Cumhuriyet Gazetesi Yazarı ve İmtiyaz Sahibi İlhan Selçuk'un Ergenekon soruşturması kapsamında gözaltına alınması, alınma biçimi, bazı basın yayın organlarına yönelik arama karar ve uygulamaları, özellikle basın özgürlüğü, temel hak ve özgürlükler açısından kaygılara neden olmuştur.
Hukuk devletinde herkes eşittir ve kimsenin bir ayrıcalığı olmamalıdır. Bu açıdan kuşkusuz ki Selçuk'un da ifadesi alınabilir. Ancak, içinden geçtiğimiz ortam ve tartışmalar, çete soruşturması gerekçe gösterilerek muhalif aydın, basın ve odakların baskı altına alındığı izlenimini doğurmaktadır. İlhan Selçuk'un sabaha karşı gözaltına alınış biçimi ise, darbe dönemlerini anımsatmış ve hukuk devletine yakışmamıştır.
Öte yandan, yine çete soruşturması gerekçe gösterilerek muhalif olduğu bilinen Ulusal Kanal, Aydınlık Dergisi, Kaynak Yayınları ile Bilim ve Ütopya dersine yapılan baskın ve aramalar da, basın özgürlüğü açısından kaygılanmamıza neden olmaktadır.
Daha dün yargıyı hedef gösterenlerin, muhalif aydın ve siyasetçilere yönelik operasyonlarda yargıya güvenden sözetmeleri manidardır.Kuşkusuz ki yargıya güvenimiz tamdır. Demokrasinin işlemesi özgür bir basın ve hukukun üstünlüğü ile mümkündür.