Trabzon esnafı kan ağlıyor

Bir zamanlar Trabzon'da igne atsanız yere düşmeyecek, işlerin hayli yolunda olduğu ve birliktelikleri ile herkesin gıpta ile baktığı bir yerdi Trabzon'un tabakhane köprüsü bitimindeki 40 Merdivenler çarşısı. Özellikle ayakkabı sektörünün can damarıydı bur

Trabzon esnafı kan ağlıyor

Bir zamanlar Trabzon'da igne atsanız yere düşmeyecek, işlerin hayli yolunda olduğu ve birliktelikleri ile herkesin gıpta ile baktığı bir yerdi Trabzon'un tabakhane köprüsü bitimindeki 40 Merdivenler çarşısı. Özellikle ayakkabı sektörünün can damarıydı burası. Ekonomik kriz ve büyük alışveriş merkezlerinin çoğalmasıyla yavaş yavaş iflasa sürüklenen, banka kredileri ile borç batağına giren esnaf şimdilerde sinek avlıyor. Çarşı sadece bir ara sokak olarak kadınlar pazarından tabakhaneye çıkmak isteyen vatandaşlar tarafından kullanılıyor. Alışveriş yapana rastlamak ise çok zor. Siftah yapan işyeri sahipleri sanki milyarlar kazanmış gibi mutlu oluyor. Fakat nereye kadar.

BÖYLE BİR KRİZ GÖRMEDİK
Kapanan dükkanları gördükçe acaba bizim sonumuzda böyle olacak diyen Ümit Kundura'nın sahibi Savaş Çuvalcı yıllardır bu mesleği icra ettiğini fakat son iki yılda yaşanan işsizliği hiç ama hiç yaşamadıklarını belirterek, “Nasıl oldu, neden oldu anlamadık. Yıllardır zam yapmadan satış yapıyoruz. Fakat artık kimse bu çarşıya uğramıyor. Büyük alışveriş merkezleri açılınca herkes oralara gidiyor sırf markalı bile bizim sattığımız kalitedeki ayakkabılara faiş fiyatlar veriyorlar. Geleceğimizden ümütsisiz. Devlet şu fındık paralarını ödese belki işler açılırız diyoruz. Fakat buda olmuyor. Ne yapacağımızı şaşırdık” ifadeleri ile gelinen süreci açıklıyor.

ALIM GÜCÜ YOK
Bizim Kundura'nın sahibi Alaattin Çuvalcı'da ömrünü bu çarşıda geçirmiş köklü esnaflardan biri. “Neden bu duruma düştünüz, suç kimde” sorusunu yönelttiğimiz Çuvalcı'da ekonomideki kötü gidişi ve fındığı işaret ediyor. Siftah yapmanın piyango çıkmış gibi kendilerini sevindirdiğini belirten yılların esnafı Çuvalcı, “Ayakkabı denince akla buirası gelirdi. 40 merdivenlere gelmeden kimsecikler ayakkabı satın almazdı. Fakat şu anda 11. aydayız. Yani ayakkabının tam satılacağı dönem. Biz sinek avlıyoruz. Milletin alım gücü yok. Tabandaki kesim ile tavandaki kesim arasında uçurum var. Bakıyorsunuz alışveriş merkezlerindeki 150 YTL'ye satılan ayakkabılar kapış kapış gidiyor, fakat bizim aynı kalitede 50-60 YTL'ye sattığımız ayakkabıları alacak kesim alışveriş yapamıyor. Yani zengine birşey olduğu yok fakat fakir gün geçtikçe daha beter bir hal alıyor. Bizim hitap ettiğimiz kesimin yüzde 80'i fındık üreticisi ve fındığını satamadağı için veya sattığı fındığının parasını alamadığı için ayağına ayakkabı alamıyor” ifadelerini kullandı.

BOŞ DÜKKANIN SAHİBİ
Lafa başlamadan önce “Benim fotoğrafımı çekmeyin” diyen Savaş kunduranın bu amcayı “Tamam fotoğraf çekmiyeceğiz ama görüntü almamıza müsade edin diyerek ikna ediyoruz. Sigarasının ucu kırık olan ve yakmaya hazırlanan amcaya ismini sorduğumuzda iuse “Bırakın ismimi beni dükkanı boş olan amca doiye yazın” ifadelerini kullanıyor ve gülerek, “Ben AK parti'ye oy verdim haa Ama tekrar vermem. Çok bunalttılar beni oğlum” diyor. Beni çekeceğinize benim halimi anlatan boş dükkanı ve şu sokağı çekin diyen ak saçlı amca ile sohbetimizde işlerini döndürebilmek için çektiği kredi borcu yüzünden büyük sıkıntılar yaşadığını öğreniyoruz. Kredi faiz oranlarının yüksek olmasından yakınan bu amca “Oğlum biz konuştukça daha beter oluyoruz. Bunlar bizi duymuyor. Ama biz sesimizi duyuracağımız zamanı biliriz” diyerek sözlerini noktalıyor.

KAPATAN DÜKKAN SAYISI ARTAR
Hızarcıoğlu kunduranın sahibi Serkan hızarcıoğlu ise “Bakın biz ölmüşüz, ağlayacak kimsemizde yok. Sokaklar bomboş. İnanın sabahtan akşama kadar çarşının başından sonuna volta atmakla günü dolduruyoruz. Müşteri gelmiyor. Gelen müşteri sadece bakıyor. Tek tuk satışlar ile kıt kanaat geçiniyoruz. Sonumuzun hayırlı görmüyorum. Zaten dükkenler yavaş yavaş kapatmaya başladı. Böyle giderse kapatan dükkan sayısı her geçen gün artır” şeklinde konuştu.

TEFECİLERİN ELİNE DÜŞMÜŞ GİBİYİZ
Sistemin küçük esnafı ezip geçtiğini ifade eden Seymen Kundura'nın sahibi Kemal Seymen bankaların birer tefeci misali küçük esnafı hor gördüğünü buna devletinde meyil verdiğini ifade ederek, “Bakın devlet trilyonerleri destekliyor. Bankalardan yüzde 1 kredi olanakları sağlıyor. Çalıştırdığı işçiye teşvik veriyor. Ben 300 YTL SGK ücretu ödeyip işçi çalıştırırken trilyoner para babaları 100 YTL verip işçi çalıştırıyor. Bunun neresinde adalet ve özgürlük, bunun neresinde demokrasi insan hakkı. Bankalar yasal tefeciler gibi olmuş. Kanımızı emiyorlar. Küçük esnf yüzde 20 ile kredi alıyor. Ve bu krediler her geçen gün artıyor. Sivil Toplum kuruluşları temsilcileri devlete söz geçiremiyor. Anlayacağını esnaflık artık ölüyor. Millet sermayeye köle olmaya zorlanıyor. Başımızdakilerde buna göz yumuyor. Gerçekten sıkıntılı bir durumdazı ama ben az önce siftah yaptım, (Bunu söylerken saat 15.00'a yanaşmış hava kararmaya başlamıştı). Burda siftahı yapan çayları söyler” espirisi ile bizleri güldürerek dükkanından uğurluyor.

HABERE YORUM KAT
Haberlere yorum yapanlar genel kuralları kabul etmiş sayılırlar. Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler
Bölgesel