Trabzon'dan Ankara'ya sert sözler

 Başkent Ankara’da son dönemlerde iyice kızışan siyasetin Trabzon’daki yansımaları sert olmaya başladı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “Biz her türlü milliyetçiliği ayaklarımızın altına almış bir partiyiz" sözlerine muhalefetten sert tepki gelmişti.Başbak

Trabzon'dan Ankara'ya sert sözler

 

Başkent Ankara’da son dönemlerde iyice kızışan siyasetin Trabzon’daki yansımaları sert olmaya başladı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “Biz her türlü milliyetçiliği ayaklarımızın altına almış bir partiyiz" sözlerine muhalefetten sert tepki gelmişti.

Başbakan Erdoğan’ın bu çıkışına Trabzon siyasetinden sert tepkiler gelmişti MHP ve CHP’nin ardından sivil toplum kuruluşları da tepkilerini göstermeye başladı. Bu tepkilere bir yenisi daha eklendi. Ülkü Ocakları Trabzon İl Başkanlığının yaptığı açıklamada “Milli birlik ve beraberliğimize savaş açanlar, milliyetçileri kendileri için bir engel olarak görmüş olacaklar ki, son günlerde Ülkücü-Milliyetçi kişi ve kurumlara yönelik saldırılar artmıştır. Kaynağını ihanetten, cesaretini terör ve onun siyasal uzantılarından alan bu tür suçlamalar dün olduğu gibi bugün de Ülkücüleri asla yıpratamayacak ve yolundan asla döndüremeyecektir.”ifadelerine yer verildi.

Türkiye’de ayrım yapılmıyor

Ülkü ocakları adına açıklamayı yapan Koray Öztürk, “ Kürt olduğunu saklamak zorunda kaldığı iddiasını ortaya atan Çağlayan, bugün Türkiye Cumhuriyeti Hükümetinde bakan olabilmektedir. Bu durum Türkiye’de vatandaşlar arasında bir ayrım yapılmadığının göstergesidir. Cumhuriyet tarihinde pek çok farklı kimlikten politikacı olduğu da herkesçe bilinen bir vakıadır. Çağlayan kimliğini gizleyerek bakan olabildiği iddiasında bulunacak kadar ileriye gitmekten de çekinmemiştir. Hangi devlet istediği zaman bakan olacak bir kişinin kimliği hakkında araştırma yapamayacak durumdadır? Eğer bugün Türkiye’de kimliği nedeniyle birinin görev alamaması istense bunun için kişinin kimliğini itiraf etmesini beklemeye gerek var mıdır?”şeklinde sordu.

Başbakan Mektubu tam okumadı

Öztürk, “Başbakan şehidimiz Mustafa Pehlivanoğlu’nun mektubunu okurken ağlamıştır. O mektup bir şehidin son arzudur ve “Şunu hiç bir zaman unutmasınlar ki, Mustafa’lar ölür, Allah davası ölmez, milliyetçilik yaşar. Kellemi verdiğim bu yolun zaferi yakındır. Zafer her zaman Allah’a inananlarındır.” diye biter. Ancak o mektubu okuyan Sayın Başbakan bu ifadeleri dillendirmeyerek, ebediyete göçmüş bir şehidin aziz hatırasına saygısızlık etmiştir. Bu tavrın arka planındaki düşünce bulanıklığını ve samimiyetsizliği de milletimizin takdirine bırakıyoruz. Ancak Çağlayan bir eski Ülkücü olarak Başbakanın bu davranışından nedense rahatsız olmamakta, AKP çatısı altında siyasi yaşamına devam etmektedir.”dedi.

Bu söz neyi ifade etmektedir

Başbakan Erdoğan’ın toplantısını değerlendiren Öztürk, “ MHP’nin milli bir tavır sergilemediğini belirtmiştir. Öncelikle sorulması gereken soru şudur: “Erdoğan hangi milletin milli tavrından söz etmektedir?” Her çeşit milliyetçiliği ayakları altında ezdiğini söyleyen Başbakan ya milli tavrın ne olduğunu açıklamalı ya da kurulduğu günden bu yana Türk Milleti’nin emrinde olan Milliyetçi-Ülkücü camiaya bu şekilde dil uzatmamalıdır. Kendini milletimizi ayrıştırmaya adayan Erdoğan’ın milli tavır dersi vermeye kalkışması trajikomik bir olaydır. Hem şehitlerin kemiklerini sızlatacak bir faaliyet içine asla girmeyeceğini söyleyip şehide kelle, terörist başına sayın diyen kendisi değil midir?”şeklinde konuştu. 

HABERE YORUM KAT
Haberlere yorum yapanlar genel kuralları kabul etmiş sayılırlar. Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler
Bölgesel