Trabzonlu Yarbayın Balyoz Gibi İsyanı!

Balyoz’dan ceza alan Trabzonlu Yarbay Yunus Nadi Erkut’un mektubu vicdanları sızlattı. Erkut, yazdığı mektupla Balyoz Davası’nı anlattı, “2007 model aracı 2003 yılında çalmam imkansız” dedi. Hemşehrilerine seslenen Erkut, “18 yaşında seve seve hayatını va

Trabzonlu Yarbayın Balyoz Gibi İsyanı!

Balyoz’dan ceza alan Trabzonlu Yarbay Yunus Nadi Erkut’un mektubu vicdanları sızlattı. Erkut, yazdığı mektupla Balyoz Davası’nı anlattı, “2007 model aracı 2003 yılında çalmam imkansız” dedi.

 
Hemşehrilerine seslenen Erkut, “18 yaşında seve seve hayatını vatana feda etmek üzere yemin etmiş ve bu uğurda hayatını vatana hizmetle geçirmiş Türk subaylarından biriyim” dedi. 
 
Balyoz Eylem Planı kapsamında tutuklanarak 6 yıl hapis cezası alan Trabzonlu Yarbay Yunus Nadi Erkut, Hasdal Cezaevi’nden CHP Trabzon Merkez İlçe Başkanı Ahmet Kaya’ya gönderdiği mektupta vicdanlara seslendi. Yarbay Erkut, 2003 yılında çaldığı iddia edilen Mercedes marka otomobilin 2007 model olduğunun ortaya çıktığını belirterek, "2007 model aracı 2003 yılında çalmam imkansız" dedi.
 
TRABZONLU OLMAK AYRICALIKTIR
Trabzonlu Yarbay Yunus Nadi Erkut, Ahmet Kaya’ya hitaben "Bu mektubu size bir hemşehri olarak, siyasi kimliğinize değil vicdani kimliğinize hitap etmek üzere yazıyorum" diyerek şu ifadeleri kullandı: "Trabzon demek, zorlu iklim ve arazi koşullarının içinde tırnaklarla kazıyarak bir hayat çıkarmak, inatla yaşamak demektir. Trabzon demek, yeşilin her tonuna sahip tabiat harikası doğayla bütünleşmek, hırçın ve hepsinden önemlisi mertlik, dürüstlük demektir. Ayrıcalıktır Trabzonlu olmak. Ne mutlu bana ki ben bu ayrıcalığa sahip insanlardan biriyim!
 
BEN TRABZONLU YARBAY NADİ ERKUT’UM
Ben, dedeleri Sarıkamış’ta şehit düştüğü için bir daha geri dönememiş, 18 yaşında ‘seve seve hayatını vatana feda etmek üzere yemin etmiş’ ve bu uğurda hayatını vatana hizmetle geçirmiş Türk subaylarından biriyim. Ben, 14 yaşında askeri lise öğrencisi olarak başladığı askerlik hayatına, hain bir oyunun sonucu 45 yaşında son verilmiş Trabzonlu Yarbay Yunus Nadi Erkut’um." 
 
YÜCE MİLLETİMİZ KANDIRILIYOR
Erkut, şu ibareleri kullandı: "Yaşadığımız günler, tarihe tanıklık ettiğimiz günlerdir. Ben sizden farklı olarak bu süreci bire bir yaşıyorum. Doğru olmadığını, yalan olduğunu adım gibi bildiğim konuların, sanki gerçekmiş gibi, büyük bir plan ortaya çıkarılmış gibi sunulması, sunuluş şeklini ve bunun amigoluğunu yapanları bazen hayretle, bazen de kızarak izliyorum. Birtakım insanların anlaşılması çok kolay sahteciliklere bilerek sırt çevirmeleri, görmezden gelmeleri, halkımızı kandırma ve yanlış yönlendirme doğrultusundaki çabaları inanılır gibi değil..." 
 
HUKUKSUZLUK VE SAHTECİLİK
 
BÖYLE BİR SÜREÇ
Erkut, "2010 yılında gönderilen imzasız, isimsiz bir e-posta ihbarıyla, 2013 yılında Mercedes marka bir otomobil çaldığınız gerekçesiyle önce tutuklandığınızı ve sonucunda ceza aldığınızı düşünün. Mahkeme süreci boyunca, 2003 yılında çaldığınız iddia edilen Mercedes’in aslında 2007 model olduğunu, 2007 model bir aracı 2003 yılında çalmanızın imkansız olduğunu resim ve görüntüleriyle ortaya koymanıza, hatta Mercedes konusunda uzman bir kişiyi mahkemede dinletmenize rağmen durumun değiştirildiğini hayal edin. İşte bizim yaşadığımız süreç en özet ve basın haliyle böyle bir süreç" dedi.
 
VİCDAN ÖNEMLİ
"Yüreğinde Allah korkusu olan herkes kul hakkı yemenin ne anlama geldiğini bilir" görüşünü dile getiren Yarbay, yaşadıklarını "hukuksuzluk" olarak yorumladı: "Bizim haklarımız çiğnenerek, özgürlüklerimiz elimizden alındı. Kaybettiğimiz günlerin geri dönüşü asla mümkün değil. Bugüne kadar yaşamış olduğunuz hayat, iftira ve yalanlarla çalındı. Yaşadığımız hukuksuzluk ve sahteciliktir. Bu hukuksuzluğu Trabzonlu hemşehrilerimle paylaşıyorum. Çok değerli hemşehrilerimin düşünceleri vicdanlarında oluşan karar, benim, bizim için mahkemenin verdiği karardan çok önemli...
 
BENİ ASLA YILDIRAMAZLAR
Kendinize bir sorun, tüm bunlar neden yapıldı? Bu kadar sahtecilik ve iftira ortada iken yüzlerce insana neden ceza verildi? Bugün yaşadıklarımızı, hangi anlayışların yükselişe geçtiğini, hangi değerlerin yok edilmeye ve unutturulmaya çalışıldığını zihninizde canlandırırsak, sorunun cevabını da vermiş oluruz. Yaşadıklarım ve yaşamaya devam ettiklerim beni asla yıldırmadı. İnatla ve sabırla karşılaştığım haksızlıklarla mücadele etmeye ve gerçekleri anlatmaya devam edeceğim."
 
HEPSİ SAHTE ÇÜNKÜ
 
"ARALIK 2002 ve Mart 2003 tarihleri arasında hazırlandığı iddia edilen binlerce dijital veri delil gösterilerek suçlanıyoruz" diyen Yarbay Nadi Erkut, mektubuna şu ifadelerle devam etti: "CD’lerin içine kayıtlı binlerce yazı, liste, çizelge... Hepsi sahte. Sahte çünkü: 
• Bu CD’lerin içeriklerinin Aralık 2002 ve Mart 2003 tarihleri arasında oluşturulması mümkün olmadığını, 2007 ve sonrasında oluşturulabileceğini bilimsel olarak ortaya koyan tam otuz tane uzman raporu var.
• Bu CD’lerde; o tarihte yurt dışında görevde olduğunu, Türkiye’ye hiç giriş çıkış yapmadığını ispatlayan kişilerin hazırladığı iddia edilen yazı ve listeler var.
• CD’lerin üzerinde, el yazılarının iddia edilen kişiye ait olmadığını, sonradan makine ile yazıldığını ortaya koyan iki tane rapor var.
• İddia edilen suçlamaları onaylayan bir tane, evet bir tane tanık ifadesi veya sanık beyan eden yok. 
 
DARBELERLE HESAPLAŞILSIN AMA!..
 
Yarbay Erkut, “1960’ta hayatta olmayan, 1970’te üç yaşında, 1980’de ise 13 yaşında olan ben ve benim gibi yüzlerce insan üzerinden görülüyor. Bunun vicdanla, hukukla, adaletle izah edilebilecek hiçbir yönü yok. Tamam darbelerle hesaplaşılsın, buna itirazımız yok. Ama gerçekten hesaplaşma söz konusu ise, Türkiye ve milletimiz için kötü sonuçlar doğurmuş, muasır medeniyetler seviyesinde ulaşmamızın önüne set çeken her olayla ve failleriyle de samimiyetle hesaplaşılsın. Bırakın gerçek olmasını bir yana, hiçbir zaman planlanmamış ve hayatta düşünülmemiş darbeleri gerçekmiş gibi sunarak yüzlerce masum insanın hakkını yemenin ahını almanın kimseye faydası olmaz” dedi.

HABERE YORUM KAT
Haberlere yorum yapanlar genel kuralları kabul etmiş sayılırlar. Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler