Karadeniz Bölgesi’ndeki kanser vakalarına neden olarak gösterilen Çernobil patlamasının 25. yıl dönümünde, Çernobil’e karşı mücadelede simge isim haline gelen Kazım Koyuncu’nun dostları HES’lere dikkat çekti.

Ukrayna’nın Kiev bölgesine bağlı Çernobil Kenti’nde 26 Nisan 1986 yılında meydana gelen patlamada, nükleer güç reaktörünün 4. ünitesinden yayılan radyoaktif sızıntının ardından başlayan tartışmalar sürüyor. Tartışmalar, Japonya’da yaşanan tsunami felaketiyle Fujikama Nükleer Santrali’ndeki birbirini takip eden üç patlama ve radyoaktivite sızıntısı ile alevlendi.

Doğu Karadeniz Bölgesi’nde artan kanser vakalarına neden olarak Çernobil gösterilirken, Çernobil ile mücadelede simge haline gelen 25 Haziran 2005 tarihinde kanser hastalığı sonucu hayatını kaybeden ünlü sanatçı Kazım Koyuncu’nun dostları, Çernobil’deki felaketin 25. yıl dönümünde HES’lere dikkat çekti.

Koyuncu’nun Artvin’in Hopa ilçesinde kuaför dükkanı işleten abisi Hüseyin Koyuncu yaptığı açıklamada, nükleer projelere karşı oldukları gibi doğaya zarar veren HES’lere de karşı olduklarını belirterek, “Sadece benim kardeşim değil. Karadeniz’de genci ile yaşlısı ile bir çok insan kanserden hayatını kaybetti. Bu ölümlerde Çernobil önemli bir etken. Ancak halen insanların bu konuda ki duyarsızlığını anlamış değilim. İnsanların bu kötü gidiş karşısında di duyarsızlığı ilginç geliyor bana. Bunun yanında şimdi birde HES’ler yapılmak isteniyor. Karadeniz halkı bu konuda duyarlı. HES’ler tabiatı, doğayı bozan projeler. Bunların bize vereceği zararı bilmemiz gerekiyor” dedi.

Kazım Koyuncu’nun hayattayken Çernobil’e karşı mücadele başlattığını da ifade eden abi Koyuncu, “Kazım hayattayken Çernobil’e karşı sürekli tepkisi vardı. Çernobil’in insanlar ve doğa üzerindeki zararlarını her zaman gündeme getirmiştir. Kazım’ın ölümünden sonra Çernobil biraz daha dikkat çekmeye başladı. Bölgemizde her ailede bir kanser hastası var. İnsanlar tedirgin. Rahatsızlanıp hastaneye gidiyorlar. Kanser olduklarını öğreniyorlar” şeklinde konuştu.

Kazım Koyuncu’nun dostlarından Harun Aksu, radyasyonun politikacıların beyninde olduğunu vurgulayarak, “Vakti ile çayı karıştırıp ‘bakın ben içiyorum’diyen Cahit Aral beyni halen devam ediyor. Geçtiğimiz günlerde Japonya’daki nükleer faciada oradaki başbakan da su içmişti. Demek ki politikacıların beyinleri radyasyon. Bunların topluma enjekte ettikleri siyaset radyasyonlu” ifadelerini kullandı.

Koyuncu’nun yakın arkadaşlarından Engin Kaptan ise Koyuncu’dan öğrendikleri ile çevreye ve insana zarar veren tehditlerle mücadele etmeye devam edeceklerini belirterek “Kazım, insanlara zarar veren tehlikelerle mücadele eden devrimci bir arkadaşımızdı. Kendisini bu vesile ile saygı ile anıyorum. Kazım kardeşimiz bize şunu öğretti; bir şeyi başımıza gelmeden araştırmamız gerektiği. Kazım bize mücadeleyi öğretti. Hopa’da kurulan bir takım mücadeleci platformlar var. HES’lerin ve Çernobillerin karşısında bilinçli bir şekilde mücadele veriyorlar. Kazım bize ayrıca insanlığı, kardeşliği ve olumsuzluklara karşı birlikte mücadele etmeyi de öğretti” dedi.