Türkiye'de, geçmiş yıllarda evlerin vazgeçilmezlerinden olan el süpürgesinin yerini teknolojik gelişmeyle birlikte, elektrik süpürgeleri aldı.

Merkeze bağlı Gürbulak beldesinde el süpürgeciliği yaparak geçimini sağlayan Davut Bilgin, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ilkokulu bitirdikten sonra babası tarafından beldenin Güzelyalı Mahallesi'nde süpürgecilik yapan bir komşularının yanına çırak olarak verildiğini söyledi.

Bilgin, 35 yıl önce süpürgeciliğin iyi gelir getiren bir meslek olduğunu belirterek, ''Babam da bu düşünceyle hareket ederek bir zanaat öğrenmem için beni süpürge ustasının yanına gönderdi. O yıllarda işlerimiz çok iyiydi, iyi kazanıyorduk. Süpürge siparişlerini yetiştirmekte zorlanıyorduk. Tüketimi çok, kazancı boldu'' dedi.

Süpürgenin geçmiş yıllarda birçok kullanım alanı olduğunu anlatan Bilgin, ''Her şeyin değiştiği dünyada bizim mesleğimiz de olumsuz yönde etkilendi. Günümüzde evi bu süpürgeyle temizleyemezsiniz. Toz çıkarmaktan başta bir işe yaramaz, ancak balkon, merdiven süpürmek, kapı önü temizliği için kullanılabilir. Kısacası mesleğimiz teknolojiye yenildi, el süpürgeciliğinin yerini elektrikli süpürgeler aldı'' diye konuştu.

Süpürgecilik yaparak evinin geçimini sağladığını ve çocuklarını okuttuğunu ifade eden Bilgin, şunları söyledi:

''Bugüne kadar kimseye muhtaç olmadık, ancak babamın gelecek görerek beni yönlendirdiği bu meslekte artık gelecek yok. Gelecek görmediğim için çocuklarımı dükkana bile yanaştırmadım. Biri üniversitede biri de lisede okuyor. Onlar okusun, iyi birer meslek sahibi olsunlar istedim. İnşallah okur ve başarılı olurlar. Eskiden mesleğimiz bir aileyi geçindirebiliyordu, şimdi durum zorlaştı.''

     -''ÇEKTİĞİMİZ ZAHMETİ BİLSELER SÜPÜRGE İÇİN PAZARLIK YAPMAZLAR''-

Süpürgede kullandıkları malzemenin Edirne'de üretildiğini, ancak kendisinin malzemeleri Samsun'un Çarşamba ilçesinden aracılardan aldığını belirten Bilgin, ''Çarşamba buraya yakın olduğu için daha kolay oluyor. Ürün bulmakta zorluk yaşamıyoruz. Tarım ürünü gibi, kurak olduğu zamanlarda ya da üretim az olduğunda fiyatı pahalı oluyor. Kilosu şu an 2.5 lira civarında'' dedi.

Bilgin, süpürgeciliğin de birçok el sanatı gibi biten bir meslek olduğuna dikkati çekerek, ''Bu mesleğin devamı yok. Beldemizde sadece kardeşimle ben bu işle uğraşıyoruz. Biz de bırakınca peşi yok, çünkü çırak yetiştirmedik, çocuklarımıza da öğretmedik. Trabzon'da da aynı şekilde bu işi yapan 3-5 kişi kaldı. Onlar da bırakınca meslek Trabzon'da tamamen bitecek'' diye konuştu.

Günde 10-12 saat süpürge yapımıyla uğraştıklarına dikkati çeken Bilgin, şöyle devam etti:

''Zahmetli iş ama bu çalışmanın, emeğin karşılığı yok. Asgari ücretli 8 saat çalışıyor, biz 10-12 saat arasında çalışıyoruz ama asgari ücret kadar gelirimiz yok. Süpürge senenin 12 ayı satılan bir ürün değil. Temmuz, ağustos gibi satışlar başlar. Ağustos ve eylül ayından sonra kış gelir ve ekmek parası zor çıkar. Süpürgecilikte emek fazla. Emek edersin ama sonunda kazanırsın, onun için de azmedersin. Ama bizim meslekte böyle bir şey yok. Emek etsen de sonunda kazancın belli değil. Geçen sene 7 bin lira sermayem vardı, şimdi 2 bin 500 liraya indi. Onun için süpürgecilikten kazanılan para belli değil.''

Davut Bilgin, ellerindeki nasırları göstererek, ''Sigorta ödüyorum. Emekli olursam bu işi bırakacağım. Artık yapmam, çünkü tozu, toprağı, zahmeti çok. Bir süpürge yaklaşık 17 aşamadan geçerek süpürge halini alıyor. Vatandaş pazarda 5 liraya satılan süpürgeyi daha ucuza alabilmek için pazarlık yapıyor. Çektiğimiz zahmeti bilseler süpürge için pazarlık yapmazlar'' dedi.