Recep Ergenç

Recep Ergenç

Haydi yapalım şu işi

Değerli okurlarım; kabak tadı verdim biliyorum ama fikri takip yazmanın namusudur. Trabzon’da arka arkaya onlarca sorun yazabiliriz. Kök sorun fark edilmeyince bunca sorunun içinde kaybolur gideriz.  Trabzon’da da ana sorun vasatlık; genel olarak “orta gelir tuzağı”dır.

Vasatlık dediğimiz sıradan, katma değer yaratmayan (aklın az katıldığı), karsız işlerdir.

Vasatlık, potansiyelimizin olduğu alanlarda (biri de spor) uluslararası alanlarda rekabet gücümüzün olmaması demektir.

Yeter artık diyebilirsiniz ama Trabzon’u Spor Şehri olarak konumlandırarak rekabetçi bir şehir ortaya çıkarmak hepimizin görevi.

Bunun için farklı yöntemler kullanabiliriz, biri de “Kümelenme”. Bu yöntem; daha fazla diyalog, çok daha fazla aklı işe katmak ile bir network (yerel, ulusal ve uluslararası ağ) kurmaktır.
Hazır reçete yok, yazmamız lazım.

Mevcut durumda küme modeli yaygın olarak KOBİ iş geliştirme alanı ile ilişkilendirilmiş olsa da, kavramın bölgesel kalkınma için bir araç olduğu dolayısı ile bir bölgede ekonomik ve sosyal aktörleri belirli ekonomik hedefler etrafında bir araya getiren dahası iş ağları ve uzmanlaşmayı teşvik eden bir yaklaşım olduğu unutulmamalıdır.

Kümelenme:

Aynı bölgede ve aynı iş kolunda, aynı değer zincirinde faaliyet gösteren;

  • Birbiriyle işbirliğinde bulunan ve aynı zamanda birbirine rakip olan,
  • Birbiriyle ilişkili işletmelerin
  • Ve onları destekleyici kurumların (üniversiteler, kamu kuruluşları, araştırma kuruluşları, mesleki dernekler, teknoloji ve yenilikçilik merkezleri, bankalar, sigorta şirketleri, lojistik firmaları vb) kendi aralarında ve uluslararası bir network (ağ) kurmalarıdır.
Haydi yapalım şu işi

Sporda da başarılı Kümelenme yöntemi AB’de de kullanılıyor

Vasatlıktan çıkışın iki anahtar sözcüğü değişim ve sürdürülebilirlik.

Rüştü Bozkurt dört koşulu işin olmazsa olmazı olarak yazmış.

1) Bir toplumun insanları, önyargılarını, yerleşik doğrularını, kör ve katı inançlarını kırmadan; Bernard Lewis’in anlatımıyla “Samimiyetsiz önyargı ve samimi cehaleti” aşmadan, ezberleri bozmadan, özgür ve özgün düşünme iklimi yaratmadan kalkınma yarışında bir yere varılamıyor.

2) Bilimsel ve teknolojik gelişmelerin biriken etkisiyle oluşan eğilimlerin kuralları değiştirecek güç kazanma süreçlerini gözleyen; fırsatları en çoğa çıkarma, tehlikeleri de en az maliyetle savuşturma üzerine kafa yoran kazanıyor. Geleceği inşa etmede eğilimlerin kurallarını değiştiren etkilerini bir “araç” olarak kullanan, ulusal ölçekte ortak değer, ortak irade, ortak yarar, ortak proje ve ortak kurumlara oluşturan topluluk ya da toplumlar öne geçiyor.

3) Değişmelerin yönünü ve hızını iyi kavramayan, rekabet ortamının tanımlayamayan, rekabet edebilir alanların keşfini yapmayan, stratejik varlıklarını büyüme fırsatları için değerlendirip öncelikleri belirlemeyen toplumlar da gelişmişlik kervanına katılamıyor.

4) Çalışanlarının, müşterilerinin, iç süreçlerdeki değişmelerin, dış süreçlerdeki gelişmelerin yarattığı “ihtiyaçları” anlamayan toplumlar da yaratmak istedikleri sonuçlara ulaşamıyor.   
Trabzon olarak, şehirlerin ekonomisinden ülke ekonomisine giden yolda kendini sporda kümelenme yöntemi ile “spor şehri” olarak konumlandırarak, doğabilecek riskleri de önleyerek bir Türkiye modeli ortaya çıkarabiliriz.

Kümelenmenin lider kuruluşu TTSO olarak düşünülmesi yerindedir.

Böyle bir süreç Bakanlık düzeyinde yürütüleceği için danışman olarak konu uzmanı, uluslararası deneyimi de olan bir Trabzonlu “Yeliz Çuvalcı”dan söz etmeden olmazdı.

TTSO inisiyatif almalı, sporun paydaşları ile diyalog kurmalı, anlamalı ve onları yöntem konusunda ikna etmelidir.

Haydi TTSO, madem paydaşlar istekli, yapalım şu işi.

YAZIYA YORUM KAT
Haberlere yorum yapanlar genel kuralları kabul etmiş sayılırlar. Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.