Davutoğlu: "Kıskanmasınlar"

Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Cumhurbaşkanımızla tam bir uyum içerisindeyiz ve Cumhurbaşkanımızla aramızdaki bu uyumun bozulmasına hiçbir şekilde izin vermeyiz" dedi.Başbakan Davutoğlu, Meclis’te AK Parti Grup Toplantısı’nda partililere seslendi. Türkiye’nin

Davutoğlu: "Kıskanmasınlar"

Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Cumhurbaşkanımızla tam bir uyum içerisindeyiz ve Cumhurbaşkanımızla aramızdaki bu uyumun bozulmasına hiçbir şekilde izin vermeyiz" dedi.

Başbakan Davutoğlu, Meclis’te AK Parti Grup Toplantısı’nda partililere seslendi. Türkiye’nin istikbalinin ancak ve ancak 77 milyon bir yürek, bir bilek olarak birleşmesiyle mümkün olabileceğini belirten Davutoğlu, "AK Parti siyaseti bu birliğin adıdır. Onlar bölmeye, tahrik etmeye devam edecek, biz birleştirmeye, bütünleştirmeye devam edeceğiz. Biz birlikte Türkiye’yiz" şeklinde konuştu.

AK Parti kongrelerinin gayet örnek bir teşkilat disipliniyle kongrelerin yürütüldüğünü söyleyen Davutoğlu, Avrupa’daki Türk vatandaşlarına selamlarını iletti. Davutoğlu, "Çünkü onlar tahta bavullarla çıktıkları yollarda şimdi Avrupa’nın her yerinde başları dik, onurlu bir şekilde var olmanın gururunu yaşıyorlar. O kadar büyük bir heyecan gördüm ki Zurih’te, Brüksel’de, Berlin’de. İnşallah seçime kadar 81 vilayetimizin hepsine gideceğiz" dedi.

BAŞBAKAN DAVUTOĞLU’NDAN AB’YE ÇAĞRI

Yurt dışı temaslar bağlamında Brüksel, Londra ve Davos’a ve Brüksel’de Avrupa Birliği’nin yeni yönetim kadrosuyla buluştuğunu hatırlatan Davutoğlu, "Konsey Başkanı Sayın Tusk, Komisyon Başkanı Sayın Juncker ile kapsamlı görüşmeler yaptık. Bu Avrupa’da göreve gelen yeni yönetim kadrosuyla 62. hükümet olarak ve başbakan olarak benim ilk kez buluşmamdı. Bütün dosyaları detaylı bir şekilde ele aldık. Kararlılığımızı bir kez daha vurguladık" dedi.

"Avrupa Birliği (AB) bizim için stratejik bir hedeftir" diyen Davutoğlu, şöyle devam etti:

"İnşallah öyle veya böyle bir gün mutlaka Türkiye, AB üyesi olacaktır. O vakte kadar Avrupa’daki her liderin, her siyasi kesimin bilmesini istediğimi bir gerçek var. Türkiye Avrupa tarihinin bir parçasıdır, Avrupa geleceğinin sadece parçası değil öncüsü olacaktır. Avrupa kıtasının tarihi de geleceği de biz olmadan yazılamaz. 2002’de iktidara geldiğimizde o zaman başdanışman olarak daha sonra dışişleri bakanı olarak tam o yıllarda Avrupa, Brüksel kulislerinde şu konuşulurdu -biz de bu tezi çürütmeye çalışırdık- ’Türk ekonomisi çok zayıf, sıkıntıları var, AB’ye girerse Avrupa için yük olur.’ Kendi aralarındaki temel argüman buydu. 12 yıl geçti, şimdi Brüksel kulislerinde şu konuşuluyor, ’Türk ekonomisi Avrupa’ya göre çok güçlü, Avrupa’ya girerse nasıl hazmedeceğimizi bilemiyoruz.’ Geldiğimiz nokta bu. 12 yıl önce Türkiye’yi AB’ye almayanlar çok zayıf diye almıyorlardı şimdi çok güçlü diye almak istemiyorlar. Elhamdülillah. İster alsınlar ister almasınlar biz güçlü olmaya devam edeceğiz. Onların kapısında talepkar bir şekilde herhangi bir özel muamele istemeyeceğiz, dilenmeyeceğiz. Ama bilsinler ki eğer AB bir gün küresel güç olacaksa bunun yolu Türkiye’den geçer. Bunun geleceği Türkiye’de, İstanbul’da, Ankara’da eser. Bilsinler ki Türkiye AB üyesi olduğunda Türkiye hiçbir şey kaybetmeyecek ama üye olmazsa da Türkiye yoluna kararlı bir şekilde devam edecek ve bir gün AB üyeleri bizden gelip bu talebi kendileri dile getirecekler. Biz buna inanıyoruz. Kendi yolumuzda, tarihi yürüyüşümüzde tam bir doğru istikamet içinde yola devam edeceğiz."

"TÜRKİYE’YE DÖNÜK TAM BİR TEZVİRAT YAPILIYOR"

Londra ve Davos ziyaretlerinde temel hedeflerini açıklayan Davutoğlu, "Yaklaşık bir buçuk Gezi provokasyonlarından sonra Türkiye’ye dönük tam bir tezvirat yapılıyor, tam bir kara propaganda faaliyeti yapılıyor. Bu kara propaganda faaliyeti üzerinden Türkiye Cumhuriyeti’nin AK Parti dönemindeki başarı hikayesi gölgelenmek isteniyor" dedi.

Davutoğlu, "Bütün bakan arkadaşlarıma, ilgili kurum yetkililerimize, bir talimat verdim, ’Biz de dünyada seferberlik ilan ediyoruz.’ Bu ihanet çeteleri ülkemizi dünyada karalamak için ne yapıyorlarsa onların karşısında dünyanın her yerini dolaşıp gerçekleri anlatacağız ve Türkiye’nin başarı hikayesinin devam etmesi için elimizden geleni yapacağız. Bu tezviratlarına arkasında aslında İslam dünyasında Doğu’da tek başarı hikayesi olan AK Parti’nin başarı hikayesinin gölgeleme çabası var. Birileri istiyor ki İslam dünyası ya otoriter, zalim rejimlerle anılsın ya teröristlerle" ifadelerini kullandı.

"BARIŞ VE İTİDAL TEMAS GRUBU ÜYELERİYLE BİR KARŞI HAMLE BAŞLATIYORUZ"

Dün Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez’in başkanlığını yaptığı "Barış ve İtidal Temas Grubu" üyelerini kabul ettiğini hatırlatan Davutoğlu, "Bir karşı hamle başlatıyoruz. İslam dünyasında kardeşlik için mezhep ayrımcılığına karşı İslam dünyasının barış selamını dünyaya iletmek için her alanda mücadele etmeye devam edeceğiz. Gördüğüm manzara, özellikle Londra ve Davos’ta uluslararası finans çevrelerinde bütün bu tezviratlara rağmen Türkiye’ye olağanüstü bir ilgi var" dedi.

Son 3 yıl içerisinde Borsa İstanbul’un dünya borsa indekslerinde 30 kademe mesafe aldığını belirten Davutoğlu, "Finans kuruluşları ve yatırımcı şirketlerle yaptığımız toplantılarda Türk ekonomisinin başarısı konusunda ortak bir yaklaşım gördük. İnşallah çok ciddi bir ilgi önümüzdeki dönemde dış yatırımlarda büyük bir artış bekliyoruz" diye konuştu.

Davutoğlu, "Kim ne derse desin bizim yurtdışı temaslarımızda gördüğümüz gerçek, Türkiye önümüzdeki dönemde dünyada yatırımları en çok çeken ülkelerin başında gelecektir. Onlar tezviratlarına devam etsin biz yolumuza devam edeceğiz. Ülkemizin geleceğini aydınlatmaya, bu aydınlık geleceği birlikte kurmaya devam edeceğiz" dedi.

"CUMHURBAŞKANIMIZLA TAM BİR UYUM İÇERİSİNDEYİZ"

"Biz dünyanın önde gelen yatırımcı, finans kuruluşlarıyla önemli liderleriyle bir araya gelirken Türkiye’de birileri Ankara’nın dar koridorlarında küçük hesaplar içine girdiler" diye konuşan Davutoğlu, "Geçtiğimiz hafta Cumhurbaşkanımızın başkanlığında Bakanlar Kurulu’nu topladık. Bunu hemen istismara yöneldiler. Buradan hareketle bir takım tahrikleri, kendilerince küçük hesaplara dayalı tahrikleri başlatmaya çalıştılar. Bu kürsüden de birçok kürsüden de defaatlerce söyledim. Cumhurbaşkanımızla tam bir uyum içerisindeyiz ve Cumhurbaşkanımızla aramızdaki bu uyumun bozulmasına hiçbir şekilde izin vermeyiz. Bizim siyasetimiz vefa siyasetidir, bir dava ahlakı ve bir devlet geleneği içinde hareket ederiz. Bu sabah dahi Bahçeli muhtemelen de öğleden sonra Kılıçdaroğlu aynı konuda istismar yapmaya çalışacaklar. Biz bütün bu kadrolar olarak yola birlikte çıktık ve istikametimiz de bellidir. Bu istikamet büyük ve yükselen güç Türkiye istikametidir. Bu istikametten bizi kimse koparamaz" ifadelerini kullandı.

Bu sırada salondan "Dik dur eğilme, bu millet seninle" tezahüratları yükseldi.

Cumhurbaşkanı’nın Bakanlar Kurulu’na ihtiyaç hissetmesi halinde başkanlık yapmasının Anayasal bir yetki olduğunu ve söz konusu yetkinin daha önceki cumhurbaşkanları tarafından kullanıldığını hatırlatan Davutoğlu, şöyle devam etti:

"Şimdi de bizim kurucu genel başkanımız ve bu kürsüden bize yıllarca hitap etmiş bir Cumhurbaşkanı olarak, Cumhurbaşkanımızın bizimle bu kadar yakın bir temas ve çalışma temposu içinde olmasından daha doğal bir şey yok. Kıskanmasınlar. Kimse herhangi bir şekilde Cumhurbaşkanımızla benim, Cumhurbaşkanlığı ile Başbakanlık ya da Bakanlar Kurulu arasında ihtilaf çıkacağı ve buradan hareketle de Türkiye’de bir siyasi kriz, onlara alan açılacağı hesabına girmesinler. Biz onların bildiği siyasetçiler, devlet adamları değiliz. Biz hem dava ahlakını hem devlet geleneğini aynı kararlılıkla sürdürürüz. Yine bu çerçevede bir yetki çatışması olduğundan bahisle bir takım istismarlara kalkıştılar. Cumhurbaşkanımızla yaptığımız Bakanlar Kurulu toplantısı tam bir istişare, fikir zenginliği içinde cereyan etmiştir ama bütün hesap sorma ve sorumluluk anlamında muhatap Bakanlar Kurulu’dur. Bu konuda da ola ki eleştirecek bir husus olursa hiçbir şekilde Cumhurbaşkanımıza izam edilemez, hesap verecek olan biziz. Cumhurbaşkanımızla istişare ederek bu kararlı yola devam edecek olan da biziz. Buradan herhangi bir şekilde siyasi istismar konusu çıkarmaya kimse yeltenmesin."

YORGUNLUK MÜMKÜN MÜ ?

Başbakan Ahmet Davutoğlu, geçen hafta yurt dışı ziyaretleri nedeniyle grup toplantısının yapılamadığını belirterek, Avrupa’nın her köşesinde ve Türkiye’nin 3 köşesinde vatandaşlarla biraraya gelindiğinde bunun gönüllerin buluşması olduğunu ifade etti. Avrupa’ya gittiklerinde Brüksel’de Zürihli vatandaşlarla buluştuklarında bütün salonun albayraklarla dolu olduğunu anlatan Davutoğlu, ülkenin her köşesinde vatandaşlarla buluştuklarını dile getirdi. Davutoğlu, "Bizim siyasetimiz birlik siyasetidir, vahdet siyasetidir, yürek ve gönül siyasetidir, bunu anlayamazlar. Bir yörük Türkçesiyle yapılan duayı, Diyarbakır’da Kürtçe ’Seyidim’ diyerek bana sarılan dedenin duasını birarada düşünemezler. Onların zihinlerine karşı gelemezsin. Bizim zihinlerimiz ve gönüllerimiz ise Türkiye’nin Doğusunu batısını, kuzeyini güneyini birleştirir ve tek millet ve tek yürek yapar. Vatandaşlarımız arasında ayrım gözetmediğimiz gibi onların istikballeri konusunda hiçbir farklı vizyon ortaya koymayız. Muğla’da ne söylersek Diyarbakır’da onu söyleriz. Gördüğümüz tablo şu, her yer bu aynı, her yerde AK Parti kadrolarına beslenen ümit aynı. Kim ne ayrımcılık, bölücülük yaparsa yapsın onun arşında kale gibi Toroslar gibi dimdik duracak, devletin birliği, beraberliği, vahdetini devam ettireceğiz. Nasıl dualar ortaksa, semboller de ortaktı, sloganlar da ortaktı. O kadar memnun oldum ki büyük bir heyecanla döndüm bu bütün yurtiçi ve yurtdışı ziyaretlerinden. Biraz önce sordu bir arkadaşımız ’İnşallah, yorgun değil misin?’. Yorgunluk mümkün mü? Muğla’da, Batman’da, o heyecanı görünce oturmak, durmak bize yakışır mı? Bir sembol var ki albayrak. Sabah Bahçeli’yi dinledim. Aydın’da, Muğla’da ve Tekirdağ’da AK Parti kongre salonunu ne kadar güzel süslemişse, Diyarbakır’da da Batman’da da aynı güzellikte süslemiştir. Albayrağı her yere götüren tek bir kadro var, AK Parti kadrosu. Kimse bize milliyetçilik dersi vermeye kalkmasın. Milleyetcilik dersi verenler o albayrağı önce Türkiye’nin her yerinde sonra da dünyanın her yerinde dalgılandıracaklar. Ey Bahçeli, biz hayatımızı o albayrağa atfetmişiz. Somali, Bürüksel, Zürih semalarında da o bayrağı biz dalgalandırdık. Rahatsız olmuş. 28 Şubat gazetelerini açın bakın. Hilal operasyonu diye Türk baasçıları bayrağımızdan hilali kaldırmayı düşünenler çıktı. Aynı şekilde bölücü örgüt de Kürt kardeşlerimizin gönlünden o albayrağı silmeye çalıştı. Biz ne yaptık? Diyarbakır’da da, Batman’da da Türk ve Zazalarla, efelerle, Türkmenlerle o albayrağı semaya taşıdık. Hiçkimse bu konuda bizimle herhangi bir şekilde yarışmaya kalkmasın" şeklinde konuştu.

"Keşke Sayın Bahçeli, gelemez ya, Tunceli aklıma geliyor" diye konuşan Davutoğlu, "Hadi gelmedin ama bari televizyondan seyret. Binlerce kardeşimizin katıldığı kongrede nasıl dalgalandığını gör. Batmanlı genç kızların AK Parti’den albayraktan nasıl bir koridor oluşturduklarını gör. Biz, o sevdayı ülkenin her yerine nakış nakış işliyoruz. Nasıl Alparslan ordusunda Anadolu’nun bütün orduları bu ülkeyi bize vatan kılmak için savaşmışsa, nasıl Çankakkale’de, Sarıkamış’ta, Yemen’de omuz omuza son nefeslerinde Kelime-i Şahadet getirirken, Allah şahidim ki bu vatanın hiçbir fitne sokulmasına izin vermeyeceğiz. Al bayrak Türkiye Cumhuriyeti’nin sembolü kadar Alparslan, Selahattin Eyyübi’nin sembolüdür. Milliyetçilik, vatanperverlik, özgürlükçülük, ancak ve ancak bu ülkenin sembolünü yükseltmekle olur" ifadelerini kullandı.

"KİMSE BİZE TÜRKÇE DERSİ VERMESİN"

Ortak ruh ve bilinci harekete geçirmeye devam edeceklerine dikkati çeken Davutoğlu, "Benim konuşmamdan hem MHP hem HDP, hem de CHP rahatsız oldu. Doğru yolda olduğumuzun en iyi işareti budur. Çünkü onlar Diyarbakır üzerinden bu konuşmalar üzerinden aslında nasıl bir zihniyete sahip olduklarını ortaya koydular. HDP rahatsız oldu, çünkü 6-7 Ekim olaylarından sonra Kobani kışkırtmasından sonra oraya giden AK Parti Genel Başkanı olarak nasıl coşkuyla karşıladıklarını, nasıl albayraklarını sallandırdıklarını, ’Türk Kürt kardeştir, ayrım yapan kalleştir’ diye bağırmalarını gördüler rahatsız oldular. Dün, evvelsi gün Diyarbakır’da, geçen hafta Batman’da, Muğla’da, Tekirdağ’da da bu slogan atıldı. Biz, birleştirmemiş olsaydık muhtemelen o sloganı atan gençler karşılıklı çatışıyor olacaktı. Bizim siyasetimizin kardeşlik prensibi budur. Yine, Kürtçe selamlama anlayışım dolayısıyla MHP rahatsız olmuş. Ayrıca başka bir rahatsızlık daha var, HDP o bölücü anlayışın artık zemin kaybettiği görmekten rahatsız. MHP de Kürtçe üzerinden sanki Türkçe’ye sahip çıkıyormuş gibi davranarak bazı yerleri tahrik ediyor. Kimse bize Türkçe dersi vermesin. Biz, Karamanoğlu Mehmet Beyin diyarındanız" diye konuştu.

"YENİ BİR ORTADOĞU HEDEFLİYORUZ"

Davutoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Biz, Muğla’da, Toroslar’da Türkmen lehçesiyle konuşurken, Tekirdağ’da Rumeli lehçesiyle güzel Türkçe’mizi konuşurken Diyarbakır’da Kürtçe selam verirken beden diliyle değil, gönül diliyle, birlik beraberlik diliyle selam veriyoruz. Kulakları ve gönülleri öylesine kapalı ki. Sayın Bahçeli Türkçe’nin anadil olması dolayısıyla bunun doğru olduğunu söyledi ama şunu unuttu yine kendi iktidarı döneminde bir anne ki Türkçe bilmiyorsa hapishaneye gittiğinde Kürtçe konuşması yasaktı bu memlekette. Peki, şimdi Kürtçe’de bu şekilde belli bir sosyal hayatta kullanılıyor diye vatan bölünüyor mu? Hayır vatan bütünleşiyor, önemli olan neyi söylediğiniz. Nefret dili olarak konuşuluyorsa Türkçe de yanlıştır, Kürtçe de ama muhabbet dili olarak konuşuluyorsa hepsi azizdir. Yunus Emre’nin güzel Türkçesiyle Ahmet Hami’nin güzel Türkçesi birbirinden ayrılabilir mi? Bu ülkenin Başbakanı olarak ben 77 milyonun Başbakanıyım. Herkese istediği, irade ettiği, muhabbet duyduğu selamı vermek benim borcum. İster MHP, bu zıtlık ve tezat üzerinden bir siyasi istismar yapsın. Orada Kobani’den gelen kardeşlerime selam ettik. Bundan HDP de rahatsız oldu, çünkü HDP Kobani istismarı yaparak 6-7 Ekim olaylarını çıkardı. MHP de rahatsız, çünkü orada bu istismar ortadan kalktı onların da siyasi istismarının kapısı kapandı. Hiç kimse gocunmasın. Kobani’deki çocuk ile, Bayırbucak’taki Türkmen de bize tarihin mirasıdır. Sahip çıktık, çıkacağız ve çıkmaya devam edeceğiz. Eğer birileri, IŞID terör yapsın, ister PKK terör yapsın, hepsine karşı çıktık çıkmaya devam edeceğiz. Sormak vakti değil mi? Sayın Bahçeli, konuşuyorsun peki Bayırbucak Türkmenlerine yardım götüren MİT TIR’larına bu ihanet çetesi operasyon yaptığında neredeydin? O TIR’lar Bayırbucak Türkmenlerine gidiyordu. Niye sesini çıkarmadı? Niye o ihanet çetesinin yanında çatı aday gösterip o oyunlara geldin de bir kez bile Suriye Türkmenlerine yardım konusunda bizim yanımızda durmadın? Yeni bir Ortadoğu hedefliyoruz. Bugünkü IŞİD, PKK karşısında bizim Ortadoğu anlayışımız yeni bir kardeşlik politikası" ifadelerini kullandı.

HABERE YORUM KAT
Haberlere yorum yapanlar genel kuralları kabul etmiş sayılırlar. Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler