Anahtar Deliği 05.04.2016

İSTİFA ETMEM HİÇBİRŞEYİ DEĞİŞTİRMEZ   Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu(PFDK)’nın Trabzonlu üyesi Avukat Fatih Erdöl, Taka’dan Yahya Karabina’ya açıklamalarda bulundu.  Bakın haberin detayında neler var; Özellikle bu sezon Trabzonspor’un maruz kaldığı ha

Anahtar Deliği 05.04.2016
İSTİFA ETMEM HİÇBİRŞEYİ DEĞİŞTİRMEZ
 
Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu(PFDK)’nın Trabzonlu üyesi Avukat Fatih Erdöl, Taka’dan Yahya Karabina’ya açıklamalarda bulundu. 
Bakın haberin detayında neler var;
Özellikle bu sezon Trabzonspor’un maruz kaldığı hakem kararlarından ötürü eleştirilen ve istifa etmesi istenen PFDK üyesi Avukat Fatih Erdöl, istifa etmesinin hiçbir şeyi değiştirmeyeceğini söyledi. Erdöl şöyle devam etti: “Ben bu şehrin çocuğuyum. Ben burada okudum, burada futbol oynadım. Trabzon’umuzun birçok önemli ismiyle çalıştım. Benim için bu çok büyük kazanç. Öldüğüm zaman bu şehirde gömüleceğim. Ben bu halet-i ruhiyede bir insanım.’
 
“HEDEF NOKTAMIZ ADALET OLMALI”
 
‘Bazı kişiler, sadece gündeme gelme maksadıyla benim üzerimden bazı şeyleri devşirmeye çalışıyor. O da ben sustuğum için. Bunlar beni üzüyor. Bir tepki varsa bu tepkinin nedeni de olması lazım. Ben kendi kararlarımdan sorumluyum. Hukuksal olarak incelendiğinde kulüp ayrımı da yapmıyorum, ‘bizim hakkımız yenildi, ona başka davranıldı, bize farklı davranıldı’ diye benim bulunduğum kurulumla ilgili hiçkimse iddia edemez. Biz neyi istiyoruz? Buna bakmak lazım. Bu çok önemli. Ben vicdanımla karar verip olayları değerlendiriyorum. Bizim temel noktamızın adalet olması lazım.’
 
“NEDEN İSTİFA EDEYİM?”
 
‘Eleştirileri değerlendirirken benim kendi yakınlarımdan istifa etmem noktasında görüş bildirenler oldu. Fakat zaman geçtikçe, olaylar görüldükçe, olayların sonuçlarına bakıldıkça istifa etmemiş olmamın isabetli bir karar olduğu kanaatinde bir fikirbirliği oluştu. Ben olaya şöyle baktım. 1) İstifa etmem sorunu çözüyor mu?, 2)İstifa etmemin sorunu çözme noktasında herhangi bir olumlu yanı var mı?, 3) Benim yerime gelen nasıl reaksiyonlar verecek? Bunları bir bütün olarak düşündüğümde istifa etmememin daha doğru olacağı kanaatine vardım.’
 
“KANTARIN TOPUZU KAÇIYOR”
 
‘Ben federasyonun kapısından içeri girerken bundan önceki kısımlarla ilgili olan dönemi arkada bıraktım. Tarafsızlığımı zedeleyecek, gölge düşürecek ne bir eylemim oldu ne de söylemim oldu. Dosyayı okurken vicdanım ne diyorsa, kanaatim ne ise vicdanımı ve kanaatimi yansıtıyorum. Tabi ki bunu etkileyen faktörler var. Olaylar, olayların oluş biçimi gibi. Beni üzen şey ne oluyor? Birlikte çok uzun zaman vakit geçirdiğimiz arkadaşlar eleştiri yaparken kantarın topuzunu kaçırıyor. Beni hedef tahtasına koymalarını ve bu şehrin önüne atmalarını çok adil bulmuyorum.’
 
“İNSANLAR DUYGUSAL BAKIYOR”
 
‘Daha önceki örneklere de bakıyorum. Çok duygusal yaklaşılıyor. Ben hiçbir zaman hayatta günü kurtarayım düşüncesinde olmadım. Madem insanlar bu noktada bir güven gördüler, ben de buna layık olmak için çabalıyorum. Hakem üç tane düdüğü çalmadı, ofsaytı görmedi diye ‘Fatih Erdöl istifa etsin’ mantığını kabul etmiyorum. Kulüplerüstü, tarafsız yargılama yapan bir kurulun üyesiyim. Keşke hiçbir kulübün hakkı yenmese, hiçbir hakem hata yapmasa. Futbolun içinden geldiğim için sahadaki o terin ne kadar değerli olduğunu bilenlerden biriyim.’
 
“TARAFSIZLIĞINI YİTİREN HAKEM”
 
‘Tarafsızlığını yitirdiğine inanılan şahısların hakemlik yapmasını doğru bulmuyorum. Bunla ilgili Federasyon Başkanımız da gerekli açıklamayı yaptı. Bir hakem, ‘Ben düdüğü elime aldım, istediğim gibi çalarım, istediğim takımın kaderini istediğim gibi tayin ederim’ anlayışındaysa bu anlayışta olduğu son müsabaka olur. Futbol milyon dolarlık bir endüstri haline geldi. Bu endüstriyi şaibeli hale getirecek, çeşitli spekülasyonlara açmak hiçkimsenin haddine değil. Biz şehir olarak Trabzon’un değerlerini yüceltmemiz lazım, değerlere sahip çıkmamız lazım.
 
İBRAHİM USTA VE MUSTAFA BEYAZLI’YI HATIRLADINIZ MI? 2.SAYFADA
 
 
İBRAHİM USTA VE MUSTAFA BEYAZLI’YI HATIRLADINIZ MI?
 
Fatih Erdöl’ün bu açıklamaları bize TFF’nin eski yönetimini hatırlattı.
Hatırlarsanız o dönem Mustafa Beyazlı’ya istifa et baskısı vardı.
Halbuki Beyazlı Fenerbahçe şike yaptı diyerek bütün TFF’nin aldığı kararlara şerh koyuyordu.
Ama buna rağmen Sadri Şener’in adamıdır, Faruk Özak’ın adamıdır diyerek Mustafa Beyazlı’yı al aşa etmenin çarelerini aradılar. Yetmedi eleştirdiler. Yetmedi yerden yere vurdular.
Şimdi Fatih Erdöl’de aynısını söylüyor. İstifa etmem neyi değiştirir. Kalayım burada hak arayayım, Türk futbolu için çare olayım. Katılıyoruz. Sayın Erdöl yoluna bak. Beyazlı’ya yapılanların aynısını sana yapıyorlar yılma.
Bunu değişken İbrahim Usta’yı da es geçmeyelim.
O kadar uğraşıyor. Önünü kesmek için Fener, Galatasaray ve Beşiktaş lobisi çırpınıp istifa etmesini istiyor. O da direniyor. Ceza bile verdiler. Susturmak istediler. Usta’ya da mesajımız; İstifa etme diren.
 
TRABZON’DA O GAZETECİLER BİRBİRLERİNE ÇATTI 3.SAYFADA
 
 
TRABZON’DA O GAZETECİLER BİRBİRLERİNE ÇATTI
 
Trabzonspor Kulübü Yönetimi yeni açılımlarla karşımıza çıkıyor.
Kimisi olumlu karşılanıyor kimisi olumsuz.
Trabzon Medyası da bazen bu kapsama giriyor.
Yönetim Antep deplasmanına giderken Trabzon medyasından imtiyaz sahiplerini TGC ve TSYD Başkan ve yöneticilerini kafileyle birlikte maça götürdü.
Bu davet Trabzon medyasında farklı yankılandı.
İki gazeteciyi Adnan Sungur ve Murat Taşkın isim vermeden bir birlerine salvo yaptı.
İlk eleştiri Adnan Sungur’dan geldi.
Ama çok ağır bir şekilde.
Sugur önce şunları yazdı; 
 
HASAN BAHADIR'I KUTLUYORUM
 
Bilmem hatırlarmısınız bundan 10-15 gün önce Trabzonspor başkanı Muharrem Usta, Aspor'da, "Trabzon'da ulusal medyada konuşacak yazacak 10 gazeteci bulunmuyor" şeklinde özetlenebilecek bir açıklama yapmıştı. Bunun üzerine meslek kuruluşları tepkilerini dile getirmişti. Usta ve yönetimi hemen bir karar aldı ve Trabzon'da yayın yapan gazetelerin üst düzey yöneticilerini Gaziantepspor maçına özel uçakla götürüp, misafir etme kararı verdi.Uİsta'ya tepki gösteren gazeteciler başta olmak üzere birçoğu bu bedava seyahate balıklama atladı. Ancak SonNokta Gazetesi'nden başta Hasan Bahadır olmak üzere davetli hiç kimse bu seyahate katılmadı. Bu gazeteyi ve Hasan Bahadır'ı kutluyorum. Tüm diğer gazete ve gazetecilere de örnek olmasını diliyorum.Seyahate katılmayan davetli başka gazeteci varsa onlar da bunu bana söyleyebilir. Onlar için de yazarım. Gazeteci, kim ve nasıl olursa olsun, birilerinin bu tür davetlerini nazikçe geri çevirmesini bilmelidir. Eğer haber varsa seyahatlere katılabilir tabii ki ama kendi kurumunun gücüyle...Bunu kaç kişi anlar bilmiyorum umarım her gazeteci bir gün bu çizgiye gelebilir. Saygılar sunuyorum sevgili dostlarım..”
İşte bu yorum kıyameti kopardı.
Davete katılan Murat Taşkın da Adnan Sungur’un adını vermeden, “Ben varsam Trabzonspor var yoksam yok” diyerek eleştirdi.
Taşkın Sungur için şunları yazdı;
 
“YANAYIM AKLINIZA!”
 
Trabzonspor Başkanı Muharrem Usta’nın geçen haftaki “maksadını aşan” söylemleri ile ilgili gelişmeleri ve tepkileri tekrarlamaya gerek yok!
Hem basın mensubu olarak kişisel, hem de meslektaşlarımız adına yüklendiğimiz TSYD Trabzon Şube Başkanı sıfatıyla, söylenmesi, yazılması ve ortaya konması gereken tepkileri olabildiğince yerine getirdik.
Net bir sonuca varamasak da; “Her şerde bir hayır vardır” gerçeğine işi tevdi ettik. Çünkü ortada önce Trabzon, sonra Türkiye’nin değerlerinden olan Trabzonspor vardı.
Yani; kızdık ama kin gütmedik. Sorunu büyütme yerine çözümü sağlama üzerine odaklandık. Üzerine basa basa söylüyorum; doğrusunu yaptık. Yapmaya devam ediyoruz…
*
Sonra, futbol adına tek müspet hareket yapamadan (gol hariç), Trabzonspor’un 1-0 galip geldiği Gaziantepspor mücadelesine çıplak gözle tanıklık ettik. Ondan önce de, TGC Başkanı Turgut Özdemir ve bazı meslektaşlarımızda Muharrem Usta ile kahvaltı masasında müzakereleri sürdürdük.
Tabi ki sorunun merkezine mesleğimizi ve Trabzonspor’u oturtarak…
*
Bulunduk bulunmasına da, ömrünü bu işe tahsis edecek emek veren tepedekilerden, daha henüz ayağa kalkamadığı için rüştünü ispat edemeyecek durumda olandan bazılarını anlamakta güçlük çektik.
*
Kimleri mi?
*
Kendi doğrusundan başka doğru tanımayacak kadar yobaz olup, 500 liralık bir seyahat için meslektaşlarına “beleşciliği” yakıştıranları…
Ömer Hayyam’ın “Ben var dünya var, ben yok dünya yok” demesi gibi, “Ben var Trabzonspor var, ben yok Trabzonspor yok” sanan bencilleri…
Meslekte daha “zurnanın son deliği” bile olamadan, boynundan büyük ithamlarda bulunanları…
Aynaya bakarak sahne alma yerine, geçmişinde “Dinime küfreden bari müselman olsa” dedirtecek kadar çamura ve çirkefe bulaşmış riyakârları…
Özetle, hep alçak yerdeki tepecikler oldukları için kendilerini zirve sananları…
Bunlara söylenecek o kadar çok “kem söz” var ki!
Ama onlar gibi yaparsak, onlara benzeriz gerçeği ortada olduğuna göre, onlar gibi olmak mı? Allah göstermesin!
*
Ama yine de bunlara baktığım zaman, aklımın almadığı değil, hayalime bile gelmeyecek bir şeyler var.
*
Neler mi?
*
Bu aklı evveller, 60’ya merdiven dayamış yaşımıza, 40 yıla yaklaşan meslek hayatımıza ve de onca tecrübe edinmişliğimize rağmen, kendilerinin kafalarından geçenlerin, bizim kırk kat daha fazlası ile ve de onlardan çok daha önceleri aklımıza getirebileceğimizi, düşünebileceğimizi nasıl hesap etmezler?
*
Onun için bu zevata halk arasındaki tabirle “Yanayım aklınıza” diyorum.
Ve de onlardan; “Kafalarına gelenin, benim aklıma gelmediğini sananlar zavallılardır” diye söz ediyorum.
Ve de ardına ekliyorum:
-“Bir işi yaparken, hakkınızı ve hukukunuzu; ille de haddinizi bilerek hareket edin.”
*
Ve de, “Söz konusu Trabzonspor ise gerisi teferruattır” diyerek yaşantısını kişiler ve isimler üzerinden dizayn edenlere “son bir hatırlatma” daha yaparak bitiriyorum:
“Büyük insanlar fikirlerle, orta insanlar olaylarla, küçük insanlar insanlarla meşgul olurlar.”
 
SÜLEYMAN SOYLU’NUN ‘YILDIRIMHAN’ ATAMASI 4.SAYFADA
 
 
 
SÜLEYMAN SOYLU’NUN ‘YILDIRIMHAN’ ATAMASI
 
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Süleyman Soylu müsteşar yardımcısı olarak Mazhar Yıldırımhan’ı Ankara’ya yanına aldı. Yıldırımhan’ı önce Trabzon Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreterliğine düşündü. Orası dolu olduğu için bu olmadı. Bu atamayla ilgili dün çarpıcı yorumlar geldi. Bunlardan en ilgincini Yayın Danışmanımız gazeteci-yazar Levent Ustabaşı sosyal medya hesabından yazdı.
“Mini analiz” başlığındaki yazısında;
Trabzon Vakıflar Bölge Müdürü Mazhar Yıldırımhan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Müsteşar Yardımcılığı görevine atandı.Trabzon rahatladı. Hayırlısı olsun.Bakan Soylu Yıldırımhan'ı Trabzon Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri yapmak istiyordu.Fakat bu isteği Saray'dan geçmedi.Hatta Başkan OFG ile Bakan Soylu makamda tartıştı, buzlar günlerce erimedi.Ben Yıldırımhan'ın Müsteşar Yardımcılığını zaten daha önce kabul etmediğini duymuştum lakin demekki ikna edildi.Demekki;İlerisi için başka bir görevin sözünü aldı.
Dışına çıkıp bir de gökyüzünden İHA ile bakarsak bu duruma;> Bu gelişme Bakan Soylu'nun ilk golü yediğini gösteriyor < Yakında;Detaylandıracağım..”
Bu yoruma katılanlar oldu katılmayanlar.
Hatta Süleyman Soylu gibi DYP ve DP kökenli Onur Sağır, Ustabaşı’nın yorumuna katılmadığını belirterek, “Süleyman soylu gol yemez gol atar bu benden söylemesi..” diyerek yaklaştı.
Diğer taraftan bazılarına göre de Süleyman Soylu Mazhar Yıldırımhan’ı ödüllendirdi. Seçim boyunca yanından ayrılmadı çok çalıştı ve bunun karşılığını aldı.  Ayrıca böylece milli görüşten gelen Yıldırımhan ile Trabzon’daki milli görüş tabanına da , “Bakın siz değerlisiniz safları sıklaştırın” mesajı verdi. Yani bir taşla iki kuş vurmuş oldu.
Bakan Soylu’nun Trabzon’da ekip yapmaya çalıştığı da uzun süredir kulislerde konuşuluyor. Ama bir türlü istediği hamleyi yapamıyor. Belediyede istediği bazı noktalar var. Fakat buna da Başkan Gümrükçüoğlu müsade etmiyor. Başkan istemiyor. Belediyede tek olmak tamamına hakim olarak istediğini yapmak istiyor. Bakan Soylu da “Trabzon’un bakanı benim benim dediğimi yapın” diyor. 
Sadece böyle sorunu sayın Bakan bey Belediyede yaşamıyor.
Bürokrasi kesiminde de yaşıyor.
Lakin sayın Bakanı Trabzon’un lideri benim demek istiyor ama yanında 3-4 kişiyle bunu yapabileceğini sanıyor. Halbuki lider olma her kesimde görüşlerini dinleyeceği, onlarla hareket edeceği geniş bir yelpazede düşünmesi gerekirken yanlış adımlar bazen atıyor.
Trabzon medyasında onu yanlış yönlendiren ‘evet evet sayın bakanım. Doğru yapıyorsunuz siz yapın bakmayın onlara” diyenlerle çevrili etrafı..
Yanlış ve hatalı adımlar atması kolaylaşıyor.
Dikkat etmesi gerekiyor.
Trabzon bakansızlıktan çok çekti.
Onu yıpratma niyetine değiliz.
Doğruları gösterme ve sağlam adım atmasını istiyoruz.
Daha önce biz çok bu konularda yanlış yapanları gördük uyardık yine uyaracağız.
 
TANJU ÇOLAK’I YALANLAYAN YÖNETİCİ 5.SAYFADA
 
 
TANJU ÇOLAK’I YALANLAYAN YÖNETİCİ
 
Önceki akşam canlı yayında konuşan ünlü spor yorumcusu Tanju Çolak Trabzonspor ile ilgili bomba bir iddia ortaya attı.
Ve dediki; “Trabzonspor gelecek sezon için Braga teknik direktörü Paulo Fonseca ile anlaşmaya vardı.”
Bu bilgiyi Başkan Muharrem Usta’dan yada bir yöneticiden aldığını da söylemedi.
Bilgiyi Makedonya’dan bir arkadaşından aldığını söyledi.
Ardından herkes birşey söyledi.
Kimisi de anlaşma kesin yardımcısı Bosingwa dedi.
Yani herşey planlanmış.
Fakat Trabzonspor Basın Sözcüsü Asım Örem ise Haber61’den Tuncay Lakot arkadaşımıza, böyle bir görüşme olmadığını söyledi.
Yani Tanju Çolak’ı yalanladı.
Bakalım kim haklı çıkacak?

HABERE YORUM KAT
Haberlere yorum yapanlar genel kuralları kabul etmiş sayılırlar. Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler
Gündem