Sansür 103 yıl önce kaldırıldı
Türkiye’de basında sansürün kaldırılışının 103 yıl dönümü nedeniyle Trabzon Gazeteciler Cemiyeti Yönetim kurulu yazılı bir açıklama yaptı.
TGC’den yapılan yazılı açıklama aynen şöyle Basın Özgürlüğüne her zamankinden daha çok ihtiyacımız var.
Osmanlı döneminde tam 103 yıl önce, 24 Temmuz günü bir grup gazeteci, sansür memurlarını gazetelerine sokmadı. Gazeteciler, sabaha kadar nöbet bekleyerek direnişlerini sürdürdü.
Eylem sayesinde, 25 Temmuz 1908 tarihli gazeteler sansürsüz çıktı.
İşte bu eylemin yapıldığı gün olan 24 Temmuz, yüzyılı aşkın süredir “Sansürün Kaldırılışının Yıldönümü” ve dolayısıyla “Basın Bayramı” olarak kutlanmaktadır. Bugün ne yazık ki, aradan yüzyılı aşkın bir süre geçmesine karşın Basın Özgülüğü adına hiç de iyi bir noktada bulunmamaktayız.
Dahası, elde edilen haklar, büyük emeklerle elde edilen zeminler teker teker ortadan kaldırılmaktadır. İnsan hak ve özgürlüklerinin, anayasal haklarımızın en önemli güvencelerinden biri olan basın özgürlüğünün içi boşaltılmıştır.
Sermayenin yoğun ilgisi nedeniyle ciddi bir tekelleşme yaratılarak demokrasi açısından büyük handikaplara yol açılmış, yabancı sermayenin giderek artan etkisi ile de toplumsal ve ulusal çıkarların zarar göreceği bir ortam oluşturulmuştur. Medya kuruluşları ve gazeteciler, yoğun bir baskı ortamında bırakılmış, sorumlu gazetecilik neredeyse ortadan kaldırılmıştır. Medya, yandaş olup olmama gibi bir değerlendirmeye tabi tutulmuş, bağımsız-özgür-sorumlu bir yayıncılık değil, yandaşlık ölçü alınır hale gelmiştir.
Medya sektörünün en önemli aktörleri olan gazeteciler, iş güvencesinden yoksun, ekonomik ve sosyal haklar bakımından çok kötü koşullarda çalışır haldedir. Gazetecilerin çalışma koşullarını düzenleyen 212 sayılı yasa anlamsızlaştırılmış, en son fiili hizmet zammı hakkı da ellerinden alınmıştır.
Güçlü bir demokrasi, güçlü, özgür ve sorumlu bir basın ya da medya ile mümkündür. Böyle bir basın ise ancak ve ancak iş, ekonomik ve sosyal güvencesi bulunan gazetecilerle gerçekleşebilir.
Demokrasinin yerleşip gelişebilmesi ve daha özgür bir ortam için; basında tekelleşmenin en azından sınırlandırılması, yabancı sermayenin genişlemesinin durdurulması, gazetecilerin özlük haklarını genişleten ve güvence altına alan yasal düzenlemelerin yapılması bir zorunluluktur. Gazeteciler, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nden bu değişiklikleri beklemektedir. Bu zor koşullar altında çalışan arkadaşlarımızın basın gününü kutlar, daha özgür, daha güvenceli bir ortam dileriz.