İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca, İstanbul Büyükşehir Belediyesine (İBB) yönelik terör ve örgütlü suçlarla ilgili yürütülen iki ayrı soruşturma kapsamında, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Beylikdüzü Belediye Başkanı Murat Çalık, Şişli Belediye Başkanı Resul Emrah Şahan ve şarkıcı Ercan Saatçi'nin de aralarında bulunduğu 79 şüpheli gözaltına alındı.
İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, partisinin grup toplantısında gündeme ilişkin olarak açıklamalarda bulundu. Dervişoğlu, "Sözün ve kararın asıl sahibi aziz milletimizken, onun seçtiği insanlara reva görülen zulüm, tarihimizin en karanlık lekelerinden biridir" dedi.
Dervişoğlu'nun açıklamaları şu şekilde:
"İktidarın gözünü hırs bürümüş"
Türkiye'nin şafak vakti yaşadığı rezalet, 19 Mart 2025 tarihini, 150 yıllık demokrasi tarihimizi kara bir güne çevirdi. İBB Başkanı İmamoğlu'nun gözaltına alınması akılla vicdanla açıklanabilecek bir şey değildir. Türk milletinin iradesi ayaklar altına alınmaktadır. Ülkemize bu kötülüğü yapmayın diyorum. Ülkeyi kaosa sürükleyecek adımlardan uzak durun diyorum. Fakat görünen o ki iktidarın gözünü maalesef hırs bürümüş. Hiçbir demokratik ülkede yaşanmayacak ne varsa hemen hepsini Erdoğan iktidarı ülkemize yaşatıyor.
"Seçim ve siyaset yapılamaz hale gelmiştir"
Türkiye Cumhuriyeti Devleti bir hukuk devleti, egemenlik de kayıtsız şartsız milletindir. Biz konuşan Türkiye dedikçe, iktidar ağzını açan herkesi tutukluyor. Demir parmaklıkların ardına gönderiyor. Konuşacak çok fazla şey kalmıştır. Demokrasi ve hukuk askıya alınmıştır. Seçim ve siyaset yapılamaz hale gelmiştir.

"Zulümdür, zorbalıktır ve ancak diktatörlüklerde yaşanabilecek bir saçmalıktır"
Büyük Türk Milleti, aylardır devam eden ve bugün şafak vakti artık tahammül sınırlarını aşan zorbalığın hedefi, senin şaşmaz iradendir. Sözün ve kararın asıl sahibi aziz milletimizken, onun seçtiği insanlara reva görülen zulüm, tarihimizin en karanlık lekelerinden biridir. Cumhurbaşkanlığı seçiminde kendisine rakip olma iddiasını ortaya koyan bir siyasetçiye zincirleme davalar açmak, diplomasını iptal etmek, evine polis gönderip gözaltına almak zulümdür, zorbalıktır ve ancak diktatörlüklerde yaşanabilecek bir saçmalıktır.
"Anayasal düzeni ortadan kaldırma teşebbüsüdür"
Türkiye'de hukuk ve anayasal haklar askıya alınmıştır. Tarih, aynılarını yapan darbecileri nasıl yazdıysa, bugün bu işe imza atanları da o şekilde yazacaktır. Türkiye bir muz cumhuriyeti değildir. Cennet vatanımızı cehenneme çevirmeye tevessül ediyor olabilirler ancak Türk milleti buna izin vermeyecektir. Erdoğan iktidarının yaptığı, anayasal düzeni ortadan kaldırma teşebbüsüdür. Sivil darbedir. Anayasal suçtur. Buradan Cumhuriyetin şerefli savcılarına suç duyurusunda bulunuyor, bu zorbalığı aziz milletime şikayet ediyorum.
"Benzer uygulamalar sürerse, yapılacak tek şey Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin boykot ve protesto edilmesidir"
Madem ki her şey Cumhurbaşkanlığı seçimleri ve Tayyip Erdoğan'ı ömür boyu o makamda tutmak için yapılıyor, o zaman muhalefetin açıklama yapmaktan öte sorumluluklar üstlenmesi kaçınılmazdır. Bu iktidarın karşısına bilinmeyen yönlerimizle çıkmak bir sorumluluktur. Recep Tayyip Erdoğan anayasaya göre bir daha Cumhurbaşkanı adayı olamaz. Anayasayı tanımazlık devam ederse ve adaylığın yolu açılırsa, muhtemel rakiplerin tasfiyesine yönelik benzer uygulamalar sürerse yapılacak tek şey Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin boykot ve protesto edilmesidir.
Kaynak: