Balyoz Planı iddialarına ilişkin olarak dikkat çeken bir gelişme yaşandı. Kurmay Albay Dursun Çiçek'e ait olduğu düşünülen ve tartışmalara konu olan ıslak imzalı belgeye parmak izi taraması yapılmasına, belgenin tahribata uğrayabileceği endişesiyle sivil savcılar tarafından izin verilmedi.
Bu belgenin doğruluğu, Türkiye hukuk tarihinde ilk kez dört farklı resmi kurum tarafından hazırlanan yedi raporla tescillendi. Emniyet, Jandarma, TÜBİTAK ve Adli Tıp tarafından yapılan incelemeler sonucunda, belgedeki imzanın Dursun Çiçek'e ait olduğu belirlendi. Jandarma Kriminal ve Adli Tıp Kurumu, imzanın biçimsel olarak Çiçek'in imzasıyla benzerlik taşıdığını belirtti. TÜBİTAK, belgedeki unsurların sonradan eklenmediğini tespit etti, Emniyet Kriminal ise imzanın Çiçek'in el mahsulü olduğunu açıkladı.
Adli Tıp Kurumu Başkanı Cengiz Haluk İnce, parmak izi araştırmasının belgeye zarar verebileceğini ifade etti. İnce, belgenin çeşitli kimyasal işlemlerle tahrip olabileceğini ve bu nedenle parmak izi taramasının uygun olmadığını belirtti.
Ayrıca, "Meçhul Subay" rumuzlu bir kişiden İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderilen bir e-mail, bu iddiaları destekler nitelikteydi. E-mailde, belgenin içeriğinden çok şekil unsurlarının tartışılacağı, belgenin gerçekliğini ortaya koyan kişi ve kurumların yıpratılacağı, belgeyi yayınlayan ve savunan gazetecilerin ikna edilmeye çalışılacağı gibi öngörüler yer alıyordu. Bu e-mail, yaşanan olayların bir senaryo olarak önceden planlandığını düşündürüyor. Bu durum, soruşturmanın seyrini ve kamuoyunun algısını önemli ölçüde etkiliyor.