Demokratik Sol Parti Trabzon İl Başkanı Sibel Suiçmez, AK Parti Hükümetini özellikle dış politikasından dolayı eleştirdi, sınır ötesi operasyon konusundaki görüşlerini dile getirdi. Türk halkının siyasi tercihlerinde duygusallıktan uzak, ülke çıkarları doğrultusunda hareket etmesi gerektiğine vurgu yapan Suiçmez, DSP için Türkiye Cumhuriyeti'nin kırmızı çizgileri çok önemlidir dedi. İşte Suiçmez'in önemli tespitleri:
Hükümetin izlediği terör politikası konusunda neler söyleyeceksiniz?
HÜKÜMETİN POLİTİKALARINI
DOGRU BULMUYORUZ
Biz uzun zamandır hükümetin politikalarını doğru bulmuyoruz. Üstelik bunu defalarca söyledik. AK Parti'nin seçimleri kazanması, Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın Başbakan olması, akabinde yaşadığımız süreç, tekrarlanan seçimler devamındaki o anayasa oylamasındaki sonuçlar... Henüz başbakan olmadan ABD'ye gidip icazet almaya çalışan Erdoğan'ın gerek ABD, gerekse Avrupa Birliği'ne karşı onurlu bir dış politika yürütemeyeceği ortadaydı.
Nitekim o tarihlerde de bu kaygılarımızın olduğunu söylemiştik. Bugün kaygılarımızda haklı olduğumuz ortadadır.
Hemen hemen terör örgütünün istediği, ekmeğine yağ sürecek şekilde açıklamalar yapıldı.
Dış politikada ödün vermek adına, koltuğu korumak adına, dış politikalara yaranmak adına bu açıklamalar yapılmıştır. Elbette gelinen süreç, koltuk koruma adına gelinen bir sürecin sonucudur. Kürt sorunu diyerek Güneydoğu sorununu Kürt sorununa indirgeyen bizzat Başbakanın kendisidir.
Sizce bu yanlış politikaların nedeni?
BUNLAR KOLTUK KORUMA
ADINA YAPILAN FAALİYETLER
Türk Silahlı Kuvvetlerini Türk halkıyla karşı karşıya getirme politikasındadır. Askerlerimiz dağlarda ölürlerken Başbakan: Askerlik yan gelip yatmak yeri değildir dedi.
Türkiye çok önemli, kritik bir süreçte... Asıl teröristlerin Irak sınırında değil, Türkiye'nin içerisinde olduğunu da söyledi.
Bugün aynı lafı Barzani de söylemektedir. Türkiye'deki hem irticai hem bölücü faaliyetlerin Anadolu'daki terör adına yapılan bu bölücü faaliyetlerin maalesef çok düzenli şekilde yürüdüğünü görmekteyiz. AB ve ABD ile hoşgörü faaliyetleri sürecinde verilen imtiyazlar ve koltuk koruma adına yapılan faaliyetler bizi bu durumlara sürüklüyor.
TERÖR SÜRPRİZ DEĞİL
Maalesef yıllardan beri bu konuya dikkat çekmeye çalışsak da Türk halkı bunu anlayamadı. Karadeniz'de %60'lara varan bir kabul oranı çıkıyorsa artık halkımız da kendini sorgulamalıdır.
O yüzden bu noktadan sonra Türk halkı, siyasi tercihlerinde duygusallıktan uzak, ülkenin çıkarları gereği hareket etmelidir.
Mevcut hükümetin izlediği dış politika sonucunda terörün tırmanması ve neredeyse Türkiye Cumhuriyeti gibi bir ülkeye meydan okur hale gelmesi bizim için sürpriz değildir.
Türkiye bu hükümeti hak etmiyor
Terörün bertaraf edilmesi yönünde hükümete önerileriniz nelerdir?
Elbette beğenirsin veya beğenmezsin belki ama Sayın Çiller döneminde de Ecevit döneminde de terör sıfır noktasında AK Parti Hükümetine bırakılmıştır. Bu, siyasi iradenin varlığındandır, güçlü bir devlet adamlığı, niteliği olan bir siyasetçinin yapabileceği bir politikadır. Hangi siyasi yelpazeden gelirse gelsin siyasi partiler iktidar olduklarında değişmezler. Birbirine bağlı bir devamlılık süreci içerisinde terörü yok etme faaliyetlerinde olmuşlardır. Askerimiz istikrarlı bir şekilde olması gerektiği yerde yeterince güçlendirilmiştir. Burada da önemli olan, siyasi duruşunuzun yalın bir şekilde nasıl olduğunu dış dünyaya göstermektir.
Siz kendi halkınız adına yapmanız gereken hareketler için ABD'den icazet almaya kalkarsanız, bu şekilde olumsuz sonuçlarla karşılaşırsınız. Bugün baktığımızda şehit haberleri gelmeye devam ederken, biz acaba sınırlarımızı korumak için ne yapacağımızı başbakanın ABD'ye gittikten sonrasına bel bağlamış durumdayız. Türkiye Cumhuriyeti'nin hak etmediği bir hükümet olduğunu düşünüyorum.
Türkiye Cumhuriyeti staj görülecek bir yer değildir
Bu bilinçli olarak yıllardan beri uygulanan bir politikanın sonucudur. Dün de başarısız buluyorduk, bugün de başarısız buluyoruz. Türkiye Cumhuriyeti, staj görülecek bir yer değildir dedim, söylemimin arkasındayım. Türkiye Cumhuriyeti, ciddi devlet adamı politikası yürütecek ve izlenecek bir devlet yönetimine sahiptir. Güçlü bir devlet geleneğimiz vardır. Türkiye Cumhuriyeti; öğrenme, deneme, deneyerek yanılma yeri değildir. Maalesef gelinen noktada elde ettiğimiz sonuçlara da baksak, Bunlar AB yolunda yapılıyor diye yorumlasak da AB yolunda attığımız adımlar ortadadır. Türkiye Cumhuriyeti devleti olarak onurlu bir duruş gösterememekteyiz.
Türk halkına da sorumluluk yüklenmeli
Ülkemiz zor bir süreçten geçiyor. Ülkemizin bölünmez bütünlüğü alanında düşüncelerimiz yoğunlaşırken bir yandan da laik düşünceler tartışıyoruz. Bu iki cephede savaşmak zorundayız. Artık gün bu günse savaşlar sadece topla tüfekle kazanılmıyor, kültürel yozlaşma ile de yapılıyor. Yapacağımız çözümlerde akılcı olmamız gerekiyor. Yani sürekli olarak siyasilerin kendilerine gösterdikleri şablon üzerinden bir şeyler yapmak değil, gerçekten faydalı olabilecek şeyler yapmak gerekiyor. Yaptığımız işlerde de aktif roller oynamak gerekiyor. Bu yaşanan süreçte siyasilere olduğu gibi Türk halkına da sorumluluk yüklenmesi gerektiğine inanıyorum. Bu yöndeki çalışmaları yapabilirsek hem vatandaş, hem siyasiler olarak gerekli çözümü bulabileceğimize inanıyorum.
Sınır ötesi operasyon bir an evvel olmalı
Sınır ötesi operasyonun bir an önce olmasından yanayız. Bu tamamen hukuktan geçen bir takip hakkını içeriyor. Biz bu iş daha fazla uzatılmadan, kış koşullarına girilmeden bir an önce yapılır diye düşüyoruz. Ülkemizde sadece kaçak sigara olayı yok, uyuşturucu ağına da oldukça rastlanıyor, silah kaçakçılıkları yoğun bir şekilde yapılıyor, buradan sağlanan gelirlerin çok büyük kısmının terör örgütlerine, Barzani'ye gittiğini biliyoruz.
Bunları önlemeye yönelik yapılacak çalışmalara ihtiyacımız var. Bu doğrultuda uzantılarının da bir şekilde kesilmesi gerekir. Mazot kaçakçılığının da bir an önce önlenmesi lazım.
Türk halkını oyalamanın anlamı yok
Hükümetin alacağı önlemlerin etkili olabileceğine inanıyor musunuz?
Yalandan yere zaman zaman yapılan kükremelerin, aslanın kediye yaptığı kükremelerden fazla ileri gidemeyeceğini düşünüyorum. Yıllar öncesinden ABD'nin tankı tüfeği peşmergelerin elinde deyip şimdi bu sözün arkasında durmadıysanız, tabii icazet almak için ABD'ye gitmek durumunda kalırsınız. O yüzden bu hükümet değiştiğinde çok daha onurlu bir dış politika izleneceğini düşünüyorum.
Demokratik Sol Parti'nin de neler yapacağı, Sayın Ecevit döneminde Türkiye Cumhuriyeti'ne neler yaptığının göstergesidir. DSP için Türkiye'nin kırmızı çizgileri çok önemlidir. Zaten Ecevit dönemini iş başından uzaklaştırma çalışmalarının ardında yatan neden de yine Irak'a yapılacak olan savaş başlangıçları idi ve bunun için oyunlar tertip edilmişti. Bülent Ecevit'in öldürülmesi çabaları da buna dahildi.
Bugün Türkiye'de hangi güçlerin at koşturduğunun farkındayız. Yalandan yere kükremenin, bir şeyler yapacakmış gibi Türk halkını oyalamanın anlamı yok.
Bir kelimelik oyun
Tezkerenin onay görmesi fakat hala uygulanmaması konusunda neler söyleyeceksiniz?
Yaptıkları çıkışlarla Türk halkının güvenini almaya çalışıyorlar. Şimdi de önümüze 5 Kasım koyuldu. Sayın Başbakan 5 Kasımda yine ABD'ye ne yapması gerektiği konusunda icazet almaya gidecek, öyle gözüküyor ki öğüt alacak. Bir yandan Terör örgütlerinin elindeki silahlar ABD tarafından veriliyor. diyeceksiniz; bir yandan da gideceksiniz Sayın Bush ne yapmamız gerekiyor? diyeceksiniz.
Olay, tezkereyle ilgili bir konu değildi. Zaten tezkereyi geçirmemiş miydiler? Meclis bu konuda son derece hassas. Olayı geniş bir zamana yayarak uygulama hedefinde diye düşünüyorum. Talabani ve Barzani, Türkiye aleyhine açıklamalarda bulunuyorlar. Bu tezkerenin de bir kelimelik oyun olduğunu düşüyorum, yani hiçbir anlamı yok.