İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu, ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio ile Mescid-i Aksa yakınındaki arkeolojik kazı alanında yaptığı konuşmada, Osmanlı döneminde Kudüs’te bulunan ve İstanbul’a getirilen Siloam (Silvan) Yazıtı’nı Türkiye’den talep ettiğini açıkladı. Netanyahu, geçmişte dönemin Başbakanı Mesut Yılmaz’a yazıtı almak için takas teklifinde bulunduğunu, ancak dönemin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderlik ettiği tabanın tepkisi nedeniyle bu talebin reddedildiğini söyledi.
Netanyahu, Kudüs’ün “her zaman İsrail’in şehri olacağını” savunarak “Bir daha bölünmeyecek” ifadesini kullandı.
Erdoğan’dan Kudüs Mesajı
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Netanyahu’ya sert bir yanıt vererek Kudüs’ün İslam dünyası için ortak bir miras olduğunu vurguladı.
“Kudüs-ü Şerif’i namahrem ellerin kirletmesine izin vermeyiz. Hitler özentisi tiplerin kuyruk acısı geçmeyecek.”
Erdoğan, 400 yıl boyunca Osmanlı’nın Kudüs’e hizmet ettiğini belirterek, Doğu Kudüs’ün başkent olduğu bağımsız Filistin devleti hedefinden asla vazgeçmeyeceklerini söyledi.
Yazıtın Tarihsel Önemi
M.Ö. 8. yüzyılda Kral Hizkiya döneminde Kudüs’e su getirmek için inşa edilen tünelin kazılma hikâyesini anlatan Siloam yazıtı, Kudüs’te keşfedilen en eski ve en uzun İbranice kitabe olma özelliğini taşıyor. İsrail, bu eseri Yahudilerin bölgedeki tarihsel varlığının kanıtı olarak görüyor.
1880’de keşfedilen yazıt, Osmanlı yönetimi tarafından İstanbul’a getirilmiş ve o tarihten bu yana İstanbul Arkeoloji Müzesi’nde sergileniyor.
Yazıttaki İbranice Metnin Türkçe Anlamı
Siloam yazıtında yer alan metin, tünel kazısının bitişini şöyle anlatıyor:
“Tünel kazma işi tamamlanmıştı. Kazıcılar balyoz ve keskilerini birbirlerine doğru sallarken, geriye yalnızca üç arşın kazı kalmıştı. O sırada bir adamın arkadaşına seslendiği duyuldu. Çünkü sağdaki ve soldaki kayada bir çatlak zuhur etmişti. Tünel açma işi bittiğinde, kazıcılar karşılaştılar. Böylece kaynaklardan rezervuara kadar bin iki yüz arşın boyunca su aktı. Kazıcıların başlarının üzerindeki kayanın yüksekliği yüz arşındı.”
Bu ifadeler, hem antik mühendislik tarihine ışık tutuyor hem de Kudüs’ün su altyapısının binlerce yıllık geçmişini ortaya koyuyor.
Kaynak:milliyet