektöründeki işletmelere 65.000,00 TL’ye kadar, imalat ve bilişim sektöründeki firmalar için 165.000,00 TL’den 365.000,00 TL’ye kadar %75 oranında geri ödemesiz hibe desteği sağlamaktadır.

Doğu Karadeniz Bölgesi hizmet sektörü ağırlıkta bir Bölge olduğu için KOSGEB’in girişimcilik desteklerinden eskiye nazaran daha az miktarda faydalanmaktadır. Çünkü 2020 yılı öncesinde sektör bazında bir ayrım söz konusu değildi. Sektör bazında bir ayrım söz konusu olunca ilimizde imalat ve bilişim alanında az sayıda yeni girişim olduğu için ve hizmet sektöründeki firmalara az miktarda bir destek verildiği için KOSGEB girişimcilik desteği Bölge’mizde cazipliğini kaybetti.

Bölgemizde iş fikrine sahip olan yeni girişimcilerin KOSGEB desteklerinden daha fazla faydalanmasını sağlamak amacıyla sektör bazında kısıtlamanın kaldırılması ve Bölge’nin analizi tekrar yapılarak yeni stratejiler ortaya koyulması gerekmektedir. COVİD-19 süresince ve sonrasındaki 2 yıl boyunca girişimcileri motive etmek ve girişimcilere yönelik daha nitelikli bir destek sağlayabilmek için sektör bazında desteğin revize edilmesi ve girişimcilik desteğinin yeniden planlanması gerekmektedir.

Türkiye’de 81 ili kapsayacak şekilde toplam 26 adet kalkınma ajansı bulunmaktadır. Kalkınma ajansları bölgenin kalkınma analizini yaparak bölgesel alanda eşitsizliklerin ortadan kaldırılması ve yerel politikaların güçlendirilmesi gibi birçok alanda hizmet sunmaktadır. Doğu Karadeniz Bölgesi’ne (TR90) hizmet sunan kalkınma ajansı Doğu Karadeniz Kalkınma Ajansı (DOKA)’dır. DOKA’nın mevcut hibe desteklerine baktığımızda birçok desteğinin kamuya verildiğini görmekteyiz. Kamu finansmanını proje kapsamında yine kamuya sunmaktansa COVİD-19 süresince esnaf ve sanatkarı yormayacak şekilde 2-3 sayfalık talep formaları kapsamında mikro hibe destekleri sunulması işverenlerin pandemi süresince yaşamış oldukları maddi sorunların çözülmesi için az da olsa destek sağlayabilir. Yüksek miktarda hibe destekleriyle 3-4 kuruma destek olunacağına toplam bütçe küçük rakamlara bölünerek çok sayıda özel sektör işletmesine destek olunabilir. Bölgesel kalkınmaya destek bu şekilde daha verimli olabilir diye düşünüyorum.

Trabzon bir esnaf ve sanatkar kentidir. Bu nedenle ilimiz için stratejiler yaparken Türkiye’nin gelişmiş illerinde uygulanan politikayı alıp ilimizde uygulamanın yerel anlamda pek bir faydası olmayacaktır.

Her bölgenin hatta her ilin daha da özelinde her ilçenin farklı dinamikleri vardır. Doğru stratejiyi uygulayabilmek için stratejinin yapılacağı bölgenin her anlamda analizinin detaylı olarak yapılması ve o bölgeye uygun hedeflerin ortaya koyulması gerekmektedir.

Kalkınma Ajansları başta olmak üzere illerdeki il müdürlüklerinin olmasının nedeni de merkezi yönetimin eksik kaldığı noktalarda yerel yönetimlerin sahayı daha net görerek il bazında değerlendirmeler yapmasını sağlamaktır.

Bilin istedim…

YAZIYA YORUM KAT
Haberlere yorum yapanlar genel kuralları kabul etmiş sayılırlar. Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
SON YAZILAR