Eski İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin, 17 ve 25 Aralık operasyonları sonrasında yaşananların bir 'hukuki süreç' olduğunu belirterek, "Bunun başka zeminlere çekilmesi tamamen hukuktan kaçmanın bir adıdır." dedi. Şahin, "Her vatandaş için tek başına veya birlikte olduğu kişilerle birlikte gelişebilen hukuki süreçler, ülkeyi yöneten kişişlerin bir kısmı ve onların yakınları için geliştiğinde ortaya çıktığında bu kez ne yazık ki hukukun üstünlüğünün gereği yapılmadı, yapılamadı. Düşünülmemesi dahi gereken tarihin çöplüğünde yerini almış olduğuna inandığımız üstünlerin hukuku güçlülerin hukuku devreye konulmak istendi. Henüz konulduğunu da söyleyemeyiz. Şu anda güç ile hukuk karşı karşıya." ifadesini kullandı.

Eski İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin, Cihan Haber Ajansı'nın sorularını cevaplayarak gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.



'KENDİLERİNE GÖRE BİR HUKUK İNŞASINA GİRDİLER'

Gazeteci ve Yazarlar Vakfı (GYV) Başkanı Mustafa Yeşil'in, 'geçen yıl yeni anayasa konuşulurken bugün asgari hukukun bile aranır duruma geldiği' şeklindeki sözleri hatırlatılarak, 'Son 1 yılda ne değişti?' sorusu yöneltilen Şahin, "Bir yıl içinde Türkiye'de çok şey değişti. Hukuk adına siyaset adına. Görüş farklıkları çıktı. Görüş farklılıklarının çıkışının sebebi hukuk ve siyasete sahip çıkması gereken kişilerin hukuki konularda kendilerini rahatsız eden gelişmelerle karşılaşmış olması. Bakış açısını ve görüşleri değiştirdi. Ne yazık ki sadece görüş ve bakışların değişmesiyle kalmadı bu iş. Kendilerine göre bir hukuk inşasına gidildi. Bu tabi Türkiye için belki uzun dönemli zarar verici bir gelişme olmak bir tarafa kısa dönemde de olsa sıkıntı verici bir dönem olarak yerini aldı. Ama geçicidir." sözlerini kaydetti.

'17 - 25 ARALIK SÜRECİ BİR HUKUKİ SÜREÇTİR'

'17 Aralık'tan sonra özellikle AB'nin Türk hükümeti hakkında hayal kırıklığı yaşadığı belirtilerek, bu süreçte Türkiye'nin bölgedeki imajının zedelenip zedelenmediği' sorulan Şahin, şu değerlendirmeyi yaptı: "Şüphesiz Türkiye topyekün Türkiye'nin ve Türk milletinin imajının zedelendiğini söylemek belki doğru olmaz ama Türkiye'deki yönetimin imajını ciddi şekilde zedeledi bu gelişme. 17 - 25 Aralık süreci bir hukuki süreçtir. Bunun başka zeminlere çekilmesi tamamen hukuktan kaçmanın bir adıdır. Her vatandaş için tek başına veya birlikte olduğu kişilerle birlikte gelişebilen hukuki süreçler, ülkeyi yöneten kişilerin bir kısmı ve onların yakınları için geliştiğinde ortaya çıktığında bu kez ne yazık ki hukukun üstünlüğünün gereği yapılmadı, yapılamadı. Düşünülmemesi dahi gereken tarihin çöplüğünde yerini almış olduğuna inandığımız üstünlerin hukuku güçlülerin hukuku devreye konulmak istendi. Henüz konulduğunu da söyleyemeyiz. Şu anda güçle hukuk karşı karşıya. Biz inanıyoruz ki hukuk galip gelecektir."

'SORU ÖNERGESİ MUHATABINI BULDU'

Kendisinin Meclis'te gündeme getirdiği, Hizmet Hareketi'ne yönelik kumpas planının yeterince gündem olup olmadığı da sorulan Şahin, "Bütün ülkenin tartıştığını söyleyemem. Bu soru önergesini bilmesi gerekenler öğrenmiş oldu. Bilip de duyurmak istemeyenler de duyulduğunu öğrenmiş oldu. Soru muhatabını buldu. Bilmesi gereken ilgililerin de gündemine girmiş oldu. Tarihe not düşüldü. Yarınlarda birileri için savunma ve mazeret beyanları tüketilmiş oldu." cevabını verdi.

Kumpas planının hayata geçirildiği ve emniyet müdürlüklerine verilen talimatlar olduğu hatırlatılarak, 'Endişeli misiniz?' diye sorulan Şahin, şunları söyledi: "Ben hiçbir zaman endişe etmem, endişe taşımam ama öyle bir beklentinin varlığından söz edebiliriz. Öyle bir çabanın içinde olunduğunu ifade edebilirim. Fakat sonuçlara bakmak lazım. Bu tür gelişmeler sadece bizim iç enerjimizi tüketir. Zaman kaybettirir. Bu tür haksız, hukuksuz, mesnetsiz işlerle uğraşanların da hepimizin de bu ülkede hem ülkemiz için hem insanlık için çok güzel çok doğru, çok pozitif konular var. Onlar bizi bekliyor."